Manisa’nın Akhisar ilçesinde yer alan tarihi Ulu Cami’nin haziresindeki mezar taşları, ziyaretçileri tarihin derinliklerine doğru duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Osmanlı döneminden kalma taşlar, üzerlerindeki zarif motifler ve anlamlı yazılarla, dönemin estetik anlayışını ve insan hikayelerini günümüze taşıyor.

Caminin tarihi hakkında bilgi veren Akhisar Ulu Camii İmam Hatibi Osman Demirel, Ulu Cami’nin inşa edildiği dönemin tam olarak bilinmediğini ancak geçmişinin çok eskiye dayandığını belirterek, “Camimiz, milattan önce ibadethane olarak inşa edilmiş. Hangi millet tarafından yapıldığı bilinmiyor ama Ayasofya’dan bile eski bir tarihe sahip” dedi.

A W449839 01 800X450

İlim Yuvasıydı

Osmanlı döneminde ilim yuvası olarak kullanılan caminin, Daru'l Hadis ve Daru'l Tefsir olarak iki ana bölümden oluştuğunu aktaran Demirel, “Hadis Külliyesi ve Tefsir bölümü buradaydı. Fıkıh eğitimi ise Kırkağaç’ta veriliyordu. Camimizin karşısındaki Kur'an Kursu ise önceleri Mevlevi Tekkesi olarak hizmet vermiş, sonrasında Nakşi Tekkesi olarak kullanılmış” ifadelerini kullandı.

Manisa’da yıllara meydan okuyan vefa… Park sahasının emektarları 45 yıllık dostluğu yaşatıyor!
Manisa’da yıllara meydan okuyan vefa… Park sahasının emektarları 45 yıllık dostluğu yaşatıyor!
İçeriği Görüntüle

A W449839 11 800X450

İncil’de Adı Geçiyor

Akhisar Ulu Cami’nin İncil’de adı geçen yedi kutsal kiliseden biri olduğuna dikkat çeken İmam Demirel, “İncil’de Thyatira mektubu olarak geçen yer burasıdır. Hristiyanlık döneminde Yuhanna’nın İncil öğretilerini ve bakır sanatını Yunanistan’a taşıdığı yer olarak biliniyor” dedi.

A W449839 09 800X450

Mezar Taşlarında Yaşam İzleri

Caminin haziresindeki mezar taşları, sadece birer kabir taşı olmaktan öte, geçmişin sessiz tanıkları olarak dikkat çekiyor. Osman Demirel, hazirede kendisini en çok etkileyen mezar taşlarından birinin 1311 yılında kına gecesinde karın ağrısı geçirip hayatını kaybeden Afife isimli genç kıza ait olduğunu belirtti.

Demirel, “Taşta Afife Hanım’ın acıklı hikayesi anlatılıyor. Kına gecesi geçirdiği karın ağrısı sonrası vefat etmiş. Bu taş, o dönemin insanlarının duygularını, acılarını bugüne taşıyan bir belge gibi” dedi.

A W449839 07 800X450

1957’de Tek Bir Alanda Toplandı

Caminin haziresinin 1957 yılına kadar geniş bir alana yayıldığını ifade eden Demirel, “1957’den sonra buradaki taşlar tek bir alana toplanmış. Daha önce Kur’an Kursu binasından caminin apsis kısmına kadar geniş bir mezarlık alanı vardı. Önemli taşlar ayıklanarak bu küçük hazireye yerleştirilmiş. Diğer kemikler ise başka bir mezarlığa nakledilmiş” şeklinde konuştu.

A W449839 02 800X450

Taşların Yeni Bir Sergi Alanına Taşınması Gündemde

Haziredeki taşların daha iyi korunup sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Demirel, “Caminin güney kısmındaki gül bahçesi alanına taşınması, bu eserlerin gelecek nesillere aktarılması açısından daha faydalı olacaktır.”

Kaynak: İHA