Manisa’da yaşayan kaligrafi ustası Osman Sandıkçı, ürettiği eserlerle hem terapi buluyor hem de verdiği eğitimlerle sanatını gelecek nesillere aktarıyor.

Harfleri yalnızca yazı biçimi olmaktan çıkararak estetik birer sanat eserine dönüştüren kaligrafi, Osmanlı’dan bu yana kültürel kimliğin ve sanatsal inceliğin simgesi olarak varlığını sürdürüyor. Büyük bir sabır ve ince işçilik gerektiren bu özel sanat, ustaların ellerinde nesilden nesile aktarılıyor.

A W537189 01

Sandıkçı, Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki tarihi Kurşunlu Han’daki atölyesinde önemli eserler üretiyor ve öğrenci yetiştiriyor. Usta, kaligrafiyi “güzel yazı sanatı” olarak tanımlıyor ve dünya genelinde Japonya, Çin, Hindistan, Arap ülkeleri, Latin ve Yunan kaligrafisi gibi farklı örneklerin bulunduğunu belirtiyor. Türkiye’de Latin alfabesine geçişten sonra Profesör Emin Barın’ın Avrupa’dan öğrenerek getirdiği kaligrafi geleneğinin, günümüzde font bazlı modern yaklaşımlarla sürdüğünü ifade ediyor.

A W537189 02

Kaligrafiye olan ilginin yoğun olduğunu vurgulayan Sandıkçı, özellikle öğretmenlerin kurslara yoğun talep gösterdiğini söylüyor. Sandıkçı, “Mesai saatleri içerisinde ve dışında kurslarımız devam ediyor. Akademik olarak kaligrafi kurslarımız 8 ay sürüyor ve bu süreç sonunda öğrenciler eser yapma aşamasına geçebiliyor” diye konuştu.

A W537189 05

Sandıkçı, kaligrafinin kendisi için aynı zamanda bir terapi olduğunu da belirtiyor: “Kaligrafi yaptığım zaman kendimi rahatlamış ve terapi olmuş hissediyorum. Ahşap oymacılığıyla da uğraşıyorum. Bazen kaligrafi yapıyor, bazen ahşapla vakit geçiriyorum. Her insanın kendini rahatlatacak bir yöntemi olmalı.”

Usta, Manisa’da kaligrafi sanatını yaşatmaya devam ederek hem kişisel terapisine destek buluyor hem de öğrencileri aracılığıyla bu geleneksel sanatı geleceğe taşıyor.

Kaynak: İHA