Şehzadeler ilçesinde TAR yokluğu sendromu ile dünyaya gelen yüzde 98 bedensel engelli Sefa Yurtkölesi, elleri ve ayakları tam gelişemediği için 5 yaşına kadar çeşitli hastanelerde tedavi gördü. Tedavinin ardından ilkokula başlayan Yurtkölesi, eğitim hayatı boyunca zorlandı. Lisede, dünya çapında bedensel engelli yüzücülerin videolarını izleten beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle yüzme sporuna başlayan Yurtkölesi, hırsı, azmi ve çalışkanlığı ile önce Türkiye şampiyonu, daha sonra ise kıtalararası yüzme şampiyonasında bronz madalya kazandı. Engelleri tek tek aşıp milli yüzücü olan, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nün engelli kadrosunda memur olup, kendi parasını kazanan Yurtkölesi, yaşam hikayesini sol ayağıyla kaleme alıp, kitap yazdı. Yurtkölesi, 6 ayda tamamladığı, engellerle başa çıkmanın yollarını ve başarısının sırrını anlattığı 'Hayatın Sefa'sı' isimli kitabını okuyucularına yine ayağıyla imzalıyor. Kitabını tamamlayıp, basım aşamasına geldiğinde babasını kaybettiğini belirten Yurtkölesi, "Ancak pes etmedim. Babam da bana hep onu söylerdi" dedi.

'YÜZME SPORU İLE HAYATIM DEĞİŞTİ'

Sağlıklı bir bireyin ellerini kullandığı gibi kendisinin de ayaklarını kullanabildiğini belirten Yurtkölesi, "TAR sendromu vakası ile dünyaya geldim. Doktorlar dahi neremi kullanıp, neyi başarıp ya da başaramayacağımı bilmiyorlardı. Sol ayağımla yemek yemeye ve yazı yazmaya başladım. Lisede beden eğitimi öğretmenimin yaptığı dokunuş sayesinde yüzme sporuna başlamamla birlikte hayatım değişti. Başta başaramayacağımı ve yüzde 98 engelli olduğumu söyledim. Daha sonra hocam bana dünya çapında bedensel engelli yüzücülerinin videolarını izlettirdi. İlham alarak yüzme sporuna başladım. 2,5 aylık çalışmanın ardından Türkiye şampiyonasında 4 madalya aldım. Milli takıma yükseldim. Brezilya'da 50 metre kelebek branşında altın madalya kazandım" diye konuştu.

Gittiği konferanslarda hayat hikayesini merak eden öğrencilerin tavsiyesi üzerine kitap yazmaya başladığını anlatan Yurtkölesi, şöyle devam etti:

"Kitabımı sadece yazmış olmak için yazmadım. Gerçekten insanlara bir şeyleri hissettirmek için yazdım ve bunu da başardığımı düşünüyorum. Okuyucular 'hem kahkaha attığımız hem de ağladığımız bölümler oldu' diyorlar. Bu duyguları insanlara yaşattırabildiysem, başardığımı düşünüyorum. Tabi insanlar ister istemez bir insan nasıl ayağıyla kalem tutup da yazı yazabilir diye şaşırıyor. Ayağımı çok geliştirdim. Hiç zorlanmadan 6 ay boyunca her gün yazdım. Ayağımla yazdığım kitabımı, ayağımla imzalayarak okuyucularıma veriyorum."DHA

Editör: TE Bilişim