Geçtiğimiz hafta Uluslararası Birinci Demirci Sempozyumu nedeniyle Demirci’deydim. Demirci bir ilki gerçekleştirdi, ilk kez uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Ufak tefek aksaklıklara rağmen amacına ulaştığını söyleyebilirim. İkincisinde bunların da düzeleceğinden kuşkum yok. Yurt içi ve yurt dışında sayısız konferans, kongre, seminer, panel, sempozyum, kolokyum ve benzeri birçok toplantıya katılmış, konuşmalar yapmış, tebliğler sunmuş, hatta bazılarını bizzat organize etmiş biri olarak elbette görüşlerimi yetkililerle paylaşacağım. Amaç daha iyiye ulaşmak, yararlı çıktılar elde etmek. Sayın Dekanı, Meslek Yüksek Okulu Müdürü dostumuzu, her şeyden önce böyle bir teşebbüste bulunarak Demirci’ye fayda sağlamasını umut ettiğimiz bir yükün altına girdikleri için kutluyorum. Emeği geçenlere de teşekkür ediyorum. 

Sempozyum için yola koyulup memleket topraklarına doğru yol alırken, Çevre eski bakanımız Sayın Rıza Akçalı’dan bir mesaj aldım. Daha mesajı okuyamadan kadim dostum Mehmet Naci İzmirli aradı. Aracımı emniyet şeridine çekip görüştük. Her ikisi de aynı acı haberi veriyorlardı. Bizim kuşak Adalet Partisi gençlerinin Halil Ağası, o dönemlerden bu güne siyaset çizgisini taşıyan birçok arkadaşımızın ustası AP İl Başkanlarımızdan ve kendine has kişiliği ve üslubuyla meclis gurubunda da sevilen milletvekilimiz Halil Yurtseven’i kaybetmiştik. 

Cenazesine çok arzu etmeme rağmen katılamadım. Zira aynı saatlerde sempozyumda bildiri sunmam gerekiyordu. Ertesi güne kaydırmak istediysem de bu mümkün olamadı. Allah mekanını cennet eylesin, yakınlarının, sevenlerinin, tüm demokratların ve Manisalıların başı sağ olsun. 

Ardı ardına gelen kayıplar AP’den gelen son milletvekillerimizi de birer birer alıyor bizden. Yakın zamanda önce Hilmi Okçu’yu kaybettik, çok geçmedi Spor Bakanımız ve Parti Genel Muhasibi Önol Şakar terk etti bizi. Geçtiğimiz günlerde de Orhan Daut abimizi son yolculuğuna uğurladık. Bugün de Halil Ağamızı kaybetmiş olmanın üzüntüsünü taşıyoruz. Hepsiyle ayrı ayrı anılarımız vardı renkli kişiliğiyle kendine has esprileriyle, yardımseverliğiyle, babacan tavırlarıyla elbette Halil Yurtseven de hep saygıyla, sevgiyle anılacaktır. Benim de rahmetli babamın da onunla yaşanmış birçok anımız vardır. 

Hiç unutmam yıl 1978, Ecevit Başbakan, Demirel de Manisa’ya geliyor. Dağ taş Karaoğlan yazılarıyla donatılmış, her tarafta Ecevit posterleri, elektrik direklerinde hep altı oklu kağıtlar yapışık. Demirel’i böyle bir tabloyla karşılamak elbette Manisa’nın şanına yakışmaz. Ben o tarihte Adalet Partisi Gençlik Teşkilatı Genel İdare Kurulu üyesiyim, basın propaganda başkanıyım. Başta Genel Başkanımız Hamdi Üçpınarlar olmak üzere bütün arkadaşlar destek olmak için kolları sıvadılar. Eskişehir teşkilatından iki otobüs genç takviye olarak geldiler. Planlar yapıldı, Bornova’dan itibaren İzmir yolu, Saruhanlıdan itibaren İstanbul yolu ve Turgutlu yolu, kayalar, istinat duvarları, asfalt, her taraf Demirel yazılarıyla boyanacak, elektrik direkleri, trafolar her görülen boşluk Demirel posterleri kırat amblemleri yapıştırılacak. Ekipler kuruldu, hazırlıklar yapıldı artık sahaya inme zamanı geldi. 

Merhum Oktay Görgün il başkanı ama Milletvekili seçilen Halil Ağa hala il başkanı gibi çalışıyor. O günlerde afişleme işi nişastadan yapılan tutkalla yapılıyordu ancak bu yöntemi Manisa’da bilen yoktu. Parti binası bugünkü emekliler parkı karşısındaki köşe binanın üst katında. Herkes orada, Eskişehir ekibinin başı geldi “nişasta lazım” dedi. Halil ağa babacan tavırlarıyla cebinden para çıkardı gençlerden birine uzattı ve falanın dükkanından al gel dedi. Biraz sonra elinde bir kutu nişastayla arkadaş çıktı geldi. Biz Eskişehirli arkadaşla göz göze geldik bastık kahkahayı. Muhallebi yapmayacaktık elbette, mesele anlaşılınca iki çuval nişasta getirtildi, kazanlarda kaynatıldı, kovalara dolduruldu, ekipler sahaya indi Manisa’nın altı üstü her taraf donatıldı. Bu tablo karşısında Halil ağa da keyiften dört köşe olmuştu. Halil ağayla bu olayı hep anar gülerdik. 

12 Eylül 1980 darbesinden sonra Meclis feshedilince Halil Bey hep “ben dört yıllığına seçildim daha bir yıl alacaklıyım” derdi. Ancak Doğru Yol Partisi 1983 seçimlerine sokulmayınca bu alacağından da vaz geçti, köşesine çekildi gençlere ağabeylik yaptı. Ticaretiyle meşgul oldu, hayır işlerine kendini adadı. 

Adalet Partisi dönemi vekillerinden bir Sümer Oral bir de Vehbi Sınmaz kaldı. Vehbi sınmaz daha o günlerde partiyle bağını koparmıştı, sonrasında siyasetten de ayrıldı Ankara’da vakıf işleriyle uğraşıyor. Sümer abimiz ise 80 sonrasında da siyasetini sürdürdü, bakanlıklarda bulundu. Bu gün ise ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulması, merkez sağın yeniden güçlenmesi için zaman, zaman istişare ediyor, deneyimlerinden yararlanıyoruz. 

Baki kalan bu kubbede hoş bir sedadır derler. Halil Yurtseven de bu kubbede hoş bir seda bırakarak ebedi aleme göçtü. Hayır ve hasenatıyla, hizmetleriyle, hoş sohbetleriyle, anekdotlarıyla anılacaktır. Sevenleri, dostları bir araya geldiklerinde mutlaka onu iyilikle, güzellikle yad edecek bir anı bulacaklardır. Allah rahmet eylesin. 

Kalın sağlıcakla…