Fenerbahçe Başakşehir’i yenip zirveye kocaman bir darbe yapınca Galatasaray bu sefer fırsatı tepmedi. Geçen hafta Sivasspor deplasmanında yenilip liderlik şansını yetiren Galatasaray Antalya karşısında ilk yarı öyle bir kükredi ki bu performansı ile maçı kazandı. Dün artık bizde geleneksel hale gelen maç izleme ekibi toplandı. Oğlum Gökhan, torun Ertuğrul ve ben Galatasaray maçını takip ettik. Nermin Hanım ve gelin Gözde altta dizi izlediler. Gökhan maç öncesi tedirgindi. Geçen hafta Sivasspor maçındaki sahne yaşanacak diye korkuyordu. Ama Galatasaray maça öyle bir başladı ki adeta Aslan rakiplerine gözdağı verdi. Rodriguez – Gomis iş birliği ile ilk yarı maçı 3-0 yaptı. İkinci yarı ise düşük vites ile maçı bitirdi bizi de televizyon karşısında uyuttu. Belli ki Galatasaray’ın gücü tam yerinde değil. Orta sahada eksikler var. Isıran bir takım görüntüsü yok sarı-kırmızılarda. Ama hücum oyuncularının enerjisi ile ligde her takımın canına okuyabilir. Hatta evinde bu sene maç kaybedeceğini düşünmüyorum. Ama eksiklerin olduğu ortada. Bir gerçekte var ki Aslan zirveye pençesini attı koltuğu devrettiği Başakşehir’den geri aldı. Aykut Kocaman’ın dediği gibi lig yeniden başlıyor. Zirvede heyecan dorukta. 

BELHANDA GALATASARAY’A YAKIŞMIYOR 

Galatasaray liderlik koltuğuna oturmuş. Maç 3-0 son dakikalar. Belhanda efendi çıkıyor olmadık pozisyonda atılıyor. Bu pozisyon sonrası maziye gittim. Sene 2000. Stadyum Elland Road. Rakip Leeds United. UEFA kupası yarı finali rövanş karşılaşması. Galatasaray finale çok yakın ve Emre Belözoğlu aynı Belhanda gibi oyunda atılıyor. Gereksiz bir biçimde. Fatih Terim 40.000 İngiliz’in önünde Emre’yi sahadan neredeyse döve döve çıkarıyor. Medyaya malzeme olmayacağını bilse Belhanda’ya da aynı tepkiyi verebilirdi Fatih Terim. Fenerbahçe maçında da sorumsuzca bir şekilde atılmıştı. Bence Galatasaray Belhanda’dan sezon sonu kurtulması alazım. Yetenekli olmak her şey değildir futbolda.