Böbrek hastalıklarının yüksek tansiyona, yüksek tansiyonun da kalbin normal işlevselliğini bozarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini belirten Doç. Dr. Narin, “Kalp sağlığını korumak için var olan başka hastalıkların kontrol altında tutulması, tedavilerinin aksatılmaması gerekiyor” dedi.

Hayatımızın her anındalar… Sağlığımızı tehdit ediyorlar! Hayatımızın her anındalar… Sağlığımızı tehdit ediyorlar!

Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin, böbrek hastalarına kalp sağlığını korumaları konusunda uyarıda bulundu. Narin, böbrek atardamarının daralmasının, böbreğin su ve tuz atımındaki işlevlerini bozabildiğini, bu bozulmanın hipertansiyona neden olabileceğini kaydetti. Bu zincirleme durumun, böbreklerin normalde düzenlediği su ve tuz dengesini etkileyerek vücutta su ve tuz tutulumuna yol açabileceğini ifade eden Narin, şöyle konuştu:

“Ayrıca, böbreklerin hormon salgılamasında yaşanan bozukluklar, hipertansiyonun olumsuz etkilerini artırabilir. Hipertansiyonun kalp üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. Yüksek kan basıncı, kalpte çeşitli değişikliklere neden olabilir. Ayrıca, vücutta su ve tuz tutulumu, kalbin yükünü artırarak kalp yetmezliği belirtilerini güçlendirebilir. Bu durum, kalbin normal işlevselliğini bozarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Buna ek olarak, böbrek hastalarında görülebilen, minerallerin dengesindeki bozukluklar da kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Potasyum, kalsiyum, fosfor ve magnezyum gibi minerallerin düzensizliği, kalp ritim bozukluklarına ve tedavisi zor aritmilere neden olabilir. Bu nedenle, böbrek hastalarının kalp sağlığına özel bir dikkat gösterilmesi önemlidir. Düzenli izlem ve uygun tedavi ile hem böbrek işlevleri, hem de kalp sağlığı kontrol altında tutulabilir. Bu süreçte, su ve tuz dengesini düzenlemek, kan basıncını kontrol altında tutmak ve mineral dengesini sağlamak gibi önlemler alınarak genel beden sağlığı desteklenebilir.”

“Tansiyon İlaçları Düzenli Kullanılmalı”

Öte yandan, Doç. Dr. Narin, yüksek tansiyon tanısı almış hastalara da uyarılarda bulundu. Yüksek tansiyonun, hem kalbin önünde bir basınç oluşturarak ve hem de damar sertliğine neden olarak kalp yetmezliğine yol açtığını vurgulayan Narin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kalp damarlarındaki tıkanıklık sonucunda kalp kasına gelen oksijen miktarı azalır. Bu durum kalp kası hücrelerini zayıflatır. Kalp duvarı kalınlaşmasından korunmak için tansiyon ilaçlarının düzenli kullanılması büyük önem arz etmektedir. Kalp duvarı kalınlaşması, kalp kasının yapısındaki anormal değişiklikleri ifade eder. Bu patolojik durum kalp kasının normal işlevini bozarak, ritmik çalışma ve verimli kan pompalama gibi temel işlevleri etkileyebilir. Kalp duvarı kalınlaşmasının sık görüldüğü durumlar hipertansiyon ve kardiyomiyopatilerdir. Kontrolsüz hipertansiyon kalp duvarının kalınlaşmasına ve ilerleyen zamanda kalp yetmezliğine yol açar. Bu nedenle tansiyon yüksekliğinin olumsuz etkisinden korunmak için uzman hekim kontrolünde tansiyon ilacı düzenli kullanılmalı ve tansiyon yükselmesinin oluşmasına izin verilmemelidir.”

Kaynak: İHA