Seçimler bitti, birkaç yer hariç seçilenler mazbatalarını aldılar görevlerine başladılar. Büyükşehirlerden en ücra beldelere kadar tüm belediye reislerimize, köy ve mahalle muhtarlarımıza, belediye ve il genel meclisleri üyelerimize hayırlı ve uğurlu olsun. Allah hepinize hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin. Öyle milletin hizmetkarı olacağım diyerek oy isteyen, sonra da sırtını dönerek ağalık, beylik taslayanlardan, zulmedenlerden olmayın.

Seçim kampanyalarında belki istenmeyen sözler söylendi, rakipler aşağılandı hatta nadir de olsa kavgalar çıktı, ama hepsi geride kaldı. Yarın bayram artık birbirimize sarılıp, millet için çalışma, milletle kucaklaşma, barışma zamanıdır.

Vatandaş son sözünü söylemiştir, Türkiye haritasının siyasi renkleri büyük ölçüde değişmiştir. Bunda elbette emeklinin, dulun, yetimin, boş tencerenin, hayat pahalılığının, atanamayan öğretmenlerin, EYT, ek gösterge ve mülakat mağdurlarının, tutulmayan sözlerin payı büyüktür ama vatandaşın artık normalleşme arzusu da büyük önem arz etmektedir.

Türkiye artık kutuplaşma yükünü daha fazla kaldıramaz noktaya gelmiştir. Millet çatışma istemiyor, kötü söz, hakaret, istemiyor, etnik kimlik, mezhep, fikir, inanç tartışması istemiyor; komşusuyla, akrabalarıyla, dostlarıyla bu nedenle yüz yüze bakamaz hale gelmek istemiyor. Yalanı, riyayı, yalakalığı, ayrımcılığı, kayırmacılığı, çıkarcılığı istemiyor. Halka tepeden bakılmasını, aşağılanmasını istemiyor. Kendisini yönetenlerin, partizan dil değil herkesi kucaklayan devletin koruyucu, kapsayıcı, sevecen dilini arıyor. Ezcümle kutuplaşma değil, kucaklaşma istiyor. Türk milletinin topyekun el ele verdiğinde her şeyin üstesinden geleceğini biliyor. Ayrımcılığın ve ayrılıkçılığın yapay olduğunu ve bundan nemalananların fitnesi olduğunu da biliyor.

Bu nedenledir ki; gerek iktidarın gerekse muhalefetin seçmenin verdiği siyasi, sosyal, ekonomik mesajların yanı sıra bu mesajı da iyi anlaması gerekiyor. Artık nefret söylemleri bir tarafa bırakılıp kucaklayıcı mesajların verilmesi zamanıdır. Türkiye’nin partizanlığa değil ortak akla ihtiyacı vardır.

Öyle inanıyorum ki; Türkiye haritasının siyasi renklerinin değişmesine vesile olan başkanlar, ya da siyasi renk değişmese de yeni seçilen başkanlar, tekrar seçilmiş bile olsa bu mesajı algılayabilen başkanlar bunu başaracaklardır. Partilerinin değil tüm belde halkının reisi olduklarını unutmayacaklardır. Kendilerine oy veren değil vermeyenlerin de hizmetinde olmaları gerektiğinin bilincinde olacaklardır. Adil olacak, herkesi kucaklayacaklardır, çünkü millet böyle istiyor.

Millet artık uyandı ve artık ne yapacağını çok iyi biliyor. Sandıktan çıkan oylar da bunu söylüyor zaten. Kimi yerde büyükşehir ile ilçe belediyesine verilen oylar arasında iki, üç karta varan fark var. Meclis üyeleriyle, reis adaylarına verilen oylarda da birçok yerde %50ye yakın farklar var. Sağ, sol kavramları artık sandıkta geçerliliğini yitirmiş. Araştırmacılar seçimden önce aksini söylemiş olsalar da oy geçişgenliği tavan yapmış durumda.

Yarın Mübarek Ramazan Bayramı müminlerin barıştığı, kucaklaştığı, dargınlıkların, küskünlüklerin geride bırakıldığı gündür. Başkanlarımız bu fırsatı iyi değerlendirip tüm halkla

kucaklaşmalıdırlar. Bayramlaşma törenleri protokolde kalmamalı, büyük salonlarda hatta meydanlarda halkla birlikte yapılmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm okuyucularımın, seçilen, seçilemeyen bu demokratik mücadelede cesaretle millete hizmet için varım diyen belediye başkanı, meclis üyesi adaylarımızın ve tüm vatandaşlarımızın bayramını kutluyorum.

Herşey gönlünüzce olsun. Kalın sağlıcakla…