Kahramanmaraş merkezli, 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler tüm Türkiye’yi yasa boğarken, her afet döneminde olduğu gibi yine ‘Bölgemiz ne kadar güvenli?’ sorusu gündeme geldi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi de yaptığı açıklamada asıl sorulması gereken sorunun farklı olduğuna dikkat çekti. Yapılan açıklamada “Deprem riski tüm Türkiye' de mevcut. O yüzden ‘orada veya burada deprem olur mu’ diye değil nerede olursa olsun ‘biz bundan sağ çıkabilir miyiz?’ sorusunun cevabı ana stratejimiz olmalıdır. Manisa’da kentsel dönüşümün bölge; mahalle veya ada bazında tüm ilçelerde yapılması gerekiyor. Yapılarımızın en azından basit müdahalelerle depreme dayanıklı hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor. Aksi durumda bir sonraki depremde bugün konuşulanları konuşacağımız nettir.” denildi.

Burhan AKDEMİR

Tüm Türkiye’yi yasa boğan, Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen deprem, acı gerçeği bir kez daha akıllara getirdi. O gerçek de şu ki; Türkiye bir deprem ülkesi. Bu gerçek, normal zamanlarda unutulsa da felaketler yaşanınca kendisini çok acımasızca hatırlatıyor.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi de yaptığı açıklamada bu konuya dikkat çekerek Türkiye genelini kapsayan ve Manisalıların da dikkat etmesi gereken önemli uyarılar yaptı. Deprem bölgesinde şu ana kadar yüzlerce irili ufaklı deprem meydana geldiği anımsatılan açıklamada Türkiye’nin tamamının deprem riski altında olduğuna dikkat çekildi.

Trafik cezası olanlar dikkat! O tarihe kadar başvurmazsanız indirim hakkınız yanacak! Trafik cezası olanlar dikkat! O tarihe kadar başvurmazsanız indirim hakkınız yanacak!

Açıklamanın devamında, “O yüzden ‘Orada veya burada deprem olur mu’ diye değil nerede olursa olsun ‘biz bundan sağ çıkabilir miyiz?’ sorusunun cevabı ana stratejimiz olmalıdır. Yapı üretiminde geleneksel yöntemleri gözden geçirmeliyiz. Yapıların güvenliğinin ancak İnşaat Mühendislerince sağlanabileceği, bu alandaki bilgisiz ve öngörüsüzce yaklaşımın sonuçlarını yaşadığımızı, etkin bir değişikliğe gidilmedikçe aynı şeyleri yaşamaya devam edeceğiz. İnşaat Mühendisleri Odası olarak sürekli üzerinde durduğumuz ve dile getirdiğimiz konular var.  1999 depremi sonrası deprem yönetmeliği değişti, 2001 yılında yapı denetim kanunu 19 pilot ilde yürürlüğe girdi. Gaziantep ve Hatay buna dahildir. 2007 yılında deprem yönetmeliği değişti, 2011 yılında yapı denetimi tüm ülkede geçerli olacak şekilde yürürlüğe girdi ancak denetleyenin denetlenene ücreti karşılığı hizmet vermesi sistemin işleyişine ters, doğru denetim kontrolünü sağlayamamaktaydı. 2018 yılında deprem yönetmeliği tekrar yenilendi ve 2018 yılında yapı denetim sistemi değişerek müteahhitleri denetleyen firmalar Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından elektronik ortamda belirlenmeye başlandı. Yıllar içerisinde birçok yöntem denendi ancak gerçeğin kendisinden kaçmak hala mümkün olmuyor. Dolayısıyla işin uzmanlarından yıllardır dile getirilen ve konunun gerçek değerlendirmesinin yapılması artık bir zorunluluktur. Bu ülkenin ekonomik bekası ve insanların can güvenliği için zorunluluktur. Gözümüzü kapattığımız gerçekler misliyle geri dönmektedir. Mevcut yapı stokunun güvenli olmadığı; mühendislik hizmeti almamış, malzemesi yetersiz, işçilik hataları olan bu binaların; ilgili belediyeler, odamız, üniversite ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü ile ortak çalışmalar yaparak detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmekte ve ivedi olarak yapılar güçlendirilmelidir.”

MANİSA VE İLÇELERİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞART

Açıklamanın devamında Manisa’yla ilgili öneriler yer aldı. Kentsel dönüşümün sadece Merkez’de değil, ilçelerde de gerekli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Manisa ilimizde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki yasa ve yönetmelik çerçevesinde bazı çalışmalar yapıldığı ancak yeterli olmadığı kentsel dönüşümün bölge; mahalle veya ada bazında tüm ilçelerde yapılması gerekmektedir. Yaygın olarak yapılan parsel bazında dönüşümün depreme hazırlanmakta yeterli olmayacağı çok açıktır. Kentsel dönüşümün alansal bazda yapılmasını kolaylaştırıcı hükümler geliştirilmelidir. Yapılarımızın en azından basit müdahalelerle depreme dayanıklı hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Aksi durumda bir sonraki depremde bugün konuşulanları konuşacağımız nettir. Bunu bir devlet stratejisi olarak acilen ele almamız gerekmektedir.” ifadeleri yer aldı.