Coğrafya kader derler. Bizim cennet vatanımız Türkiye’de bir ayağı Avrupa’da bir ayağı Asya’da olan bir ülke. Ortadoğu’ya yakınlığımız itibariyle jeopolitik olarak kritik bir konumdayız. Bu yüzdendir ki ülkemizin üstünde yüz yıllardır birçok oyun oynanıyor. Osmanlı zamanında günümüze kadar maalesef yabancı ülkelerin gözü bizim topraklarımızda. Bu uğurda birçok badireler atlattık. Birçok yabancı ülke bizim üstümüzden hesap yapıyor. Bu yüzden her zaman tetikte olmalıyız. Malumunuz geçtiğimiz aylarda ABD’de seçimler yapıldı. Sancılı bir süreç geçiren ABD’de de Biden koltuğa oturdu. Trump her ne kadar ben kazandım dese de Biden, 20 Ocak 2021'de Amerika Birleşik Devletleri'nin 46. başkanı olarak göreve başladı. Yukarıda bahsettiğim gibi yabancı ülkelerin maalesef ki he bir hesabı var bu topraklarda. Cumhuriyet tarihimiz baktığımızda da ABD ile müşterek kaygılardan dolayı birlikte hareket ettik. NATO’dan dolayı stratejik müttefik olduğumuz Amerika ile zaman zaman çıkarlarımız ters düştü. Yüzümüzü başka bir yere çevirdiğimizde ise ABD ülkemize, Türkiye’deki işbirlikçileri üzerinden ayar vermeye kalktı. Üstad Yavuz Donat geçen hafta Türkiye- Amerika ilişkilerini 2 gün boyunca yazdı. Bugün yaşananlar tarihte yaşadıklarımızdan farkı değil.  Biden dönemi ile birlikte ABD ilişkiler çok olumlu seyredeceği yönünde değilim. Zaten Amerika’nın bir politikası vardır. Ali gelmiş, Veli gitmiş pek fark etmez. Başkanların sadece sitilleri değişiktir. Amerika’nın kendi çıkarları için harcamayacağı devlette yoktur. Bunlar bir gerçek. Bu gerçekleri bilerek ABD ile ilişkileri sürdürmeliyiz. ABD Başkanı Joe Biden'ın resmen göreve başlamasıyla Türkiye-ABD ilişkileri de yeni bir döneme gireceği kesin. Eski Başkan Donald Trump döneminde Pastör Brunson olayı ve S-400 alımı nedeniyle yaptırıma maruz kalan ülkemiz, Biden yönetimiyle daha kurumsal ve öngörülebilir bir ilişki kurmak istiyor. İlişkilerin yönünü ve geleceğini, tarafların YPG ve S-400 sorunlarının da yer aldığı beş başlıkta izleyecekleri politikalar ve anlayışlar belirleyecek. Taraflardan yapılan açıklamalar, ABD açısından S-400 konusunun, bizim açımızdan ise ABD'nin Suriye'de YPG'yi desteklemesinin öncelikli sorun olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Çıkar oyunlarının sahne alacağı bir dönem. Ama en önemlisi bizim yere sağlam basmamız. Eğer biz güçlüysek muhakkak ortak bir noktada buluşuruz. Doğu Akdeniz’de yaşanalar ortada. Bizi bu denklemden çıkarmak istiyorlar. Avrupa Birliği’nin tavrı net. ABD’de bizden yana gibi görünüp Rum yönetimi destekliyor. Dış ilişkilerde zaten menfaatler ön plandadır. Bu yüzden başta savunma sanayimiz olmak üzere kendi değerlerimizi yaratmalıyız. Dışa bağımlı bir Türkiye’nin belini düzeltmesi imkansız. Bu yüzden ABD Başkanın kim olduğundan çok bizim ne yaptığımız önemli. Rusya olsun ABD olsun çıkarları doğrultusunda bizim yanımızda olacaktır. Bu yüzden denklemi iyi kurmalıyız. Zor ve hassas bir dönem bizi bekliyor.

VATANDAŞI DİNLEMEK LAZIM

Pandemi döneminde akşamdan akşama eski adliyenin köşesinde oturuyorum. Dostlarla sohbet ediyoruz. Ayrıca Haşim Ağar’ın bürosuna gidip ülke gündemi ile ilgili değerlendirmeler yapıyorum. Benim siyasi görüşüm ve düşüncelerim bellidir. Öncelikle bunun altını çizeyim. Dün gazeteleri okurken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını okudum. ‘Halkımıza ses verip, kapı kapı dolaşıp vatandaşlarımızın dertlerine ortak olmalıyız’ diyor. 18 Yılda ülkemize çağ atlattıklarının altını çiziyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Hakikaten AK Parti birçok reformun öncüsü olarak yaptığı eserler ile ülkemize çağ atlatmıştır. Geldiğimiz noktada ise bana göre biraz frene basıldı. Ekonomik olarak esnafın keyfi kaçık. Kısıtlamalar sonrası esnaf kan ağlıyor. Son olarak vergi, SGK gibi bazı borçlar ötelendi. Halk Bankası krediler ötelendi. Ama bu sorunları ne kadar çözer o konuda şüpheliyim. Cumhurbaşkanın oyunun AK Parti’den fazla olduğunu düşünenlerdenim. Yıllar geçtikçe parti teşkilatlarında kopmalar olduğunu gözlemliyorum. Manisa olarak baktığımızda Salih Hızlı yeni bir yönetim kurulu ile yoluna devam etti. Geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazımda AK Parti il Başkanı seçilmesinden dolay duyduğum memnuniyeti sizlerle paylaşmıştım. Salih Hızlı çok iyi ve sevdiğim bir insandır. Şimdi Salih Hızlı ve yönetimi Manisa’da çalmadık kapı bırakmamalı. Açıkçası son zamanlarda Manisa’da bir boşluk var. Esnafa kulak vermek lazım. Pandemi dönemi zor ama tencere kaynamazsa vatandaşın canına tak eder. Homurdanmalar gittikçe yükseliyor. Açıkçası benim yaşım belli. Ne siyasi ne de başka bir beklentim olmadığını herkes biliyor. Siyasi tecrübelerimden yola çıkarak sahaya inilmesi gerektiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi vatandaşı dinlemek lazım. Biri yer biri bakarsa kıyamet ondan kopar. Bu söylediklerim bir dost tavsiyesi niteliğindedir. Dediğim gibi sokağın nabzını tutmak söylenenlere kulak vermek lazım.

NOT: Bugün AK Parti İl Başkanı Salih Hızlı ve yönetiminin basınla tanışma toplantısına katılacağım. Toplantı izlenimlerimi önümüzdeki hafta sizlerle paylaşacağım.