Ne güzel, dilekler, temenniler, dualar ve umutlarla girmiştik yeni yıla. Bütün kötülüklerin, cinayetlerin, vahşiliklerin, şiddetin her türlüsünün, hain terör saldırılarının, savaşların, şehit cenazelerinin, kin ve nefret duygularının giden yılla birlikte geride kalmasını umut etmiş, yeni yılın, barışın, huzurun, refahın ve mutluluğun habercisi olmasını dilemiştik, yüce yaratandan. Olmadı, oldurmadılar, yazık oldu…
Yine timsah gözyaşları, yine göstermelik taziye mesajları, yine kanı yerde kalmayacak, güvenlik zaafı yoktur sözleri, yine televizyonlarda ahkam kesmeler, güvenlik uzmanı ünvanlı birilerinin çok bilmişlikleri, yine, yine, yine… Nedense kimse mesuliyeti üzerine almıyor, hatalardan geri adım atılmıyor, toplumdaki gerilimi düşürecek davranışlar sergilenmiyor. Ne olacak bu ülkenin hali diyenlerin, hatta bırakıp gitmeyi düşünenlerin sayısı da giderek artıyor.
Başka Türkiye yok… Bu vatan bizim, bu memleket bizim, Türkiye bizimdir…
Türküyle, Türkmeniyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle, Arnavutuyla, Boşnağıyla, Pomağıyla, Arapıyla, kim bu topraklar için göğsünü siper ediyorsa, kim bu bayrak için canını feda etmeye hazırsa, kim bu güzel ülkeye vatanım diyorsa, biz hepimiz Türkiyeyiz, Türkiye bizimdir.
Şairler mısralara dökmüş, haykırıyoruz ulusça. Bu vatan bizim diye. Ozan Arif der ki:
Bedeli sayısız şehit olmuş can
Bedeli bayrağı al eyleyen kan
Ne isterse verdik bizden bu vatan!
Bu memleket bizim, bu vatan bizim!

Laz da benim Çerkez de ben Kürt de ben!
Bunlar aza, bunlar el, kol, Türk beden
Ağzı olan konuşmasın bilmeden
Bu memleket bizim, bu vatan bizim!

Korkma diyerek başlar benim milli marşım, karamsarlık korkaklıktır der hocaların hocası Halil İnalcık hoca. Bu millet korkmaz, karamsarlığa, yeise de kapılmaz. Yedi düvel bir araya gelse, "Allah'ın bedenime emaneti bir can var onu da vatanım uğruna feda etmekten kaçınmam" diyecek milyonlarca vatan evladı vardır. Dün yaptık, bugün de yaparız evvel Allah.

Türkiye bizimdir. Hainlerin, canilerin, kalleşlerin, acımasız katillerin değildir; onlara çanak tutanların, göz yumanların, yol gösterenlerin, onları alkışlayanların da değildir, yedirmeyiz de. Kimse kusura bakmasın, aziz milletimizi, ülkemizi aşağılayanların, "b…da boğul" diyenlerin, 39 insan evladının ardından "oh olsun", "layığını buldular" diyenlerin, yurttaşlarımızı birbirine düşürmeye, topluma kin ve nefret tohumu ekmeye çalışanların hiç değildir.

Kimindir bu vatan? Orhan Şaik Gökyay'ın mısralarıyla cevap verelim:

Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir

Türkiye bizimdir… Kim miyiz biz?
Ozanların mısralarında karşılığını bulan bu necip milletin evlatlarıyız. Kaderde, kıvançta, tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, milli şuur ve ülküler etrafında birleşmesini bilen, Devletini, vatanını, ülkesini, bayrağını canından aziz bilenleriz. Din, dil, ırk, mezhep, inanç, etnik farklılık gözetmeden, ülkenin birliğine, dirliğine, devletinin bekasına sahip çıkanlarız. Hürriyet ve bağımsızlığını, demokrasi ve insan haklarını her şeyin üstünde tutan demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet payidar kalmasını savunan, al bayrağımızın ve ezanı Muhammedinin sonsuza dek semalarımızda yükselmesini arzulayan; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür aziz Türk milletinin özgür bireyleriyiz.

Bu son olsun, Allah vatanımızı, milletimizi hainlerden korusun. 2017 yılının, huzur, barış, refah ve saadet getirmesi dileğiyle sağlıkla kalın.