Arena'da oynanan Galatasaray-Trabzon maçı Türk futboluna damgasını vurdu. Hakem kararları, kırmızı kartlar, Pazar akşamından itibaren gündem oluşturdu, yer yerinden oynadı. Trabzon camiası ayaklandı. Trabzon'daki futbol federasyonu şubesi saldırıya uğradı. Trabzonspor Başkanı İstanbul'da basın toplantısı yaptı hakemlerle ilgili, kibar bir üslupla yerden yere vurdu. Merkez Hakem Komitesi'nin istifası istendi. Televizyon kanallarındaki spor programları ne federasyon, ne hakem komitesi bıraktı. Salih'in hakemin elinden aldığı kırmızı kartı hakeme göstermesi çeşitli yorumlarla kamuoyuna yansıtıldı. Herkes Salih'in hareketini futbolun ihtilalinin ateşleyicisi olarak gördü. Maçı da Galatasaray 2-1 kazanmış oldu.
LİGİN KADERİ DEĞİŞMEYECEKTİ, AMA…
Maçı evde izledim. Bu sezon istenileni veremeyen iki takımın mücadelesinde böyle olayların olacağını kimse tahmin etmiyordu. Çünkü Galatasaray ve Trabzon maçının sonucunun ligin kaderini değiştirecek bir durumu yoktu. Maçın hakemi Deniz Ateş Bitnel oyun içinde her iki takım için değişik kararlar veriyordu. Sabri'nin Marin'e yaptığı hareket penaltı iken bunu vermedi. Alakasız pozisyonda Trabzon lehine penaltı düdüğü çaldı. Galatasaray bal yapmayan arı gibiydi. Trabzon da kontrataklarla Galatasaray'ı zorluyordu. İlk yarı 1-0 Trabzon'un lehine biterken ortada bir şey yoktu.
FİLM KOPTU
Ne olduysa ikinci yarıda oldu. Trabzon galibiyeti koruduğu sırada sahneye Trabzonlu Özer çıktı. Hakemin verdiği faul kararına itiraz etmeye başladı. Hakem açısından itiraz yenilir yutulur cinsten değildi! Hakem pozisyonla ilgili anlatımda bulunuyor, Özer ise itirazlarını sürdürüyordu. Hakem pozisyonda sabırlıydı, ancak Özer bunun farkında olmayınca sarı kart yedi. Bence kırmızı da verebilirdi. İşte film burada koptu. Hakem, Özer'i kollamaya başladı. Faulle ilgisi olmayan pozisyonda düdük çaldı. İkinci sarıyı da verdiği Özer'i attı. Burada Hami Mandıralı duruma müdahale etmeliydi. Ne zaman mı? İlk sarı kartta, Abdullah Avcı'nın Mehmet Batdal'ı Beşiktaş maçında kenara alması gibi, Trabzonspor Teknik Direktörü'nün de Özer'i değiştirmesi gerektiği kanaatindeyim.
GALATASARAY ÖNE GEÇTİ
Sonra Galatasaray beraberliği sağladı. Aykut, Özer gibi iki sarıdan kırmızı kart görüyor. Trabzonspor 9 kişi kalıyor. Hakemin artık kimyası bozulmuş durumda, verdiği kararlar tam bir facia. 88'inci dakikada Galatasaray lehine verdiği uydurma penaltı ortalığın karışmasına, Cavanda ve Salih'in oyundan atılmasına kadar gitti. Trabzon 7 kişi kalmış, Selçuk'un penaltısı ile Galatasaray 2-1 öne geçmişti. Hakem maçı hemen bitirdi.
HER HAKEM, HER MAÇI KALDIRAMAZ
Sonra hakem Bitnel'in düdüğü bırakması istendi. Hakem maçı kötü yönetti. Yeteneği o kadar. "Atayanlar düşünsün" diyeceğim, ama içim varmıyor. Sezon başında tecrübeli hakemlerin hataları nedeniyle Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Merkez Hakem Komitesi'nden genç hakemlerle ligin oynanmasını istedi. Örnek olarak da Galatasaray-Trabzon maçının hakeminin ismini vermişti. Her hakem, her maçı kaldıramaz. İşte tablo ortada. Federasyon Başkanı, Merkez Hakem Komitesi Başkanı ile görüşmelerini sürdürüyor. İstifa edip etmeyeceğini bilmiyorum. Federasyon Başkanı görevden alabilecek mi, bu satırları yazdığımda durum belli değildi? İstifa ederse yenisi durumu düzeltecek mi? Eldeki malzeme bu?
YANGINA KÖRÜKLE GİDİLİYOR
Ben 45 yıllık gazetecilik yaşamımda hakem kararlarından memnun kalınan hiçbir sezona şahit olmadım. Yangına herkes körükle gidiyor. Ateşin altına odun atılıyor. Bu durum gerçekten vahim. Bu hafta Fenerbahçe-Beşiktaş maçına hakem nasıl atanacak? Bu maç nasıl bitecek?
Sabah Gazetesi'nden Ahmet Çakar enteresan bir maç yorumu yazdı, "Baronlar böyle istedi" diye. Okuyun diye köşeme aldım;
"Dün gece Arena'da Türk futbolunun en ama en karanlık gecesi yaşandı. Yaklaşık 40 yılım futbolun içinde geçti. Bunun 20 yılı hakemlik, geri kalanı da seyirci ve yorumculuk. Belki hiçbir zaman ispat edemeyeceğim ya da hiçbir zaman gün yüzüne çıkamayacak ama dün geceki maçta bahis baronlarının parmağı vardı. Bahis baronlarının sahadaki tetikçileri kimdir bilmiyorum. Hakemdir ya da oyunculardır ya da daha büyük bir organizasyondur diyemiyorum. Zira karşıma hukuk çıkar. Ama tıpkı sigara içilmiş bir odada sigara içeni görmediğimiz ama sigara içildiğini net hissettiğimiz gibi ben de aynısını dün gece hissettim. Yapılan hakem hatalarını saysak SABAH gazetesinin sayfaları yetmez. Mesela Sabri'nin Marin'e yaptığı penaltıyı vermeyip bir dakika sonra olmayanın verilmesi gibi. İlk yarıyı Trabzonspor önde bitiriyor ama maçı Galatasaray kazanıyor. İkinci yarıda maçı Galatasaray'ın kazanması için elinden gelen her şeyi yapan tuhaf ve dün geceye kadar hakem olan ama bugünden itibaren artık sivil bir vatandaş olarak hayatına devam etmesi gereken bir hakemcik var!
Önce Özer'i oyundan atıyor. İnanın bana yaptığı hareket kartlık değil. Faul bile değil. Trabzonspor 10 kişi kalıyor. Ama bu bile Galatasaray'ın kazanmasına yetmiyor. Bu esnada bir arbedede Aykut ile Podolski itişiyorlar. Bu sefer Aykut oyundan atılıyor. Trabzonspor 9 kişi kalıyor. Maç berabere devam ediyor. Çok az dakika kalmış. Ama Galatasaray'ın kazanması gerekiyor ki hakem bir penaltı uyduruyor. Cavanda-Umut mücadelesinde topa Cavanda dokunuyor ama hakem penaltı çalıyor. Bu penaltı ile birlikte iki Trabzonsporlu daha oyundan atılıyor. Bu arada hakeme daha nice Trabzonlu oyuncular ağır hakaretler etmelerine rağmen oyunda tutuluyorlar çünkü maçın malum (!!!) nedenlerden dolayı yarıda kalmaması lazım ve en az 6-7 dakika uzaması gereken maç 90. dakikayı birkaç saniye geçe bitiriliveriyor. Türk futbol kamuoyu artık uyanın! Dün gece yaşananların çoğu rahmani değildi. Bu işte parmağı olan kimse ya da bu organizasyonları kim ya da kimler yaptıysa Allah belasını versin. Bu arada sahada gözünden öpülmesi gereken adam gibi adam, namuslu, ahlaklı bir futbolcu vardı. Adı Salih'ti. Salih adamdı. Her şeyi aslında o bir hareketle özetledi. Hakemin yere düşmüş kırmızı kartını alıp ona gösterirken aslında Türk hakemliğinin namusunu gencecik bir futbolcu kurtarmak istiyordu. Bence Yıldırım Demirören ve arkadaşlarının Salih'in tek harekette özetlediği ağır, vahim, kokuşmuş tabloya göz atmaları lazım."
ARINÇ'IN ACI GÜNÜ
Manisa siyasetinin simge ismi Bülent Arınç, dün abisi Yıldıray Arınç'ı kaybetti. Naaşı bugün öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazı ile Hatuniye Camii'nden kaldırılacak. Arınç ailesine başsağlığı diliyorum, acılarını paylaşıyorum.