Antik dönem tarihçisi Strabon’un "Geographika" adlı eserinde "Katakekaumene" olarak tanımladığı Kula ve çevresi, sonbaharda adeta renk cümbüşüne dönüştü. Gediz Nehri kıyısındaki koyu lav akıntıları ile bağların sarı ve kırmızı tonları bir araya gelerek bölgeyi büyüleyici bir görünüme kavuşturuyor.

Yanık Ülkede Sonbaharın Büyüsü
Türkiye’nin UNESCO tescilli tek jeoparkı olan Kula-Salihli UNESCO Küresel Jeoparkı, volkanik tepeleri, lavdan oluşan kaya denizi ve geniş vadeleriyle sonbaharda ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Jeopark sınırlarında yer alan lav kalıntıları, üzüm bağları ve ağaç dokusu, sarı, turuncu ve yeşilin tonlarıyla birleşerek doğal bir tablo oluşturuyor.

Gediz Nehri Kıyısında Renkli Bir Yolculuk
Gediz Nehri çevresindeki volkan konileri ve lav platoları, sonbaharda sararan ve dökülen yapraklarla görsel bir şölen sunuyor. Ziyaretçiler, doğal dokunun ve volkanik manzaranın birleştiği bu alanlarda fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler yakalama fırsatı buluyor.








