Siyaset sahnesinin renkli isimlerinden biri olan ve 2023 seçimlerinde Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile ATA İttifakı'na öncülük eden Sinan Oğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ise Ümit Özdağ’dan fikirsel olarak ayrılarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı desteklediğini açıklamıştı. Sinan Oğan, geçmişiyle ilgili çıkan tartışmalarla gündeme geldi. Zafer Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Azmi Karamahmutoğlu'nun, "Onu tanıdığımda sosyalistti" açıklaması, Sinan Oğan'ın geçmişine dair soru işaretlerini gündeme getirdi.

Sinan Oğan sosyalist miydi?

Karamahmutoğlu'nun iddialarına uzun bir yanıt veren Oğan, kendisine yöneltilen "sosyalistlik" suçlamasını kesin bir dille reddetti ve iftira olarak nitelendirdi. Karamahmutoğlu’na cevap verirken, “1990 yılında Rus tankları Bakü’de katliam yaptığında Sovyetler Birliği İstanbul Başkonsolosluğu önüne şahsen 25 bin kişiyi yığıp mitinge liderlik ettiğimde de sen yoktun, orada da tanışmadık.” İfadelerini kullanan Oğan’a yanıt eski Ülkü Ocakları Başkanı Ünser’den geldi.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Ünser’den Sinan Oğan Çıkışı!

Eski Ülkü Ocakları başkanlarından Hakan Ünser, sosyal medya hesabı üzerinden, Sinan Oğan’ın “ülkücü gençlerinin tertipledikleri bir protestonun hatırasına kendine sahte bir geçmiş yazarak çöreklenme girişiminde” bulunduğunu iddia ederek şunları yazdı:

“Önce bilmeyenler için söyleyelim, AÖS İstanbul’un en büyük öğrenci yurdudur. 1990 yılında Bizim Ocak Dergisi etrafında faaliyet gösteriyorduk. AÖS’te Ülkücü teşkilatımıza başkan seçememiş, üç kişilik bir komisyon kurmuştuk.

Azerbaycan’da menfur 20 Ocak olayları olduğunda bu üç kişilik başkanlık komisyonunun bir üyesiydim. Dün gibi hatırlıyorum, 10. Bloktaki odama sonradan üniversitede hoca olan M.U. sabahın erken saatlerinde ağlayarak geldi. Gazetelerin ön sayfalarını göstererek bir şeyler yapmamız gerekiyor dedi.

Yurttaki arkadaşları topladık. Gelişmeleri takip etmek için 50 kadar arkadaşla hep birlikte yurdun içinden hareket eden İETT otobüsüne binerek Aksaray’da bulunan Azerbaycan Derneği’ne gittik. Başkan Nihat Çetinkaya odasındatelefonun diafonu açık şekilde Bakü ile görüşmeler yapıyordu. Oradan aldığımız bilgileri düşünür halde, yükselen kızgınlık ve çaresizlik duyguları içindeyken sonradan kaymakam olan İÜ SBF den O.C.’nın teklifiyle üniversite öğrencileri yan odaya geçtik bir eylem komitesi kurduk.

Bir gün sonra Rus elçiliği önünde protesto kararı aldık ve Taksim’de saat 12’de buluşmak üzere dernekten ayrıldık. Yurtlarda ve Ülkü Ocaklıların evlerinde büyük hareketlenme oldu. Ertesi gün o günlerde trafiğin açık olduğu İstiklal caddesinin trafiğini kendi yazdığımız “Şii Sünni yok Müslüman Türk var” pankartı ile keserek anlaştığımız şekilde protestoyu başlattık. Pankartın bir ucunda ben bir ucunda rahmetli Naci A., ikimizin arasında ise Azmi Karamahmutoğlu, Servet A. ve Nihat vardı. Polis müdahale etti, Azmi Karamahmutoğlu gözaltına alındı.

Trafik ve polis müdahalesi yüzünden daha ileri gidemedik, o ara elinde mikrofon olan bir öğrenci konuşmaya yeltendi. Yakınında bulunan Ülkü Ocaklı arkadaşlar buna izin vermediler, elinden mikrofonu alıp eski ocak başkanı E.K’a verdiler ve konuşmayı o yaptı.

Çok sonradan o öğrencinin Sinan Oğan olduğunu öğrendim. Eskiden sosyalist miydi, değil miydi bilemem. İnsanların ne zaman hangi sebeple fikir değiştirdiğini bilemeyiz, o iş imza kampanyasına destek ve oy verenleri ilgilendirir diye düşünüyorum.

Beni ilgilendiren o dönemin ülkücü gençlerinin gururla tertipledikleri bir protestonun hatırasına kendine sahte bir geçmiş yazarak çöreklenme girişimidir.” 

Kaynak: Haber Merkezi