Lider doğulmaz, lider olunur, kimse lider olacağım diyerek de lider olamaz, şartlar oluşmamışsa ne kadar çabalarsan çabala istesen de lider olamazsın. Toplumlar bir lidere ihtiyaç duymadıkça liderlik de kendiliğinden gelmez. Selçuklu imparatorluğu parçalanıp koca devlet irili ufaklı boylara, beyliklere bölündüğünde Gazi Osman Beyin bunlar arasında temayüz edip ortaya çıkması, Türk Birliğine lider olması da tesadüf değildir ve bir ihtiyacın sonucudur.
Kayı Boyu lideri Kaya Alp oğlu Süleyman Şah'ın Fırat Irmağını geçerken ölmesi üzerine Kayı Boyu reisliğini eşi Hayme Hatun (Hayme ana) üstlenmiş ve Selçuklu Sultanının gösterdiği, önce Karacadağ yöresine ardından da Domaniç, Söğüt Yaylalarına konmuşlardır. Hayme Hatun, oğlu Ertuğrul Gazinin Boyu çekip çevirecek, liderliğini üstlenebilecek olgunluğa erişmesine kadar da Kayı Boyu liderliğini sürdürmüştür. 8 Mart Dünya kadınlar gününü kutladığımız bu hafta içinde bu hususun altını özellikle çizmek istedim.
Osman beyin yetişmesinde anası Halime Hatun kadar büyük annesi Hayme Hatunun da payı vardır. Cengaverliği babasından öğrendiği kadar, fikir feraset sahibi olmayı, ölçüp biçmeyi, dirayetli davranmayı, hoşgörüyü, olgunluğu da ailenin kadınlarından öğrenmiştir. Ancak ona asıl liderlik vasfını kazandıran ise önce şeyhi sonra kayın pederi olan Şeyh Edebalı'nın öğütleri olmuştur. Büyük düşünmeyi, kucaklayıcı, adaletli, hoşgörülü olmayı ve daha birçok liderlik vasıflarını ondan öğrenmiştir.
Lider adil olur, kucaklayıcı olur, yurttaşlarını, halkını, tebaasını ayırım gözetmeden korur, kollar, kendisi gibi düşünmeyenlere de saygılı olur. Lider devletin kurumları arasında denge gözetir, kurumları korur tartışmaların içine çekmez, devletin tepesini kavgaya sokmaz, güçler ayrılığını gözetir, büyük düşünür, istişare ve meşverete önem verir. Lider toplumun bireyleri arasında taraf gözetmez, herkese aynı mesafede durur, kendisini de makamını da tartıştırmaz. Lider hoşgörülü olur, şefkatli olur, topluma zulmetmez, fikir ve inanç özgürlüğüne saygı duyar. Lider tahammüllü olur, eleştirilere, olur, olmaz cevaplar vermez, ağırlığını korur, kendisini hedefe koydurmaz, kötü niyetlilere de muhatap olmaz. Lider olgun olur, dirayetli olur, kanmaz, kandırılmaz, dalkavuklara kulak asmaz. Lider tarihinden dersler çıkarmasını bilen, bilge kişilerin öğütlerine kulağını tıkamayandır. Lider Hoca Ahmet Yesevi'nin, Mevlana'nın, Şeyh Edebalı'nın, Yunus'un, Hacı Bektaş-ı Veli'nin ve daha nice bilgelerin sözlerine, öğütlerine uyandır. Lider kibirden uzak duran, lükse, debdebeye, şatafata değer vermeyendir. Lider siyasetçi değil devlet adamıdır, iktidarı kaybettikten, hatta öldükten sonra da itibarını koruyabilen, saygıyla anılabilen, topluma rehber olmayı sürdürebilendir. Lider, Bilge Kağan vasiyetini özümseyen, tarihini bilen, Bilge Kağandan, Çağrı Beye, Alparslan'dan, Osman Beye, Fatih'e, Yavuz'a, Kanuni'ye, Mustafa Kemal'e gelmiş geçmiş önderlerini, liderlerini bilen tanıyan başarılarının izinde gidendir.
Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez sözü vardır. Türk toplumu ne zaman dara düşse içinden bir lider, önder çıkarmıştır. Lider ihtiyacı böyle zamanlarda ortaya çıkmıştır. Osmanlının parçalanmak istenmesi, kültürüne, geleneğine, dinine, özgürlüğüne ve bağımsızlığına düşkün milletimizin içinden Mustafa Kemal'i çıkarmıştır. Milli Şeflik İstibdadı, Bayar'a ve Menderes'e yol vermiş, 27 Mayıs mezaliminden çıkış yolu arayanlar Demirel'i lider yapmışlardır. 12 Martın baskıcı rejimi, kardeş kavgası, varlık içinde yokluklar Ecevit'i umut yapmış, 12 Eylül sonrası dayatmacı seçimleri ise Özal'ı parlatmıştır. Bugünkü tablo ise 28 Şubat süreci ve 2002 krizinin sonucu olarak ortaya çıkmış, Tayyip Erdoğan liderliğe oturmuştur. Maalesef komşularımızda cereyan eden iç savaşlar, Güneydoğumuzdaki adeta gayri nizami savaş hali, uzlaşmaz siyaset anlayışı, beceriksiz muhalefet, kutuplaşma ve hoşgörüsüzlük, kavgalar yeniden lider arayışına yol açmıştır.
Kimileri böyle bir ihtiyaç olmadığını ileri sürebilir kendi açılarından haklı da olabilirler ama toplum kaynamaktadır, çıkış yolu aramaktadır. Aksi olsa Sayın Bülent Arınç ve arkadaşları niçin konuşsunlar? Önceki Cumhurbaşkanı Sayın Gül niye sessizliğini bozuyor? Sayın Meral Akşener'in başkaldırısı nedendir? DYP'nin ANAP'ın eski tüfekleri, bakanları, milletvekilleri niçin toplanmaktadırlar? DP'deki taban hareketini başlatanlar nasıl birden bire on binlerce taraftara ulaştılar? Sayın İlhan Kesici'nin TBMM'de Hükümet programı üzerindeki konuşması nasıl toplumun her kesiminden takdir gördü? Sayın Rifat Serdaroğlu'nun yazıları, yüzbinlere nasıl ulaşıyor? Benim, Sayın Gürcan Dağdaş'ın, Yılmaz Hastürk'ün, İbrahim Artvinli'nin hatta ilerlemiş yaşına rağmen Sayın İsmet Sezgin'in ve daha birçok dostumuzun sosyal medyadaki paylaşımları nasıl oluyor da bu kadar rağbet görüyor?
Türk siyaseti yeni liderini bekliyor, kim ne yaparsa yapsın bu bekleyiş mutlu sonla taçlanacak, Türk halkı yeni liderine kavuşacaktır. Kimse evirip çevirmesin, bu lider merkez sağdan çıkacak ve herkes onun etrafında bütünleşecektir. Zira halk barıştan yanadır, kucaklaşmadan yanadır, kavgayı sevmez, baskıya ve zulme direnir, hoşgörü sahibidir, kısacası merkezdedir. Bütün liderler toplumun bu hasletlerine değer vererek söylem geliştirmiş ve halkın gönlünü kazanmıştır. Uzaklaştıkça da liderlik vasıflarını kaybetmiştir.
26 Mart günü DP taban hareketi Samsun'da toplanıyor, ister misiniz ardından Sivas ve Erzurum gelsin? Sonunda ver elini Ankara milli iradenin mabedi TBMM. Tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutluyorum. Onların feraset ve sağduyusu bu hareketin başarıya ulaşmasında en önemli etken olacaktır. Kalın sağlıcakla.