Manisa Gazeteciler Cemiyeti, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) Halk TV’ye verdiği ekran karartma cezası ile Sözcü TV ve Tele 1’e uyguladığı idari para cezalarına tepki gösterdi. Cemiyet, bu tür yaptırımların basın özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını tehdit ettiğini belirtti.
Cemiyet tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Halk TV’ye ekran karartma, Sözcü TV ve Tele 1’e yönelik idari para cezası kararlarını basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı açısından kabul edilemez buluyoruz. Bu tür yaptırımlar, sadece yayın organlarını değil, kamusal tartışma zeminini de hedef almaktadır. Basın, demokrasinin temel direklerinden biridir. Farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği, çoğulcu bir medya düzeni, sağlıklı bir toplumun ön koşuludur. RTÜK’ün bu yaklaşımı, eleştirel yayıncılığı baskı altına almakta, kamuoyunun farklı seslere erişimini zorlaştırmaktadır.”
Boykotlara da Tepki: “Demokratik Kültürü Zayıflatır”
Cemiyet açıklamasında medya organlarına karşı alınan boykot kararlarının da en az cezalar kadar kaygı verici olduğu vurgulandı:
“Öte yandan, bazı yayın kuruluşlarına karşı alınan boykot kararları da aynı derecede endişe vericidir. Siyasi görüş, ekran süresi veya çeşitli farklılıklar gerekçe gösterilerek medya organlarının dışlanması ya da yok sayılması, demokratik kültürü zayıflatır, basın çalışanlarını ise doğrudan mağdur eder. Bugün ceza verilen ya da boykot edilen medya kuruluşlarında siyasi kutuplaşmanın dışında durmaya çalışan, mesleğini onuruyla sürdüren yüzlerce gazeteci görev yapmaktadır. Bu kurumlar aynı zamanda meslektaşlarımızın geçim kaynağıdır.”
Cemiyet’ten Net Çağrı: “Basın Özgür Olmalıdır”
Manisa Gazeteciler Cemiyeti, açıklamasının sonunda net bir mesaj vererek şu ifadeleri kullandı:
“Bu nedenle çağrımız nettir: ‘Hiçbir güç odağı, basın üzerinde baskı kurmamalı, medyayı kendi siyasal sınırları içine hapsetmeye çalışmamalıdır.’
Manisa Gazeteciler Cemiyeti olarak düşünce ve ifade özgürlüğünü, çoğulculuğu ve basın etiğini savunuyoruz. Baskıyla yönlendirilen değil, özgür, bağımsız ve sorumlu bir medya düzeni istiyoruz.”