Başkent'te AK Parti-CHP koalisyonunun olup-olmayacağını beklerken ve ülkenin güneydoğusunda PKK saldırıları devam ederken, İstanbul'un da karıştığını görüyoruz. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dediği gibi birden bire ve eş zamanlı olarak düğmeye basılmasıyla karşı karşıyayız. Ne oldu da birden bire terör hortladı? Demokratik yollardan HDP 80 Milletvekili ile parlamentoda varken, PKK'nın çözüm sürecinin sonuna yaklaşırken Türkiye'ye savaş açmasının altında ne var? 30 yıllık savaş sürecinde binlerce vatandaşımızı kaybetmenin dışında bir sonuç alınamadığını nasıl unuturuz? Devlet, toplumun canını malını korumak için var. Bu ülke hepimizin. Dış güçlerin oyununa geliyoruz.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BÜYÜK ÇABA GÖSTERDİ
Şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık sürecinde Kürt Sorunu'nu çözmek için elinden geleni yapmaya çalıştı. Birçok siyasi riskleri alarak çeşitli çalışmalar yaptı. Silahlar susturuldu. Çözüm Süreci'nin sonlanması için sıra PKK'nın silah bırakmasına kalmıştı. Seçim öncesi PKK bunu yapmamakla neyi amaçlıyor? Bugün durup dururken silaha sarılıp Güneydoğu'yu kana bulamaya devam ediyor. Dün Silopi'de mayınlı tuzak kurarak dört polisimizi şehit ediyor. Çıkan çatışmada üç terörist de ölü olarak ele geçiriliyor. İstanbul Sultanbeyli'de Bomba İnceleme ve İmha Şube Müdürü tuzağa düşürülerek şehit edilirken, biri kadın iki terörist de çatışma sonrası öldürüldü.
HDP DE "KARŞILIKLI SİLAHLAR SUSSUN" DİYOR
Köşe yazımı kaleme almaya başladığım sıralarda Lice'de Jandarma Komutanlığı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne eş zamanlı saldırı haberi geldi. Asker ve polis, PKK'lı iki grupla şiddetli çatışma içine girdi. Bana göre Uluslararası güçler düğmeye basarak ülke içinde işbirliği yaptığı eylem grupları ile toplumun birlik ve beraberliğini zedelemeye çalışıyorlar. Siyasi parti temsilcileri olayları kınıyor. HDP de "Karşılıklı silahlar sussun" diyor. Devlet, durup dururken mi operasyonlara başladı? İnsanın canı sıkılıyor. İktidar Partisi'nin sözcüleri HDP ve PKK'nın şımardığından bahsediyor. Bazıları Paralel Yapı'nın uzantılarının Devlet'ten istihbarat sakladığını söylüyor.
"Uyan yârim sabah oldu!" der gibi. Kimse kusura bakmasın. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün gelinen noktayı çok önceden görmüş, çözüm sürecine karşı çıkmıştı. Devleti yönetenler uyanık olacak. "Hata yaptık", "Kandırıldık" gibi söz söylemeye hakları yok.
Şimdi, ayıklayın bakalım pirincin taşını.