Pazar günü pazarın köründe kalktık. FETÖ darbe girişimi Araştırma Komisyonu Başkanvekili Manisa AK Parti Milletvekili Selçuk Özdağ ile MKYK Üyesi Milletvekili Murat Baybatur'la biraraya gelmek için Saruhan Otel ve Bozköy'deki Kahve Diyarı'na gittik. Gündemi meşgul eden konular üzerine görüştük. Saruhan Otel ve Kahve Diyarı'ndaki gördüklerimi ve dinlediklerini yazacağım.
Pazar günü yine futbol dünyası ile haşır neşir oldum. Başakşehir, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın puan kaybettiği haftada gözler Galatasaray'daydı. Bir Galatasaraylı olarak Aslan'ın Kasımpaşa karşısında ne yapacağını merak ediyordum. Bu maçı izlemeden oğullarım Gökmen ve Gökhan'la Söğütaltı Kahvesi'nde buluşarak Büyükşehir Belediyespor'un Pazarspor ile oynayacağı maça gittim. İlk yarıyı seyrettim. Üşüdüm, ayrıldım. Belediye Başkanı Cengiz Ergün maça gelmemişti. Eşi Şeyda Hanım vardı. Sordum, biraz rahatsızmış. Geçmiş olsun. Eve geldim. Naklen yayınlanan maçların kanalları arasında gezinti yaptım. Bolu-Balıkesir maçının son anlarını izledim. Son anda Balıkesir penaltı ile 3 puanı aldı. Sonra yükselişe geçen Akhisar'ın Gaziantep'te oynadığı maçı izlemeye başladım. Akhisar penaltı kaçırıp Gaziantep'te gol atınca Elazığ-Denizli maçına geçtim. Bir hafta önce Manisaspor'a evinde yenilen Denizli, Elazığ'da goller atıyordu. 3 golle 3 puanı alırken aklıma Akhisar maçı tekrar geldi. Açtım. Maçın sonları oynanıyor. Akhisar 2-1 önde. Maçı da öyle bitirdi. Bravo Akhisar'a dedim.
Galatasaray-Kasımpaşa maçına daha vardı. Göztepe-Yeni Malatya maçını izleyeyim dedim. Maçın hakemi Cüneyt Çakır. Önemli maça ünlü hakemi vermişler. Göztepe lider karşısında muhteşem seyircisi önünde iyi oynuyordu. Maçı da kazanmasını bildi. Bu ara aklıma Belediyespor'un maçı geldi. Halbuki maç bitinci oğlum Gökhan arardı, aramadı. Bu işte bir iş var dedim. Sonucun kötü olduğunu anladım. İkinci yarıda yedikleri gollerle Pazarspor'a 2-1 yenildiklerini öğrendim. Bu işin artık tadı kaçtı görüşündeyim. Sıra geldi takımımın maçına. Galatasaray-Kasımpaşa maçına. Galatasaray bildiğimiz futbolu oynuyor. Maçın başında Podolski golünü attı. O kadar yine paslarla işi idare etmeye çalışıyor. İkinci yarının başında her zaman olduğu gibi yine gol yedi. Sinir krizi geçirmemek mümkün değil. Yine yenemeyecek diye düşünürken Bruma entresan bir gol attı. 2-1 öne geçti. Kasımpaşa 10 kişi kaldı. Aslan'dan kükreme bekliyorum. Ne gezer. Kasımpaşa penaltı kazanmaz mı. Dakika 79. Bu Galatasaray adam olmaz dedim. Bir çuval inciri berbat edecekler dedim. İmdadımıza Adem yetişti. Penaltıyı Muslera'ya teslim etti. Bir oh çektim. Maç bitsin diye dua ettim. İyi oynamadan 3 puan alarak Fenerbahçe'nin üstüne çıkmış olduk. Galatasaray'a kızıyorum ama iyi oynayan Beşiktaş'la 3, Başakşehir'le de arada 5 puan var. Zirve mücadelesinde Fenerbahçe'den 1 puan önde. Buna ne denir? Türk futbolunun kalitesinin hali ortada denir. Başka söylenecek söz yok.