Manisa’da Eğitim-İş Sendikası, proje okullarındaki atama süreçlerine ilişkin hukuksuzluk ve liyakatsizlik iddialarını protesto etmek amacıyla Yunusemre ilçesindeki bir okul önünde eylem düzenledi. Öğrencilerde ellerinde pankartlarla eyleme destek verirken Eğitim-İş Manisa Şubesi Lale Kale de, “Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur. Bu itiraf, aslında bütün bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu göstermektedir.” diyerek tepkisi dile getirdi.  

Eğitim-İş Manisa Şubesi proje okullarında yapılan hukuksuz ve liyakatsiz atamaları protesto etti. Yunusemre’de bir okul önünde gerçekleşen eyleme Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Mert Özkösemen, sivil toplum kuruluşları katıldı. Öğrencilerde ellerinde pankartlarla eyleme destek verdi.  Basın açıklamasını Eğitim-İş Manisa Şube Başkanı Lale Kale yaptı.

Eğitim-İş Manisa Şube Başkanı Lale Kale yaptığı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş. Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise "proje okulları" adı altında sürdürülen politikadır.” dedi.

Kale sözlerine şöyle devam etti: “2014 yılında, dönemin Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta “ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar” şeklinde sunulan bu model, bugün itibariyle 2318 okula ulaşmış, kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltılmıştır. Proje okulları adı altında yapılan şey, açıkça eşitsizliğin kurumsallaştırılması, öğretmenin hukuki güvencelerinin yok edilmesi, eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edilmesidir.”

Bu sürecin mimarının bugünün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin olduğunu vurgulayan Kale, “Daha 2014 yılında dönemin müsteşarıyken söylediği şu sözler bugün yaşadıklarımızın habercisiydi: “Mevzuatlar bize engel oluyor. Ama biz siyasi iradeyle hareket ediyoruz. Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız.” Ve yaptılar.” dedi.

“BU BİR PROJE DEĞİL; BİR TASFİYE OPERASYONUDUR!”

Proje okullarındaki öğretmen atamalarının Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in doğrudan inisiyatifine bırakıldığını ve liyakat ilkesinin tamamen devre dışı bırakıldığını belirterek şunları söyledi: “Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur. Bu itiraf, aslında bütün bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu göstermektedir. Proje okulları uygulaması ile bakan 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir.” diye konuştu.

“YILLARDIR GÖREV YAPTIĞI OKULLARDAN GEREKÇESİZ VE ANİ BİR ŞEKİLDE SÜRÜLÜYORLAR”

Son dönemde özellikle köklü okullarda yüzlerce öğretmenin gerekçesiz ve ani bir şekilde görevden alındığını söyleyen Başkan Lale Kale, “Bugün yüzlerce öğretmenimiz, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürülmektedir. İzmir Atatürk Lisesi gibi Cumhuriyet değerleriyle özdeşleşmiş köklü kurumlarda, bir gecede 60 öğretmen görevden alınmıştır. Norm kadro fazlası bahanesiyle, on yıllardır emek veren öğretmenler başka ilçelere, bazen 100 kilometre öteye gönderilmek istenmektedir. Bu sadece hukuka aykırı değil, aynı zamanda eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci-öğretmen ilişkisine ihanettir.” dedi.

“ÖĞRETMENLERİ BİR GECEDE SÜRGÜN ETMEK HANGİ HUKUK DEVLETİNE, HANGİ KAMU VİCDANINA SIĞAR?”

Eğitimde liyakat ve hukukun ihlaline dikkat çeken Kale yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Şimdi soruyoruz: Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir? Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür? Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir? Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar?”

“CUMHURİYET’İN EĞİTİM ANLAYIŞI SİSTEMLİ BİÇİMDE TASFİYE EDİLİYOR”

Devlet memurluğunun siyasi iktidara bağlı olmadığını, anayasa ve yasalara dayalı bir sorumluluk olduğunu kaydeden Kale, “Bugün proje okulları aracılığıyla yapılan şey bu güvenceyi ortadan kaldırmak, öğretmenleri itaate zorlamaktır. Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz: “Proje okulu” adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil; siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir. Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesidir.” şeklinde konuştu.

Projenin asıl amacının, liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak ve sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Kale, “Onların hedefi açık. Liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak, düşünmeyen nesiller yetiştirerek sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak, Cumhuriyet'in temelini oluşturan laik, bilimsel ve kamusal eğitimi çökertmek. Kırk yıllık bir öğretmeni, yıllarını eğitime ve öğrencilerine adamış bir insanı, tek bir yazıyla, tek bir imzayla görevden almak kolay. Ama onun öğrencilerinin yüreğinde bıraktığı izi, düşünce dünyasında açtığı kapıları, hayata dokunuşunu silmek imkânsız. Gerçek öğretmen, sınıflarda sadece ders anlatmaz; geleceği şekillendirir, insan inşa eder.” dedi.

Üniversitelilerden liselilere uygulamalı biyoloji eğitimi
Üniversitelilerden liselilere uygulamalı biyoloji eğitimi
İçeriği Görüntüle

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA SESLENDİ

Açıklamasında hem Milli Eğitim Bakanlığına hem de siyasi iktidara seslenen Kale şunları söyledi: “Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi istiyoruz. Tüm öğrenciler için eşit ve nitelikli eğitim hakkı istiyoruz. Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği, eğitimde liyakat ve hukuk ilkesinin esas alındığı bir sistem istiyoruz. Eğitim-İş olarak biz, hiçbir öğretmenimizin yalnız olmadığını bir kez daha hatırlatıyor, bu hukuksuz atamalara karşı her türlü yasal mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.”

Başkan Kale sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu adaletsizliğe karşı yalnız biz değil; halk da sessiz kalmıyor. Ülkenin dört bir yanındaki birçok köklü okulda, öğrenciler ve mezunlar, yıllarını eğitime vermiş öğretmenlerine sahip çıkmak için eylemler başlatmıştır. Gençlerimiz, kendilerine ışık tutan öğretmenlerinin yanında durarak yalnızca bir hak ihlaline değil; Cumhuriyet’in eğitim anlayışına da sahip çıktıklarını haykırmaktadır. Bu dayanışma karanlığa karşı yanan umut ateşidir. Ve biz o ateşi birlikte büyüteceğiz. Proje değil, adalet istiyoruz!

Kaynak: Haber Merkezi