Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD) Başkanı Güngör Serdar Bozyaka, ekonomik büyümenin ve toplumsal huzurun sağlanabilmesi için hukukun üstünlüğü ve demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Adalet ve Demokrasi Vurgusu
Manisa Genç İş İnsanları Derneği (MAGİAD), yaptığı basın açıklamasıyla Türkiye’nin ekonomik potansiyeline dikkat çekerken, bu potansiyelin hayata geçirilmesinde hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerin önemine işaret etti. MAGİAD Başkanı Güngör Serdar Bozyaka, açıklamasında huzurun sadece sessizlikle değil, adaletin ve demokrasinin tesis edilmesiyle kalıcı hale gelebileceğini belirtti.
“Güven hukukla başlar”
Bozyaka, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Türkiye, uzun yıllardır ekonomik dinamizmiyle, genç nüfusuyla ve girişimci ruhuyla büyük bir potansiyele sahip bir ülke. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilmesi, yalnızca yatırım teşvikleriyle değil; toplumsal iklimin güven veren bir yapıya kavuşmasıyla mümkündür.
Son dönemlerde kamuoyunda, ülkenin uzun süredir karşı karşıya olduğu kimi sorunların çözümüne dair beklentilerin arttığı bir sürece tanıklık ediyoruz. Bu gelişmeleri, toplumun tüm kesimleri gibi bizler de dikkatle izliyor, umutlu ama aynı zamanda temkinli bir iyimserlik içinde değerlendiriyoruz.
Çünkü tecrübeyle biliyoruz ki; sadece sessizlik bir huzur belirtisi değildir. Kalıcı huzur, ancak kapsayıcı bir demokrasiyle, herkesin hukuk karşısında eşit hissettiği bir düzenle ve özgürlüklerin teminat altına alındığı bir toplumsal yapıyla sağlanabilir.
Gerçek istikrar; sadece çatışmasızlık değil, adaletin her birey için ulaşılabilir olduğu bir düzendir.
Gerçek barış; yalnızca güvenlik kaygılarının azalması değil, toplumsal güvenin ve eşitliğin tesis edilmesidir.
Bu bağlamda, atılması muhtemel her adımın sadece günü kurtaran politikalarla değil; demokrasiyi güçlendiren, hukuk devletini yeniden inşa eden ve toplumsal bütünleşmeyi esas alan bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
Manisa Genç İş İnsanları Derneği olarak, Türkiye’nin geleceğine dair iyimserliğimizi koruyoruz. Ancak bu geleceğin teminatı, yalnızca dışsal sessizlikte değil; içsel güvenin ve kurumsal adaletin varlığındadır.
Toplumun tüm kesimleri, oluşacak yeni iklimin yalnızca bir geçiş süreci değil; aynı zamanda bir demokratikleşme hamlesi olması yönünde talepkâr olmalıdır.
Çünkü biz inanıyoruz ki:
Ekonomi güvenle büyür. Güven hukukla başlar. Hukuk ise ancak özgürlük ve eşitlikle anlam kazanır.