Yeni yıla yüreğimiz dağlanarak girdik. İstanbul Ortaköy'de yılbaşı kutlamaları için Reina kulübüne gidenlere hain terörist uzun namlulu silahı ile katliam yaptı. 39 vatandaşımızı kaybettik. Yaralı sayısı da yüksekti. Ülkemizi karıştırmak isteyen DEAŞ'lı terrorist bir de elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşması yasımıza yas kattı. Şoktaydık, nasıl olur diyorduk. Tek başına değildir diyorduk. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekibi saldırıyı yapanan DEAŞ teröristi ve isminin Abdul Kadir Masharipov olduğunu tespit etti. Günlerce yakalanmasını bekledik. Zaman zaman çember daraldı. Yurt dışına çıktı haberleri ile karşılaştık. Yüreğimiz kabarık, hüznümüz büyüktü. Pazartesi akşamı Osmanlı-Beşiktaş maçını izledim. Beşiktaş zorlu deplasmanda Osmanlı'ya iki gol atarak geçmişti. Bugün Beşiktaş ile yazı yazmayı düşündüğümde gece geç saatlerde Reina saldırısının failinin canlı olarak yakalandığını tv haberlerinden öğrenince "Bravo İstanbul Emniyeti'ne" dedim. Alçak, hem de sağ ele geçmişti. Olay büyük olaydı. Uluslararası bağlantısının ortaya çıkacağı sevincini yaşadım ve İstanbul Emniyeti terörle mücadele ekibinin büyük başarısını nasıl gerçekleştirdiğini öğrenmek için haber kanallarına kendimi kitledim. Aşağılık adamın yakalanmasından sevincim büyüktü. Biz büyük devletiz dedim. İstanbul Emniyet Teşkilatı'nın bu operasyonda görev alan birimlerini alınlarından öpesim geldi. Kaçamamıştı. Ancak İstanbul 10 milyonun üzerindeydi. Terörist profesyoneldi. 16 gün saklanmasını bilmişti. Esenyurt'ta saklandığı eve İstanbul polisi mükemmel operasyon yapmıştı. Kimsenin burnu kanamadan kıskıvrak yakalanmıştı. Bir ohh çektim. İlk günden tek başına yapılacak bir saldırı olamayacağını düşündüm. Öyle de çıktı. 3 kadın 1 erkek ve Masharipov aynı evde yakalanmış, gözaltına alınarak sorgusuna başlanmıştı. İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü yaptığı açıklama ile teröristin Abdulkadir olduğunu ve suçunu Kabul ettiğini söylediler. Böylesine titiz bir çalışma ile İstanbul emniyet teşkilatının gözüpek uzman ekibinin sağ yakaladığına gore olayın perde arkasını da çözecektir. Allah hepsinden razı olsun. Biraz olsun yüreğimize su serptiler.
TANRIVERDİ KAYINPEDERİNİ KAYBETTİ, BABASI DA YOĞUN BAKIMDA
Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Songüler ve Nizamettin Etyemez ile pazartesi akşamı beraberdim. Songüler "Hüseyin Tanrıverdi kayınpederini kaybetti. Babası da Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'nin yoğun bakımında" dedi. Haberim olmamıştı. Hüseyin Tanrıverdi ile dostluğumuzu kimse bozamazdı. Hüseyin Tanrıverdi 82 yaşındaki babası Mustafa Tanrıverdi'nin başında sağlığına kavuşması için beklerken kayınpederi Hüdaverdi Kocamış'ın hayata gözlerini yumduğu haberini almıştı. Cumartesi Ankara'da kayınpederine son görevini yaptıktan sonra Manisa'ya gelip babasının başucunda olduğunu Ahmet Songüler'den öğrenmiş oldum. Songüler'e "Sen de olmasan hiçbirşeyden haberim olmayacak" dedim. Ve hemen Hüseyin Tanrıverdi'ni aradım. Başsağlığı dilerim. Dün de Ahmet Songüler ve Nizamettin Etyemez ile CBÜ Hastanesi'ne gittik. Tanrıverdi üzgündü. Babasının durumu da iyi değildi. Tekrar başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi sunduk. Hayat böyle birşey.