Haber: Esra KALE

Manisa’nın Kula ilçesi Narıncalı Pıtrak Mahallesi ile Sandal Mahallesi sınırları içerisinde Kent Atık Geri Dönüşüm Enerji Üretim AŞ. tarafından yapılması planlanan, özellikle sanayi bölgelerinden toplanan deri ve plastik atıklar başta olmak üzere kimyasal atıklar yakılacağı ortaya çıkan tesis, Kula’da infial yarattı. Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun, Kulalılar korkmasın. ÇED raporu dahi çıksa, Kula’yı zehirleyecek olan o tesisin yapımını engellemek için tüm mücadelemizi sürdüreceğiz. Haklarımızı hukuki yollardan arayacak, yasal çerçevede yapmamız gereken her şeyi yapacağız. Hukuk servisimiz konunun takipçisi, incelemelerini sürdürüyor. Mahkeme yolu da açık olmak üzere tüm irademizi bu konu üzerine yoğunlaştırdık” dedi.

KİMYASAL atıkların havaya ve suya karışması nedeniyle bölge halkının kanser hastalığından öldüğünü, tarım ve hayvancılığın bittiğini savunan Sandal Mahallesi Muhtarı Ahmet Gökçe’nin korkusu çok daha farklı boyutta. Tesisin Sandal Mahallesi’ne inşa edilebilmesi için araya siyasetçilerin girdiğini savunan Muhtar Gökçe, “2009 yılında siyasiler tarafından desteklenen o fabrika, tüm engellemelerimize rağmen nasıl açıldıysa, Kent Atık Geri Dönüşüm Enerji Üretim AŞ. tarafından yapılmak istenen fabrika da öyle açılır. Hangi kapıyı çalsak, ‘elimiz kolumuz bağlı’ diyorlar. Mahalle halkının yaptığı eylemleri polis gücüyle dağıtıyorlar. Şimdi de durum pek farklı değil. Yeni tesisi açmak isteyenler, köylünün elinden yok pahasına arazi topladı. Karşı çıkışlarımızı görmezden gelip işlerini siyasilerle çözüyorlar. ‘Bizim arkamızda Murat Kurum (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı) var, bize bir şey olmaz’ diyorlar. Oldu, bittiye getirip zehir saçacak bu fabrikayı da başımıza musallat edecekler” dedi.

MANİSA’NIN Kula ilçesinde, Büyükşehir Belediyesi ve Kula Belediyesi’nin tüm olumsuz görüş raporlarına karşın büyük bir çevre katliamı yaşanmasına neden olacak atık yönetim tesisinin yapılacağı haberi Manisa’yı ayağa kaldırdı.

Manisa’nın Kula ilçesi Narıncalı Pıtrak Mahallesi ile Sandal Mahallesi sınırları içerisinde Kent Atık Geri Dönüşüm Enerji Üretim AŞ. tarafından kurulması planlanan devasa ‘atık düzenli depolama tesisi, çamur kurutma tesisi ve atıktan türetilmiş yakıt hazırlama tesisi’nin; tarım arazisi üzerine yapılmak istenmesi bir yana binlerce yıllık tarihin tahrip edilecek, tüm canlı varlığı, çevre ve doğa da felakete sürüklenecek.

Gazetemizin 7 Nisan Cuma günü manşetinden duyurduğu “Manisa’nın felaket olacaklar!” başlıklı haberinin ardından yerel yönetimler ve kamuoyunun gözü Kula’ya çevrildi.

KULA BELEDİYE BAŞKANI HÜSEYİN TOSUN: “BU TESİSİN NEDEN HALA YAPILMAK İSTENDİĞİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL!”

Türkiye'nin ilk ve tek UNESCO sertifikalı jeoparkı olan 'Kula- Salihli UNESCO Global Jeoparkı'nın içerisinde yer alan ve 22 bin yıllık insan ayak izlerinin yer aldığı tarihi bir keşfe ev sahipliği yapan 305 kilometre alanı kapsayan tarım bölgesi sınırları içerisine kurulması planlanan atık yönetim tesisinin bölgeye çok ciddi zararlar vereceğini savunan Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun gazetemize yaptığı açıklamada, Kula yerel yönetimi olarak görüş soran makamlara “olumsuz görüş” raporu verdiklerini hatırlatarak, “Bilimsel veriler ışığında olumsuz görüş vermişken, bu tesisin neden hala yapılmak istendiğini anlamak mümkün değil. Öte yandan Manisa Valiliği’nin izin belgesini onayladığını öğrenmek ide Kulalılar için büyük bir hayal kırıklığı oldu” dedi.

“ÇED RAPORU ALMALARI MÜMKÜN DEĞİL!”

Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Kula Belediyesi’nin raporlarında benzer ifadelerle olumsuz görüş sunulduğunu ve Kula Belediyesi’nin tavrının çok net olduğunu hatırlatan Başkan Hüseyin Tosun, Manisa Valiliği’nin tesisin yapımı için izin vermesinin herhangi bir sonucu yansıtmadığını, alınacak ÇED raporunun olumlu çıkmasının mümkün olmayacağını söyledi.

KULA BELEDİYESİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE GÜVENİYOR

Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Kula Belediyesi’nin olumsuz görüş raporlarına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş çevre danışmanlık firmalarının “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu” vermeyeceğini savunan Tosun, “Kulalılar korkmasın. ÇED raporu dahi çıksa, Kula’yı zehirleyecek olan o tesisin yapımını engellemek için tüm mücadelemizi sürdüreceğiz. Haklarımızı hukuki yollardan arayacak, yasal çerçevede yapmamız gereken her şeyi yapacağız. Hukuk servisimiz konunun takipçisi, incelemelerini sürdürüyor. Mahkeme yolu da dahil olmak üzere tüm irademizi bu konu üzerine yoğunlaştırdık.” dedi.

Başkan Tosun ayrıca, İl Mahalli Cevre Kurumu’nun fabrikanın kurulmasıyla ilgili verdiği izin yazısını gördüğünü, altında imzası olmayan ve karara şerh düşen iki isim olmasına rağmen, kararın nasıl oy birliği ile alındığını yetkililerin açıklamasını beklediğini söyledi. “Oy birliği yerine oy çokluğu ile çıktığı imza altına alınmış olan o karar bile ayrı bir tartışma konusu olmalı” diye ekledi.

KULA BELEDİYESİ’NİN OLUMSUZ GÖRÜŞ RAPORUNDA NE YAZIYORDU?

Kula Belediyesi, Manisa Valiliği’ne bağlı İl Mahalli Çevre Kurulu tarafından kendilerinden istenen görüş raporunda ne demişti, bir hatırlayalım:

“Töre halkınca, benzer bir tesisin zaten faaliyette olması, yerleşim yerlerine yakınlığı ve insan sağlığını etkileyebilecek, geçimini tarımla sağlayan çoğunluğun olumsuz etkileneceğini düşünerek kaygılı ve tepkili olması ve genel olarak çevreye verebileceği olumsuz etkiler de dikkate alındığında tesis ve yer seçimi ile ilgili görüşümüz olumsuzdur.”

SANDAL MAHALLESİ DİKEN ÜSTÜNDE YAŞIYOR

Yapılacak tesiste, özellikle sanayi bölgelerinden toplanan deri ve plastik atıklar başta olmak üzere kimyasal atıklar yakılacağı bilinirken, tesisin yapılmak istenen yerin, yerleşim birimine yakınlığı çevre halkını tedirgin ediyor.

Tesisin sınırlarının içinde bulunduğu Kula ilçesi Sandal Mahallesi’nde yaşayan halk adeta diken üstünde. Konuyla ilgili Sandal Mahallesi Muhtarı Ahmet Gökçe’nin anlattıkları ise yaşanacak katliamın boyutlarını ve bölge halkının yaşam hakkının nasıl gasp edildiğini açıkça ortaya koyuyor.

SANDAL MAHALLESİ GÖKÇE: “BİZİ KİMYASAL ATIKLARLA ZEHİRLİYORLAR”

Muhtar Gökçe, 2009 yılından bu yana Kula ile Sandal Mahallesi’nin kimyasal saldırılara maruz bırakıldığını iddia ederken, tehlikeli atık bertaraf firmaları arasında yer alan Süreko isimli şirketin Kula’yı zehirlediğini savundu.

9 Mayıs 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı‘ndan “ÇED Olumlu” belgesini alan ve resmi açılışı 5 Ağustos 20010 tarihinde, dönemin Devlet Bakanı Bülent Arınç tarafından yapılan Süreko “Ege Bölgesi Endüstriyel Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisi”nin, o yıldan bu yana yurtdışından gelen başta tıbbi atık olmak üzere kimyasal atıkları işlediğini, yurt dışından Mersin limanına gelen kimyasal atıkların tırlar vasıtasıyla her gün mahallelerine taşındığını söyleyen muhtar Ahmet Gökçe, “Sandal mahallesi halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan insanlardan oluşuyor. Oldukça verimli topraklara sahip olduğumuz arazilerde başta üzüm, armut, tütün olmak çok sayıda ürünün yetiştiği bağ ve bahçelerimiz vardı. Ancak 2009 yılından bu yana verimli tarım alanlarımız çorak topraklara dönüştü. Tarım bitti. Hayvancılık yapılamaz noktaya geldi. O şirket tarafından derelere salınan kimyasal atıklar, içme suyumuza karıştı. İnsanlar zehirlendi. Resmi rakamlara göre Sandal Mahallesi’ndeki ölümlerin yüzde 30’unu kanser vakaları oluşturmaya başladı. Mahallemizi kara bulut gibi kaplayan bu fabrikadan kurtulamamışken, şimdi yeni bir tesisin daha yapılacağını öğrendik. Yetkililerin Sandal Mahallesi’nden ne istediğini anlayamıyoruz. İnsan sağlığını, tarımı, hayvancılığı bu kadar görmezden gelmelerinin nedenini merak ediyoruz. Bu bölgede yaşayan insanların, kendi elleriyle kurdukları zehir fabrikaları yüzünden ölüyor olması hiç mi vicdanlarını sızlatmıyor?” diye konuştu.

MUHTARDAN ÇOK VAHİM BAKAN MURAT KURUM İDDİASI!

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle koruma altında olan, jeopark sınırları dahilindeki mahallelerinin, sahip olduğu bu şartlara rağmen akıl almaz şekilde tahrip edilmeye çalışıldığını vurgulayan Muhtar Gökçe, “2009 yılında siyasiler tarafından desteklenen o fabrika, tüm engellemelerimize rağmen nasıl açıldıysa, Kent Atık Geri Dönüşüm Enerji Üretim AŞ. tarafından yapılmak istenen fabrika da öyle açılır. Hangi kapıyı çalsak, ‘elimiz kolumuz bağlı’ diyorlar. Mahalle halkının yaptığı eylemleri polis gücüyle dağıtıyorlar. Şimdi de durum pek farklı değil. Yeni tesisi açmak isteyenler, köylünün elinden yok pahasına arazi topladı. Karşı çıkışlarımızı görmezden gelip işlerini siyasilerle çözüyorlar. ‘Bizim arkamızda Murat Kurum (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı) var, bize bir şey olmaz’ diyorlar. Oldu, bittiye getirip zehir saçacak bu fabrikayı da başımıza musallat edecekler… Üzümün verimi kalmadı, armut bitti, tütün eken kalmadı ama daha önemlisi insanlar ölüyor. Ama maalesef ölen insanların arkasında duracak bir siyasetçi olmadığı için kaderimize razı olmak zorunda kalıyoruz.” şeklinde konuşarak, çok vahim iddialarda bulundu.

ÇEVRECİ RECEP ERKOL: “RANTA GEÇİT VEREN SİYASETÇİLER KULA’DAN ELLERİNİ ÇEKSİN!”

Gazetemize açıklama yapan bir diğer isim de Kula Tabiat Varlıklarını Koruma, Geliştirme Derneği Üyesi Recep Erkol. Erkol’a göre, Kula ve Kula halkını hiç kimse umursamıyor. Yaşam hakkı, yaşanan bölge para kazanmak uğruna hiçe sayılıyor. “Geçmişte Kula için, Sandal Mahallesi halkı için çok direndim. Şimdi de direnirim” diyen Erkol, ranta geçit veren siyasetçilerin Kula’dan ellerini çekmesini ve yerel yönetimlerin kendilerine sahip çıkmasını istiyor.

JEOPARK BELEDİYELER BİRLİĞİ BAŞKAN DANIŞMANI MİMAR AZMİ AÇIKDİL: TESİSİN VARLIĞI JEOPARKA ZARAR VERECEK!”

Konunun bir diğer muhatabı olan Jeopark Belediyeler Birliği de duruma tepkili. Salihli ve kula ilçelerinin tamamını kapsayan 305 kilometre alana yayılı olan Kula Jeoparkı’nın tahrip edilecek olmasının, tarihe de büyük bir saygısızlık olduğunu ifade eden Jeopark Belediyeler Birliği Başkan Danışmanı Mimar Azmi Açıkdil, Kula Jeoparkı hakkında bilgiler paylaşarak, yapılmak istenen tesisin, zararlarını anlatmaya çalıştı.

Açıkdil şöyle konuştu: “Jeopark Belediyeler Birliği olarak kurulduğumuz günden itibaren, ilimizde bulunan, Türkiye’nin ilk ve tek UNESCO belgeli, tescilli jeoparkı olan Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı’nı UNESCO kriterlerine göre yönetmekteyiz. Jedopark sınırları, Kula-Salihli ilçelerimizin ilçe idari sınırlarını kapsamakta ve yaklaşık 2 bin 320 km2’dir. Bu sınırlar içerisinde arkeolojik, kültürel, jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri bakımından belirlenmiş ve UNESCO tarfından tescillenmiş 73 adet jeosit bulunmaktadır. Bu jeositlerin bazıları hali hazırda doğal, kültürel ve arkeolojik sit alanları olarak da ilgili kurumlarca tescillenmiş bölgelerdir.

Uluslararası alanda oldukça değerli olan jeopark alanımız, kırsal kalkınmaya ve bölgesel ekonomik gelişmelere prensip olarak sadece tarım alanında destek vermektedir. Maden, sanayi alanı, yerleşim ve bu tür işletmelerin genişleyerek, bilimsel açıdan değerli olan ve gelecek kuşaklara jeomiras olarak aktarılmasının önemli olduğunu düşündüğümüzde; jeositlerin ve potansiyel jeosit alanlarının bozulması, tahrip edilmesi milli değerimizin yanında 300 bin metreden büyük bir alanı kapsayan bahsi geçen tesis, iki önemli jeositimizden biri olan Sandal Divlit Volkan Konisi Jeositine zarar verecektir. Ki bu volkan konisi, tüm özelliği ile patlamış bir volkan niteliğinde olup krater ağzının görülüp jeoloji, jeomorfoloji, coğrafi bilimciler için tez konusu olup incelenme altındadır. Öte yandan krater ağzına, Zafer Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle 2014 yılında 750 metre uzunluğunda ahşap tırmanma yolu yapılmıştır.  Her yıl çeşitli üniversitelerden yüzlerce öğrenci Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı’na ders konusu olarak incelemeye gelirken, böylesi önemli bir tarihi konuma sahip olan jeopark sınırları içerisinde yapılması planlanan tesis, tüm varlığıyla tarihi bölgemize zarar verecektir.”

Editör: Onur Yılmaz