Geçen haftaki "Don Kişot Yel Değirmenlerine Karşı" başlıklı yazım, beklenenin üstünde ilgi gördü. Arayanlar, tebrik edenler olduğu gibi eksik bulanlar, bazı kısımlarına eleştiri getirenler de oldu. Haklı bulduğum eleştirilerden biri de 1. 2. Ve 3. Köprülerin maliyet mukayesesini yaparken inşaat maliyetlerindeki artış ile 3. Köprülerin, uzunluğu, genişliği, kule yüksekliği ve şerit sayısını dikkate almadığım yönündeydi. İTÜ'lü dostlarım bu hesabı bir de öyle yaptılar, sizlerle de paylaşacağım. Bir eleştiri de Don Kişot'un uşağı Sanço Panço'dan geldi.
Sanço Panço yazımın bir yerinde sarf ettiğim "buna Sanço Panço bile güler" cümlesindeki "bile" kelimesine takılmış. Ben çoğundan akil bir adamım, "bile" ne demek diye sitem ediyor. Kendisinin sıradan bir uşak olmadığından söz ederek "ben Don Kişot'un hem sırdaşı, hem yoldaşı, hem de akıl hocasıydım eğer beni dinlemiş olsaydı başına onca iş gelmezdi" diyerek sözlerine devam ediyor. Don Kişot da Sanço Panço da sıradan roman kahramanları değiller elbette. Cervantes'in yarattığı bu kahramanlar her dönemde, her toplumda rastlanılabilecek tipler. Dinleyelim bakalım Sanço Panço ne diyormuş.
8 Kasımda 3.15 TL olan dolar kuru bugün 3.45 TL, bir ay içinde 30 kuruş birden artmış. Bunun bir izahı var, o gün ABD seçimlerinde beklenilenin aksine seçimi Trump kazandı ve dolar değer kazanmaya başladı. Aslında küresel sermaye çoğunlukla Clinton'un arkasındaydı buna göre tam aksi olması gerekirdi, ama olmadı. Neden? Çünkü Clinton, daha fazla özgürlük, eşitlik, insan hakları vadetti, Trump ise ekonomiye vurgu yaptı, Amerikan halkına daha fazla zenginlik vadetti, dış dünyadan çıkıp Amerika'ya yöneleceğini ve ekonomisini daha da büyüteceğini söyledi. Bir başka deyişle cüzdanlara hitap etti. Sonuçta ABD doları değer kazanmaya başladı. Clinton'un arkasındaki küresel sermaye de yavaş yavaş yeni yönetime ayak uydurma pozisyonu almaya başladı. Kısacası kurdaki bu değişim Türk lirasının değer kaybetmesiyle değil ABD dolarının değer kazanmasıyla oldu. Bu durumda ABD doları sadece TL karşısında değil Avro ve diğer ülke paraları karşısında da değerlendi. Etkilenmeyen sadece İngiliz Sterlini oldu sebebini izaha gerek yok sanırım.
15-20 gündür sosyal medyada dolar bozdur kampanyası var, dolar kuruna bakıyoruz, düşmüyor yükseliyor. Son bir haftada Usta da bu kampanyaya katıldı, ama gene doların ateşini söndürmeye yetmedi. 5 Aralık günü ise dolar 4.55 TL ile en yüksek seviyeyi gördü. Bu bir ay öncesine göre 40 kuruş değer kaybı, yani mini bir devalüasyon demektir. Küçük esnaf bu kampanyaya destek veriyor, kendine göre promosyonlar geliştiriyor. Dolar bozdurana, çay bedava, ekmek bedava, tıraş bedava gibi. Bunun iki sebebi var. Birincisi ustaya sonsuz sadakat, diğeri ise dolar bozdurunca piyasada TL artarsa, siftah yapmadan kepenk kapatan esnafın işlerinin açılma beklentisi. Bu elbette kötü bir şey sayılmaz, piyasanın canlanması iyi bir şeydir ama 200 milyar dolar civarında döviz yükümlülüğü olan bir ülkede bu suni teneffüs işe yaramaz. Üstelik birileri bozdururken, birileri de dolar istiflemeye devam ediyor.
Bir de 150 TL'ye bir tabak bonfile satan ünlü et lokantamız var. Onlar da dolar bozdur kampanyasına destek oluyorlarmış. Küçük esnafın niyetini anlayabiliyoruz, peki bunun niyeti nedir dersiniz? Tahminimi söyleyeyim. Bu restoran zincirinin sahibinin şirketleri, TV kanalları ve bir de bankası var. Belli ki holdinginin, bankasının döviz pozisyonu açığı var ve bozdurulan dövizleri toplayıp bu açığı kapatmayı hedefliyor.
Bizim gariban halkımızın çoğunluğu dolarını iki şey için yastık altında tutar. Birincisi Hac parası biriktirmek, diğeri ise kefen parası için. Konjonktüre göre TL'de kalmak kötü bir şey değil ama bizim halkımız asla ne Hac parasına ne de kefen parasına faiz karıştırmak istemez. TL'yi yastık altında tutsa da zamanla eriyip gidecektir. Diyanetin Hac organizasyonlarında TL'ye dönmesi pratikte bir yarar sağlamayacaktır. Zira uçak, otel, transfer ve benzeri hizmetlerin hepsini dolarla satın alıyor, haliyle bu masrafların kur artışını da TL fiyatına yansıtacaktır. Ya devletin dolarla yaptığı sözleşmeler, ödediği ücretler, köprü geçiş ücretleri v.s ne olacaktır. Bu sözleşmeleri yaparken bugün bu duruma gelinebileceğini hiç düşünmediniz mi?
Bugün dolar 7-8 kuruş düştü zaten 5 Aralık günkü zirve normal değildi, biraz tepki alımından kaynaklanıyordu. Ancak bu düşüşün dolar bozdur kampanyasıyla tabi ki ilgisi yok. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2017 yılı Para ve Kur Politikası sunumunun ardından bu nispi düşüş yaşandı. Biz zaten geçen hafta ne demiştik? Bu işi erbabına yani ekonomi yönetimine bırakın demiştik. Kısa vadede ciddi bir oynama beklenmiyor, şimdilik stabil kalır.
İşte sevgili okuyucularım, Sanço Panço bana bunları anlattı. Bugün Sanço Panço'nun anlattıklarından başka şu köprünün maliyet hesaplarını da masaya yatıracaktık, ama yerimiz kalmadı. Malum, biz merhum Demirel'in talebesiyiz, bu ülkeye gelmiş geçmiş en iyi hesap adamının. Onun ocağından yetişmiş İTÜ'lü mühendis kardeşlerimiz bu hesabı yaptılar. Yenilen kazığın bilançosunu yarın paylaşmayı umut ediyorum. Kalın sağlıcakla.