Bütün yurtta olduğu gibi 15 Temmuz darbe teşebbüsünde şehit düşen sivilleri ve güvenlik güçlerini anmak için Manisa tek vücut Cumhuriyet Meydanı'nda toplandı. Valimiz Mustafa Hakan Güvençer ve İl Müftülüğü tarafından düzenlenen gecede, ‘Hakimiyet Milletindir' sloganları alanı inletti. Manisalılar demokrasi şehitlerini muhteşem andı. Meydanlarda toplanma, demokrasiye sahip çıkma etkinlikleri bu Pazar gecesine kadar devam edecek.
EN UZUN GECEYDİ…
Ülkemizin en uzun gecesi 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünün nasıl planlandığı da yavaş yavaş bütün ayrıntıları ile ortaya çıkmaya başladı. Dünü gazeteleri okuyarak geçirdim. Hürriyet Gazetesi'ndeki 15 Temmuz darbe teşebbüsünün nasıl başladığının hikayesini bir solukta okudum. Hürriyet'in uzman ekiple hazırladığı darbe planının ilk bulgularından 8 Temmuz'dan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri içinde konuşulduğu, 14 Temmuz gününde ise bütün cuntacılar tarafından öğrenildiği anlaşılıyor. Bazı okuyucularım Hürriyet'teki bu yazı dizisini görmemiş, okumamış olabilir. Tarihe ışık tutacak gelişmeleri ben de köşemde sizlerle paylaşıyorum;
KANLI DARBE NASIL PLANLANDI?
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Müşterek Hedef Analiz Yönetim Başkanı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, 11 Temmuz'da mesaisinin ilk gününde, makamında otururken, ‘Milsec' adlı güvenli hattan arandı. Arayan kişi, Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan Tuğgeneral Semih Terzi'ydi. Terzi, "Türkiye kötü günler geçiriyor, durumdan rahatsızım. Sen ne düşünüyorsun" diye sordu. Terzi, doğrudan "darbe" dememişti. Ancak Sönmezateş, Terzi'nin darbeyi kastettiğini anlamıştı. Sönmezateş ifadesinde bu durumu "Bu jargon bizde ihtilali çağrıştırmaktadır" sözleriyle anlattı. Terzi'ye, "Başka kimler böyle düşünüyor" diye sordu. Terzi, Genelkurmay Başkanı ve komutanların da böyle düşündüğünü söyledi. İkinci görüşme, 13 Temmuz'da saat 15.00 sularında gerçekleşti. Arayan yine Terzi'ydi. Bu kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve kabine üyelerinin gözaltına alınacağını söyledi. Erdoğan'ı bulunduğu otelden alma görevini, Sönmezateş'e verdiklerini açıkladı. O da bu operasyonu yönetmeyi kabul etti. 14 Temmuz'da uçakla İstanbul'a geldi. İfadesinde, İstanbul'a geldikten sonra Hava Harp Okulları misafirhanesinde uyuduğunu söyledi. Oysa alınan diğer ifadeler ve elde edilen görüntüler, Sönmezateş'in Yeşilköy'deki Hava Harp Okulu'nda o gün yapılan darbenin son toplantısına katıldığını gösteriyordu. Sönmezateş, saat 19.53'te ana komuta binasına geldi. Ardından 20 general ile subay "Sönmezateş'in misafiriyiz" diyerek, içeriye girdi. Cuntanın aylar öncesinden darbeyi planlandığının kanıtı, gerek okula girişlerde gerekse misafirler için kayıt tutulmamış olmasıydı. Dahası, kamera sistemleri üç ay öncesinden iptal edilmiş, kamera izleme odası dinlenme odasına çevrilmişti.
AKINCI ÜSSÜ'NDE ÜST ÜSTE TOPLANTI
Tuğgeneral Sönmezateş'in darbe girişimini öğrendiği günün akşamında, 11 Temmuz'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Ankara'daki Akıncı Üssü'nde cuntanın ilk toplantısı yapıldı. İddiaya göre Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) üyesi ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün de içinde olduğu generaller 11 ve 14 Temmuz arasında üst üste her akşam bir araya geldi. Üs Komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim ve Akın Öztürk'ün damadı olan 141. Filo Komutanı Pilot Yarbay Hakan Karakuş'un da katıldığı bu toplantılarda masaya haritalar serildi, hangi şehirlerdeki birliklerin harekete geçirileceği ve kimlerin gözaltına alınacağı netleştirildi ve darbe bildirisi hazırlandı. Plan gereği 15 Temmuz günü "Havalar çok sıcak, uçuş için uygun değil" denilerek, üste çalışan personele izin verildi. Personel saat 14.00'te ayrıldıktan sonra, dördüncü ve son toplantı gerçekleştirildi. Aynı gün Çiğli 2. Ana Jet Üs Eğitim Merkezi Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk, Ankara'ya gelerek komuta merkezinin başına geçti.
8 TEMMUZ'DA MERMİLİ MESAJ
Cuntayı, Kara Havacılık Alayı Bakım Tabur Komutanı Yarbay Murat Bolat gibi daha erken öğrenenler de vardı. Bolat, 8 Temmuz'da kendisini görüntülü telefondan arayan Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Halil Gül'le konuşuyordu. Gül, "Sus" işareti yaparak, Bolat'a mermi gösterdi ve darbe olacağını söyledi. Şimdiye kadar ortaya çıkan ifadelere göre 15 Temmuz darbe girişimini en erken konuşan iki isim Bolat ve Gül'dü. İkili arasındaki ikinci temas, darbe girişimden bir gün önce, yani 14 Temmuz'da oldu. Yarbay Gül, MİT'e hava indirme harekâtı yapılacağını belirterek, helikopterlerle uçacak olanların listesini gösterdi. Bolat'tan ertesi gün helikopterleri dışarıda bırakmasını ve iki Sikorsky helikoptere hızlı indirme teşkilatı kurmasını istedi. Bolat kabul etti. Aynı gün saat 19.00'da Ankara OSTİM'de bir evde buluşuldu. Plana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala kaçırılacaktı. Erdoğan'ın kurtarılması halinde ‘öldürülmesi' emri verilmişti. Erdoğan'ı alamazlarsa hedefleri ülkeyi yerle bir etmekti. Bolat ifadesinde şunları anlattı: "Planları 14 Temmuz gecesinde konuştuk. Yapılan plan 16 Temmuz'da gece saat 03.00'te devreye girecekti. 15 Temmuz günü saat 18.00 sıralarında üslerde yapılan üst düzey denetimler sırasında deşifre olduğumuzu düşünmeye başladık. Bu sırada Halil Gül Yarbay beni karargâha çağırarak, ‘Hadi başlıyoruz' dedi ve gitti."
Devam edecek