Nergis en sevdiğim çiçektir. Hoş kokusuyla bir anda bulunduğunuz ortamı ferahlatıverir. Tam da mevsimindeyiz, sokaklar, trafik ışıkları, kavşak noktaları nergis satanlarla dolu. Işıkta beklerken camınızı indirip bir demet nergis aldıysanız arabanın içi bir anda mis gibi kokar, hele aralık camdan gelen hafif bir esinti hemen yayar o güzelliği arabanızın içine. Ucuzdur da, sevginizi göstermek, gönül almak için çok para harcamanız gerekmez.
Önümüzdeki hafta sevgililer günü haftası. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple "Aziz Valentin Günü" olarak bilinir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır. O yüzden yakın zamana kadar ülkemizde ve Müslüman toplumlarda bu gün pek rağbet görmezdi. Ne garip çelişkidir ki bu günün ülkemizde de kutlanmasının yaygınlaşması ve gelenek haline gelişi muhafazakar ve İslamcı kimliği ile bilinen AKP iktidarında olmuştur. Nedenine gelince, yabancı markalar, dev AVM'ler AKP iktidarında çığ gibi büyümüş batının tüketim alışkanlıkları süratle Türk toplumuna enjekte edilmiştir. Böyle bir gün kutlansın ki; alış veriş artsın, hediyeler alınsın, markalar cirolarını artırsın, kasalarını doldursun.
Tavşana kaç tazıya tut misali, iktidar destekçilerinin bir kısmı zinhar gavur adeti bu günü kutlamak günahtır derken, diğer bir kısmı da alabildiğince tüketimi körükleyecek eylem ve söylemleriyle göze batıyorlar. Biliyor musunuz? Fantezi iç çamaşırlarından, giyim, parfümeri, kuyum, sağlık ürünleri v.b birçok yabancı markanın sahipleri Katar, Kuveyt, Bahreyn gibi körfez ülkelerinin şirketleri. Eğlence mekanları, kahve dükkanları, restoranlar ve daha birçok mekan da öyle. Ne zaman türediler bunlar?
Çok şükür ki ben iki taraftan da değilim. Ne zinhar kutlanmasın derim, ne de tüketim çılgınlığına dönüşsün isterim. Keşke Aziz Valentin günü değil de dünya üzerinde sevgiyi, aşkı, barışı, hoşgörüyü en güzel ifade eden Mevlana veya Yunus Emre günü olarak kutlansa. Keşke sevgililer günü değil de sevgi günü olsa. İnsanlar birbirini sevse, hoşgörüyle baksa, savaşlar olmasa, terör olmasa, barış olsa, insanlar birbirlerine sevgi sözcükleriyle hitap etseler. Ne güzel bir dünya olurdu değil mi?
Önümüzde referandum var, daha günü belli değil, Sayın Cumhurbaşkanı imzalamadı bile ama propagandaları şimdiden başladı. Kullanılan dile bakıyorsunuz, aman Allah'ım! Sevgiden, hoşgörüden, barıştan bu kadar mı yoksun olunur? Hayırcılar şeytandır. Kim söylüyor bunu? Adının önünde Prof. yazan sözde bir ilahiyatçı. Yazıktır günahtır, sizin gibiler insanı dinden soğutur.
Birileri ellerinde silah meydanın ortasında resim çekilmişler, sosyal medyada paylaşmışlar. Altına da "Hayır veren olursa 15 Temmuz'daki gibi geleceğiz yanınıza" yazmışlar. Bre cahiller, bre sevgi yoksunu vandallar, barbarlar 15 Temmuz gecesi, evetçisi, hayırcısı hepsi o meydanlarda değil miydi?, size mi kaldı meydan okumak? Nerede kaldı Yenikapı ruhu?
İktidar, CHP, HDP, PKK, FETÖ, IŞİD hayır cephesi kurmuş, teröristlerle kol kola girmiş diyerek gene sevgisiz, absürd bir dil kullanıyor. El insaf, 12 Eylül 2010 referandumunda siz FETÖ ile kol kola değil miydiniz? Mezardakileri bile sandığa götürün diyenler onlar değil miydi? HDP, PKK sandığa gitmeyerek size hizmet etmedi mi? Bu gün gene aynısını yapmayacaklar mı? Hatta İmralı canisinden gizlice evet işareti geldiği bile söyleniyor. Eğer 2010 da hayır çıksaydı, FETÖ yargıyı kuşatamaz, devlete bu kadar sızamaz, 15 Temmuza da kalkışamazdı. Ne çabuk unuttunuz? Ya peki sokaklarda dolaşarak "hayır demek dinden çıkmaktır" diyen göbeğine kadar sakallı, sarıklı cüppeli, meczuplar kim? IŞİD çi mi, Nusracı mı, yoksa FETÖ'nün ikamesi yeni bir örgüt mü, sahi kimdir bunlar?
Kim ne söylerse söylesin, kem söz sahibine aittir. Sen hangi taraftan olursan ol, sevgi dilinden, barış dilinden şaşma, kimseyi vereceği oydan dolayı dışlama, kavgayı körükleme, kimseyi ötekileştirme. Ben şahsen öyle yapacağım, demokrasi için, özgürlükler için, hukukun üstünlüğü için, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı için, demokrasinin olmazsa olmazı olan kuvvetler ayrılığı için, milletin iradesinin sözcüsü gazi meclisimizin muhafazası için, millet adına yapılan iş ve eylemlerin denetlenebilir, sorgulanabilir, hesap verilebilir olması için çaba harcayacağım.
Siz de öyle yapın. Gideceğiniz yere bir demet nergisle gidin, insanlara sevgiyle yaklaşın, küçük görmeyin. Asla ama asla kimseyi hedef almayın, kötülemeyin, itham etmeyin, hoşgörülü olun. Herkesin gönlünde bir aslan yatar, bırakın o aslan orada yatsın, sakın uyandırmaya kalkmayın inanın yararını göreceksiniz. Yüce Peygamberimizin üslubundan hiç şaşmayın, Mevlana'nın, Yunus'un, Hacı Bektaşı Velinin sevgi ve akıl dolu dilini kullanın. Unutmayın tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.
Sevgiyle kalın