Manisa Büyükşehir Belediyesi Temmuz Ayı Meclis Toplantısı, Başkan Besim Dutlulu’nun başkanlığında Kültür Merkezi Lale Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda söz alan Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’in açıklamaları meclise damga vurdu. Dönmez, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediyelere yönelik operasyonları değerlendirirken, kendi yaşadığı süreci kamuoyuyla paylaştı.
“CHP’de ilk tutuklanan belediye başkanı benim”
Kendi tutuklanma sürecinden örnek vererek o dönemde halkın iradesinin yok sayıldığını dile getiren Başkan Dönmez, “Her ne kadar fazla ses getirmese de, CHP’de ilk tutuklanan belediye başkanı benim. Yaklaşık bir ay tutuklu kaldım, 7-8 ay boyunca dışarıda süründüm. esasında bana ceza verilmedi halkımıza ceza verildi. Ne olursa olsun seçilmiş Kula Belediye Başkanı olarak halkımıza 7-8 aylık bir boşluk yaşatıldı. Bu hizmette benim vekillerim her ne kadar görev yapsa bile, sonuçta halkın teveccüh gösterdiği, iradesi benim ismim üzerineydi.” dedi.
Son dönemde CHP’li belediyelere yönelik operasyonları da değerlendiren Başkan Dönmez, “Son günlerde tutuklanan belediye başkanlarımız var. Adaletimizden şunu istiyoruz. Suçluyu koruduğumuz yok. Hiçbir parti de suçluyu korumaz. Genel Başkanımızın dediği gibi suçlu varsa cezasını parti versin. Ancak bütün dünyada evrensel hukuka uygun olarak Masumiyet karinesi gereği yargılansın. Halkın iradesine tebliğ konulmasın. Türk halkına ceza verilmesin" diye konuştu.
"Ben kendi adıma çok çileler çektim"
Kendisiyle birlikte seçmenlerinin de mağdur olduğunu söyleyen Başkan Dönmez, yaşadığı süreci şu sözlerle özetledi: "Ben kendi adıma çok çileler çektim. Ama bana oy verenler de benim kadar çile çekti. Ama bana oy verenlerde benim kadar çile çekti. Hizmette gerçekten aksamalar oluyor, hizmette aksama olmasa bile burukluk yaşanıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ateşin nereye düşeceği belli olmuyor. Allah hiç kimsenin evine ateş düşürmesin. Her şey parayla değil sırayla. Ama lütfen adaletli düzgün medeni bir ülkede yaşamak için hiçkimse partiye bakmaksızın en büyük muhakeme vicdandır. Herkes vicdanı kadar konuşsun.”