Bülent Arınç, birlikte hakemlik yaptıkları bir olayı konu edinerek köşe yazısı yazan ve kendisini Arınç’ın tabiriyle “vicdan yoksunluğu” ile itham eden Fatih Altaylı’ya kamuoyuna yaptığı açıklama ile cevap verdi.

“Sosyal medyada mal bulmuş mağribi gibi bu yalan' paylaşıp aleyhime kampanya açaııları görünce gecikmeden bir açıklama yapma ihtiyacı gördüm.

Ben vicdanlı ve dürüst olmayı en güçlü sermaye olarak kabul eden bir insanını. Bu yüzden bu ithamı kabul edemem.

1- Birlikte hakemlik yaptığımız dava 13 ay önce bitti ve taraflar her konuda anlaştılar.

2- Şirket 40 gün kadar önce davanın bittiğinin altını çizerek şirketlerin Türk Ticaret Kanunu gereğince kamuyu temsilen yönetim kurullarında bulunan bağımsız yönetim kurulu üyeliğini bana teklif etti. Ben de bu teklifi vicdan ve etik açıdan uygun görmediğim için kabul etmedim.

Şirket bunun üzerine 02.09.2020 tarihinde KAP'a bir bildirimde bulunarak, açıklama yaptı. Bu açıklamayı da kamuoyunun dikkatine arz ediyordum.

https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/872957

Sayın Altaylı'nın yazısı sadece şirket yönetim kuruluna bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak atanmamla sınırlı olduğu için tekrar ediyorum: Ben şirketin yönetim kurulu üyesi olmadım. Bana yapılan teklifi, hukuken hiçbir sakıncası olmadığı halde vicdan ve etik açısından reddettim.

Gerektiği takdirde bahsi geçen şirketten de konuya dair bir açıklama istenebilir.

Sayın Altaylı'nın kötü niyetli olduğunu söyleyemem; yanlış bilgilendirildiğini düşünüyorum. Umarım kendisi de bir açıklama yapacaktır.

Kamuoyunun dikkatine arz ediyorum.“

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşe yazısında Cumhurbaşkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç'la ilgili dikkat çeken bir iddiayı kaleme aldı. Altaylı'nın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

*“İki yıl kadar önce, çok eskiden tanıdığım ama herhalde 25 yıldır görmediğim bir işadamı aradı. Türkiye’nin en büyük inşaat şirketlerinden biriyle tahkimlik olan bir kat karşılığı ortaklık meselesinde, hakem heyetinde yer almamı istiyordu.

(...)  Karşı tarafı temsil eden hakem de ünlü bir avukat idi. Baş hakem olarak ise taraflar eski Bakan ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ismi üzerinde anlaştılar. Aylar süren toplantılar, uzun bilirkişi raporları, bunlar üzerine uzun tartışmalardan sonra geçen sene dava sonuçlandı. Bülent Arınç’ın son dakikada değişen tavrı ile benim temsil ettiğim taraf davayı kaybetti. Kat karşılığı arazisini veren işadamı üstüne bir de borçlu çıkarıldı.

(...)Neyse ki, inşaat şirketinin sahibi insaflıydı da dava sonuçlandıktan sonra oturup anlaştı ve arazi sahibine bir kısım ödeme yapmayı uzlaşma yoluyla kabul etti. Buraya kadar her şey normal. Ama anormal olan sonrasındaki.

Davanın sonuçlanmasından bir süre sonra “tarafsız” olarak Hakem Heyeti’ne başkanlık eden Bülent Arınç, baş hakem olarak lehinde karar verdiği şirketin yönetim kuruluna girdi. İşte bu anormal ve yakışıksız bir durum. Bunu niye mi yazdım! İnsanları daha iyi tanıyın diye. Hani Arınç’a “AK Parti'nin vicdanı” deniyor ya. “Vicdanı” tanıyın diye.”

Editör: TE Bilişim