Aydın'ın Efeler ilçesinin Gölhisar Mahallesi'nde yaşayan 32 yaşındaki Vildan Uğurlu, çocukluğundan beri bağlı olduğu topraktan ayrılamadı. İstanbul Yeditepe Üniversitesi'nde Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümünden mezun olan Uğurlu, İstanbul'da bir şirkette lojistik alanında iki yıl çalıştı.

Metropol yaşamının yoğun temposundan bunalan ve beton binalar arasında kapalı kaldığını hisseden Uğurlu, toprak özlemiyle çiftçiliğe yönelmeye karar verdi.

Plaza hayatını geride bırakıp işinden istifa ederek ailesinin yanına dönen Uğurlu, başlangıçta besi hayvancılığı yapmayı planlıyordu. Ancak devlet destekli "Efeler diyarında pitaya" projesiyle tanışınca hayatında yeni bir sayfa açtı.

Ejder meyvesi olarak da bilinen tropikal pitaya meyvesini Aydın'ın verimli topraklarında yetiştirme fırsatı bulan Uğurlu, çiftçilik hayalini gerçekleştirerek tarımda huzuru buldu.

İzmir'deki elektrik çarpması olayı ile ilgili yeni gözaltılar İzmir'deki elektrik çarpması olayı ile ilgili yeni gözaltılar

“Betonların içinde yaşıyoruz”

Aydın’da ilk pitaya üreticilerinden olduğunu ve ilk etapta nasıl yapacağını, kime pazarlayacağını bilmeden bu işe girdiğini anlatan Vildan Uğurlu, “İstanbul’da Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümü mezunuyum. Gayet güzel bir işim ve kariyerim vardı. Klimalı ortam, çok rahat şartlar, maaşım iyi, özel sigortam var. Her şey çok iyi ama rahat değilsiniz. Orada büyük bir koşuşturma var ve sürekli kapalı gibisiniz. Betonların içinde yaşıyorsunuz. Ailem buralı. Ben de doğma büyüme çiftçiyiz. Çiftçilikle uğraşarak büyüdük. Daha sonra istifa edip niye köyüme dönüp, kendim üretip, toprakla beraber yaşa mıyım diye bir karar aldım. Sonra istifamı verdim ve köyüme geldim. Aslında ilk geldiğimde ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Şunu yapacağım diye dönmedim. İstifa edeceğim kesin ama ne yapacağım konusunda ailem çiftçi olduğu için bir şekilde bir yerden başlarım şeklinde gelmiştim. Aslında ilk geldiğimde besi hayvancılığı yapmak istiyordum. Çünkü biz küçükken hayvancılık yapıyorduk.

Şu an halihazırda damlarımız vardı. Besi yetiştiriciliğine dair araştırma yaparken İlçe Tarım Müdürümüz Mehmet Esen’den ‘Efeler diyarında pitaya’ projesi olduğunu duydum. Daha sonra ailemle biz bir araştırmaya girdik. İzmir’e Muğla’ya gittik. Farklı seraları gezdik. Sonrasında 1 dönüm için hibe proje desteği vardı eski kaymakamımızın. Onun desteğini alarak bu işe girme kararı aldık. Aydın’da aslında ilk yetiştirenlerden bir tanesi benim. Bu ürünü kime pazarlayacağız, nasıl pazarlanacak, kim yiyecek gibi bunlara dair herhangi bir fikrimiz yoktu” dedi.

“Ağaçlarımız tam olgunluğa ulaştı”

Uğurlu, sözlerine şöyle devam etti: “2020 yılının Kasım ayında ilk meyvelerimizi diktik. Şu an dördüncü senemizdeyiz. 2 hasat dönemi geçirdik. Bu sene üçüncüsünü gerçekleştireceğiz. İlk 2 senede çok ürün alamadık. Bu sene inşallah tam kapasitede ürün alacağım. Yaklaşık bin 500 tona yakın bir ürün elde etmeyi düşünüyorum. Ağaçlarımız artık tam olgunluğa ulaştı ve hepsi meyve verebilecek pozisyona geldiler şu an.”

 

“Topraklarınıza sahip çıkın”

Her fırsatta hemcinslerini de teşvik etmeye çalıştığını ve toprağın önemine dikkat çektiğini ifade eden Uğurlu, “Buraya döndükten sonra kesinlikle bir pişmanlık hissetmedim. Hatta şey gözüyle bakılıyor. Genelde okuduysan, masa başı klima altında bir işin varsa burada çok el üstünde tutuluyorsun. Ülkemiz genelinde hatta çiftçilik biraz daha alt sınıf gibi görünüyor ama ben inanılmaz mutluyum. Biz kadınlar her alanda her şeyi yapabiliyoruz. Çevremdeki kadın arkadaşlarıma da bu konuda teşvik etmeye çalışıyorum. Eğer imkanınız varsa toprağınıza sahip çıkın ve üretmeyi kesinlikle bırakmayın” diyerek herkesin topraklarına sahip çıkmasını istedi.

Kaynak: İHA