Türkiye’nin gündemine oturan ve yıllar boyunca konuşulan olay, 19 Aralık 1998’de İzmir-Ankara ekspresinde başladı. Tren yolculuğunda unutulduğu sanılan iki valizin sırrı, Manisa’da yaşayan bir kadının hayatıyla bağlantılıydı. Yapılan titiz soruşturma, Ankara, İzmir ve Manisa hattında önemli gelişmeleri ortaya çıkardı. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu’nun gündeme taşıdığı olay yeniden gözler önüne seriliyor.

Manisalı Konsomatris'in Cansız Bedeni Parçalar Halinde Valize Konulmuş

1998 yılında yaşanan olayda, trenin yataklı seferinden indirilen valizler önce unutulmuş sanıldı. Ancak görevli temizlik personeli valizleri açtığında, üzeri gazeteyle sarılmış poşetler içinden parçalanmış bir kadın cesedi çıktı. Başsız ve çıplak halde bulunan kadının kimliği, yapılan parmak izi incelemesiyle tespit edildi: 39 yaşındaki Serpil Hanım, Manisa’da konsomatris olarak çalışıyordu.

Valizlerin markası ise dedektifleri Soma’ya götürdü. Polis ekipleri, evde kan izleri ve deliller bulunca katil zanlısı, genç kadının eşi olduğunu itiraf etti. Cinayet, soba demiri ve ekmek bıçağıyla işlenmiş, ceset parçaları tren kompartımanına bırakılmıştı. Başsız kadının cesedinin bulunması ve kısa sürede çözülmesi, Türkiye’nin hafızasına “Dehşet Ekspresi” olarak kazındı.

Cinayetin nedeni ise daha sonra ortaya çıkacaktı...

Dehşet Ekspresi: Türkiye'yi Sarsan Olay

Valizlerin içinden, üzeri gazeteyle sarılmış poşetler çıktı. Poşetler açıldığında, beş parçaya ayrılmış bir kadın cesedi bulundu. Başsız ve çıplak haldeki kadının kimliği başlangıçta belirlenemedi. Olay yerine kısa sürede Ankara Cinayet Masası ve Olay Yeri İnceleme ekipleri sevk edildi. Polis, valizleri tren vagonundan ayırarak detaylı incelemeye başladı.

Cumhuriyet Savcısı Ahmet Bey’in olay yerine ulaşmasının ardından, valizler yeniden açıldı ve ceset parçaları tek tek incelendi. Polis ekipleri, katil ya da katillerin valizlerde iz bırakmış olabileceği ihtimaliyle tüm delilleri titizlikle topladı. Yapılan ilk incelemeye göre, kadının ölümünün üzerinden 24-48 saat geçmişti ve vücut parçaları çok keskin bir bıçak veya satır yardımıyla kesilmişti.

Seri Katil Şüphesi ve Geçmiş Cinayetler

Olay, geçmiş yıllarda işlenen faili meçhul kadın cinayetlerini akıllara getirdi. 1993’te Ankara’da, 1994’te Akhisar’da, 1996’da Denizli’de ve 1997’de Bornova’da benzer vahşetler yaşanmıştı. Türkiye’deki bu davalar çözülememişti ve “Dehşet Ekspresi” cinayeti, seri bir katil ihtimalini gündeme getirdi.

Parmak İziyle Gelen Kritik İpucu

Ceset üzerinden alınan parmak izleri Ankara Emniyeti’nde tarandı, ancak bir sonuca ulaşılamadı. Kimlik tespiti için izler Parmak İzi Şubesi’ne gönderildi. Burada yapılan detaylı karşılaştırmada, parmak izleri 1969 doğumlu, 39 yaşındaki Serpil isimli kadına ait olduğu belirlendi. Serpil Hanım, Manisa’da bir barda konsomatris olarak çalışmak üzere polise başvurmuş ve parmak izi alınmıştı.

Manisa ve Soma’ya Operasyon

Bu kritik bilgi üzerine Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, hızla Manisa’ya yönlendirildi. Serpil Hanım’ın çalıştığı bara baskın düzenlendi ancak genç kadın artık o mekânda çalışmıyordu. Polis, Serpil Hanım’ın Manisa’daki ve Soma’daki evlerini inceledi. Manisa’daki evde herhangi bir delil bulunamazken, Soma’daki evde kan izleri ve cinayeti aydınlatacak bıçak ve demir parçası bulundu.

Polis, evin bulunduğu Soma’daki iş yerinden alınan valizleri sorguladı ve Serpil Hanım’ın kocası, valizlerin alındığını duyunca cinayeti itiraf etti.

Katilin İfadesi Kan Dondurdu

Serpil Hanım’ın katil eşi, yaptığı açıklamada cinayeti şu sözlerle anlattı: “Karım geçen yıl Manisa’da bir birahanede çalışmaya başladı. Biz ayrıydık. Manisa’da bir kişiyle aşk yaşadığını duydum. Konuşmak istedim ve Soma’ya çağırdım. Boşanmak istediğimi söyledim. Bana 'Aslan gibi sevgilim var' dedi. Kan beynime sıçradı. Soba demiriyle kafasına vurdum, ekmek bıçağıyla kafasını kestim, baltayla kollarını ve bacaklarını kesip 5 parçaya böldüm. Valiz ve poşetlerle Ankara’ya giden ekspresin kompartımanına bıraktım. Kesik başı taşıyamadım. Bir yolcu yardım etti. Ailesine telefon edip 'Kızınızı size yolladım' dedim.”

Türkiye Gündemini Sarsan Cinayetin Sonu

Olayın aydınlatılmasıyla birlikte katil koca tutuklandı. Ancak genç kadının başı hiçbir zaman bulunamadı. Polis, zanlının geçmişteki faili meçhul cinayetlerle bağlantısı olmadığını belirledi.

Gazeteci Ali Özlüer, Habertürk’e o günleri şöyle anlattı: “Kadının Manisa’daki evinde bir şey bulunmamıştı. Polis Soma’ya geçince, vahşi cinayetin detaylarını öğrendik. O yıllarda internet veya sosyal medya yoktu, tüm bilgi gazetelerden öğreniliyordu. Bu olay, Türkiye’deki haber takip sürecine de ışık tutmuştu.”

Kaynak: Habertürk