Massachusetts doğumlu James Hiram Bedford, eğitim alanında çalışmış bir profesördü ve gençlerin mesleki gelişimine katkı sağlamıştı.
Ancak 70’li yaşlarında terminal kanser teşhisi konulduğunda, ölümün son durak olmasını istemedi ve insan kriyojeniği ile ilgilenmeye başladı. Bedford, Cryonics Society of California ile anlaşarak ölümünden dakikalar sonra bedeninin dondurulmasını sağladı.
İlk İnsan Kriyojenik Dondurma Deneyi
12 Ocak 1967’de Kaliforniya’da hayatını kaybeden Bedford’un bedeni, yapay solunum ve damarlarına enjekte edilen dimetil sülfoksit (DMSO) ile korunarak bir kapsüle yerleştirildi. Los Angeles’tan Arizona’daki tesise nakledilen Bedford, böylece tarihe geçen ilk kriyojenik insan oldu. O dönemde gazeteler, “İnsan 20 bin yıl bekleyebilir” başlığıyla olayı duyurdu.
Bilim Dünyasının Tepkisi
Bedford’un dondurulması kamuoyunda büyük yankı uyandırsa da bilim insanları şüpheyle yaklaştı. UCLA Biyoteknoloji Laboratuvarı Başkanı Dr. John Lyman, girişimi “aşırı safça” olarak nitelendirdi. Oregon Üniversitesi’nden Dr. Stanley Jacob ise “Bugünkü yöntemlerle bu mümkün değil” diyerek eleştirilerini dile getirdi.
Zorlu Bakım Süreci ve Taşınmalar
1970’lerde kapsül bakımı yetersizdi; 1976’da Bedford’un oğlu Norman, babasının bedenini başka bir merkeze taşımak zorunda kaldı. Aile bireyleri de bu sıra dışı hikâyeye zaman zaman dahil oldu; örneğin gelini Cecilia, kapsülle poz verirken görüntülendi.
Bugün Bedford ve Kriyojeni Sembolü
1991’den bu yana Arizona’daki Alcor Life Extension Foundation tesisinde muhafaza edilen Bedford’un bedeninin büyük ölçüde bozulmadan kaldığı görüldü. Deri yüzeyinde çatlaklar ve doku renk değişimleri olsa da genel dondurma koşulları korunmuştu. Bugün hala sıvı nitrojen dolu bir tankta ikinci hayatını bekleyen Bedford, kriyojeniğin sembol ismi olarak tarihe geçti.