Türkiye’de asgari ücret ve emekli maaşları, milyonlarca vatandaşın yaşam standardını doğrudan etkileyen en önemli göstergeler arasında. Ancak 2017–2024 dönemine bakıldığında, maaş artışlarının enflasyonla paralel ilerlemediği, özellikle seçim dönemlerinde farklı bir seyir izlediği dikkat çekiyor.
8 yılın maaş politikaları değerlendirildi
Ekonomist ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Özgür Erdursun, Dünya Gazetesi’ndeki analizinde, son sekiz yılın maaş politikalarını değerlendirerek “asgari ücret artışlarının seçim yıllarında hızlandığını, emekli maaşlarının ise çoğu kez geride kaldığını” vurguladı.
![]()
Erdursun’un verilerine göre, 2017–2024 arasında enflasyon oranları ile asgari ücret artışları birçok yıl birbirini tutmadı.
- 2017’de enflasyon %15,47 iken asgari ücret yalnızca %7,9 arttı.
- 2018 seçim yılında enflasyon %33,64’e fırladı, ücret artışı %14,2’de kaldı.
- 2019 yerel seçimlerinde enflasyon %7,36 olurken ücret artışı %26,1’e yükseldi.
- 2021’de enflasyon %79,89’a çıktı, maaş artışı %21,6’da kaldı.
- 2023 genel seçim yılında %44,22’lik enflasyona karşılık asgari ücret %107 arttı.
- 2024 yerel seçim yılında artış oranı %49,1 olarak gerçekleşti.
Bu tablo, seçim dönemlerinde ücret artışlarının hızlandığını; ancak seçim dışı yıllarda alım gücünün ciddi biçimde gerilediğini gösteriyor.
Emeklilerde derinleşen kayıp
Erdursun’un analizine göre, emekli maaşları aynı dönemde asgari ücret artışlarının oldukça gerisinde kaldı. Bu fark, sabit gelirli vatandaşlar için birikimli refah kaybına yol açtı.
Bugün Türkiye’de milyonlarca emekli, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Enflasyonun yüksek seyriyle birleşen düşük maaş artışları, emeklilerin alım gücünü tarihsel olarak en düşük seviyelere indirdi.
Erdursun, “Emekli gelirlerindeki reel düşüş, yalnızca kısa vadeli bir sorun değil; yapısal bir refah erozyonunun göstergesi” değerlendirmesinde bulundu.
“Asgari ücret kazandırdı ama yetmedi”
Bazı yıllarda asgari ücret artışlarının enflasyonu aştığını belirten Erdursun, buna rağmen geçmiş kayıpların telafi edilemediğini vurguladı:
“Yüksek oranlı artışlar seçim yıllarında dikkat çekse de, aradaki dönemlerde enflasyonun gerisinde kalan artışlar bu kazanımları nötrlüyor.”
Yani, çalışanlar dönemsel olarak kazansa da uzun vadede reel alım gücü düşmeye devam ediyor.
![]()
"2026 kritik test yılı"
Analize göre, 2026, Türkiye’de ücret politikalarının geleceği açısından belirleyici bir yıl olacak. Çünkü o yıl herhangi bir seçim bulunmuyor.
Erdursun’a göre, “Eğer 2026’da yalnızca hedeflenen enflasyon kadar artış yapılırsa, hem asgari ücretlilerin hem de emeklilerin satın alma gücü azalmaya devam eder.”
2017–2024 dönemine bakıldığında Türkiye’nin ücret politikalarının dalgalı bir seyir izlediği açıkça görülüyor. Seçim yıllarında hızlanan maaş artışları kısa vadeli rahatlama sağlasa da, seçim dışı dönemlerdeki enflasyon baskısı bu kazanımları eritti.
Uzmanlara göre Türkiye ekonomisinin artık öngörülebilir, sürdürülebilir ve refahı koruyan bir ücret politikası geliştirmesi gerekiyor. Aksi halde hem asgari ücretliler hem de emekliler için “kötü ve şaşırtıcı” tablo kalıcı hale gelebilir.





