Televizyonun birinde yeni bir yarışma programı var.

Yoo hayır,

“Gelinim Mutfaktaaa, gelinim mutfakta.

Üstüme yok lezzeti bulmakta.

Masayı donatıp kurmakta.

Masayı sanat eseri gibi sunmakta”

o değil.

“Kapanmadan kazan.” Evet.

Yukarıda ‘Gelinim Mutfakta’ dediğimiz programı biz oynuyoruz. Kapanmadan kazan’ı da karşı taraf oynuyor. Televizyonda değil gerçekte oynanan komedi değil ama biz komediye çevirdik.

Birileri geliyor. Hem de gümbür gümbür sesle. Gürültü çıkarması onun kazancına. Sesi duyan kapıya çıkıyor. Ortalık kalabalık gelen toz bulutunun kalabalığın içinde kapıya çıkanlar kimin geldiğini, görmeden, bilmeden, hazırlığı olmadan, öyle ya; ev temiz mi? Misafire ikram edilecek bir şeyler var mı? Dolap dolu mu? Tencere kaynayacak mı? Koltuk halı masa var mı? Hele bi gelsin konu komşudan ana babadan kardeş bacıdan buluruz. Onlar gelince herkes kapımıza gelecek eksik gedik ne varsa tamamlarız. Allah Kerim.

Önce aynı mahalleden ama iki sokak üstümüzden davet geldi. Onlar daha önce böyle bir misafir ağırlamışlar. Ağırlamayı biliyorlarmış. Onların komşuları oturun oturduğunuz yerde o devir kapandı şimdi gelenler o zaman gelenler gibi değil. Dediler her halde, sesleri çıkmaz oldu.

Geçen gün bizim sokağın alt başından bir ses daha geldi. Biz sokağın başındayız buradan sağa sola gitmek daha kolay, otobüs durağı hemen kapımızın önünde, okul var, muhtarla ahbabız, cami iki adım ötede. Geleni bilmediğinden; hacı mı, hoca mı? Dindar mı, müslüman mı? Camiden bahsediyor.

Böyle bir heves, iştah, misafirperverlik görülmemiştir. Gelenler de şaşırıyor. Bunlar ne kadar misafirperver diye.

Gelenlere çok ses çıkaranlar hazırlıklı değiller ama gelecek olanlar hazırlıklı. Kim güzel yemek yapar? Kimin evi temiz, dayalı döşeli? Durak yakın olacak ama durakla bitmiyor o durağa otobüs ne sıklıkla uğruyor? Her yöne giden otobüs var mı? Muhtarla ahbaplık yetmiyor. Muhtar mahallede seviliyor mu? Zırt pırt değiştiriyorlar mı? Ev geniş mi, ev sahibi zengin mi? Daha akla gelmeyen neler neler düşünüyorlar planlıyorlar.

Konu komşu birbirini kırmadan dökmeden. Sakin olun. Gelenin hiç mi söz hakkı yok. Bırakalım kendileri karar versinler. Şöyle bir bakınca eğriyi doğruyu anlayacak tecrübedeler.

Kaçıncı seyahatleri: Ohooo, kısa pantolonla sarma kağıttan tozlu yollarda top koştururken, onlar…