Darbe, kriz ve siyasi tıkanıklık dönemlerinden sonra kurulan partiler her zaman avantajlıdır. Zira hem “biz yeniyiz” diyerek örnek aldıkları siyasi hareketlerin ayıplarından, hantallıklarından, iç çekişme ve hizipleşmelerinden kurtulurlar hem de toplumdaki değişim arzusuna cevap verme şansları vardır. 12 Eylül sonrası Anavatan Partisi ve 2001 krizi sonrası AKP bu avantajı çok iyi değerlendirmişlerdir. Cem Uzan bile kim ne derse desin büyük oy almış, DYP ve MHP’nin saf dışı edilmesine sebep olmuştur. Bu partilerin bir başka avantajı ise lider odaklı olmaları ve listeleri yaparken belirli sınırlamalara ve kriterlere bağlı olmamalarıdır. Bölgede sevilen, sayılan oy toplayabilecek yeni yüzlere kucak açabilme şansları vardır. 1983’de Özal ve 2002’de Erdoğan bunu kolayca başarmışlardır. 

            Bugün bu avantaja sahip lider ise Meral Akşener ve partisi İyi Partiydi. Peki, Sayın Akşener bu avantajı fırsata çevirecek hamleleri yapabildi mi? Bana göre bu fırsat tam olarak değerlendirilemedi. 

Allah var! Hanımefendi bunu en iyi şekilde değerlendirmek için çaba gösterdi, inkar edemeyiz. Merhum Demirel’in özel doktoru ve son günlerinde ona torunu gibi bakan Dr. Aylin Cesur’un Isparta 1. Sıraya, Antalya’nın efsane belediye başkanı hasan Subaşı’nın 2. Sıraya konulması; Diyarbakır’ın Ensarioğlu’na, Şırnak’ın Tatarlara emanet edilmesi; Karabük’te Dursun Altıparmak’ın, Muş’ta Erkan Kemaloğlu’nun birinci sıralardan aday gösterilmesi bu çabaların kanıtıdır. Sayın Akşener bununla da kalmamış, 80 öncesinde bir süre Adalet Partisi araştırma merkezinde birlikte fikir ürettiğimiz, menfur bir suikasta kurban giden Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu, Kardak fatihi Ali Türkşen, 15 Temmuz gecesi Ankara Emniyetinde ilk direnişi başlatan Emniyet Müdürü Mehmet Fatih Eryılmaz gibi isimleri de listelerine almıştır. Yola birlikte çıktıkları, kadim dostlarım Aytun Çiray, Yıldırım Ulupınar, Mustafa Kerpişçi gibi isimlerin de baş sıralarda yer alması da güzel işaretlerdir. Yassıada’da idama mahkum olan (hükmü MBK tarafından onaylanmadı), Rahmetli babamın mapushane arkadaşı eski DP milletvekili Agah Erozan’ın oğlu emekli büyükelçi Ahmet Kamil Erozan’ın Bursa’da birinci sıraya konulması, yine AP’nin en çalışkan milletvekillerinden DYP kuruluşunda büyük emeği olan İsmail Hakkı Köylüoğlu’nun oğlu Faruk kardeşimizin ve İsmet abimizin emaneti Aydın Adnan Sezgin’in listelerde yer bulması İyi Partinin çözümü ve çareyi merkez sağda aradığının da göstergesidir. Benim görebildiğim kadarıyla İyi Partide en az 30 kadar merkez sağdan isim vardır. İsmen tanıyamadıklarım ve yeniler arasında üst kuşakları AP-DYP kökenli olanları da dikkate alırsak bu sayı daha da artmaktadır. 

Sadece İyi Parti mi? CHP de de hatırı sayılır sayıda merkez sağdan aday vardır. Isparta’da İyi partinin başına Süleyman Demirel’in bir evladı konulurken bir diğer evladı da CHP’nin başına konmuştur. Benim sayabildiğim en az 10 kadar merkez sağdan aday vardır, bir o kadar da aile geçmişi merkez sağdan olduğunu düşündüğüm kişiler var. CHP’de sol kesim ve sivri dilliler tasfiye ediliyor yaygarası boşuna değildir. Kılıçdaroğlu partisinin 1950 öncesi milli şeflik dönemi hatalarıyla ve 27 Mayıs darbesi dönemindeki ayıplarıyla yüzleşmesini becerebilmektedir. CHP katı laikçi, ulusalcı, jakoben, dayatmacı bir kimlikten merkezde ve merkezin hemen solunda, özgürlükçü ve demokrat bir kimliğe bürünerek bir kitle partisi olma yönünde önemli bir adım atmaktadır. AKP de başta Süleyman Soylu olmak üzere merkez sağdan isimlere listelerde yer vermek suretiyle göz boyama peşindedir. 

  

Merkez sağa en yakın olan, söylemleri ile de bunu destekleyen İyi Partidir. Ancak, bütün bu iyi niyetli çabalara rağmen birçok yerde eksikler ve hatalar göze batmaktadır. Anlaşılan o ki; Manisa, Balıkesir, Denizli, Çanakkale ve merkez sağın kalesi olan daha birçok ilde maalesef Akşener ve muhalif adaylara imza verdikleri için MHP’den ihraç edilen il başkanlarına teslim olunmuştur. Elbette ki; vefa önemli bir kriterdir, bu arkadaşların da liderleri tarafından korunup kollanması, ödüllendirilmesi yadırganmamalıdır. Ancak siyasette hiçbir şey seçimi kazanabilecek gücün ve potansiyelin önüne geçmemelidir. Yoksa bedeli ağır olur, %9, 56 ile Tansu Çiller, % 5,5 ile Mehmet Ağar bu bedelleri ödemedi mi? 

Geçen haftaki yazımda bu hataların yapılmaması için açık ve net bir dille ifade ettim. Merkez sağın Manisa’daki gücünü ortaya koydum. Ne yazık ki; bundan faydalanılmamış, az olalım, biz olalım mantığı ile hareket edilmiş. O yüzden yazımın başlığını “Manisa’da dağ fare doğurdu” koydum. Liste iğne oyası gibi işlenebilir, katarın başına lokomotif olarak merkez sağın güven duyacağı bir isim yerleştirilebilir altı da merkez ve ilçelere dengeli bir biçimde dağıtılabilirdi. Buna imkan da fırsat da vardı. İyi Parti listesinde merkez sağda siyasi geçmişi olan tek isim Şahap Yaralı o da beşinci sıraya konulmuş. Bana göre İyi Parti Manisa’da birinci parti olma fırsatını teptiği gibi tarihi bir patlama yaşanma ihtimalini de yok etti. 

AKP listesi de umut vermiyor, denenmişler gene başlarda. Manisa kökenli olmayan Aydemir ve Bilen teşkilatlardan büyük tepki topladı. İlin en çalışkan milletvekili ise Cengiz Ergün’le girdiği polemik nedeniyle liste dışı kaldı. Bunun AKP tarafından Ergün’e jest olarak yapıldığı kulislerde söyleniyor. Böylelikle bugüne kadar hem kendi partisine hem de İyi Partiye eşit mesafede duran Ergün, Cumhur ittifakına destek için sahaya inebilir kendi partisine daha fazla ağırlık verebilir. Erkan Akçay’ın başka ile gitmekten vaz geçmesi de belki bu sebeptendir. 

Manisa’da en dengeli liste ise CHP’de. Kupa şampiyonluğu ve ligde kalma heyecanıyla zirve yapan Akhisar’a ikinci sırayı vermesi yerinde bir karar olmuş. Ailesi aslen Bakır’lı olan Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, merhum Veli Bakırlı’dan sonra bölgenin ilk CHP’li vekili olmaya aday. AKP’de Recai Berber’in liste dışı kalması da elbette önemli bir etken olacak. Özgür Özel örgütü karşısına alma pahasına ilçe dengelerini gözeterek seçmene etkili bir liste sunmuş. İyi Partinin ikinci bir MHP imajı vermesi karşısında ılımlı ve olumlu adayların yer aldığı CHP listesi merkez sağ seçmene daha cazip gelebilir. Ne diyelim, İyi Parti Manisa’da birinci parti olma fırsatını kendi eliyle geri çevirdi. Bekleyip göreceğiz. 

Kalın sağlıcakla…