Manisa’da olası depremlerin riskleri ve yapıların fay hattı üzerindeki durumu merak konusu olurken, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Fatih Şenhisar, konuya değerlendirme yaptı. Şenhisar, hem mühendislik hem de bilimsel veriler ışığında yapılan risk analizlerinin, olası ekonomik ve can kayıplarını önlemede hayati öneme sahip olduğunu belirtti.

Manisa Fayı ve Özellikleri

Manisa Fayı, Spil Dağı'nın kuzeyinden geçen, iki segmentten oluşan ve eğim atımlı normal bir fay olarak biliniyor. Toplam uzunluğu yaklaşık 40 kilometre olan fay, Gediz grabeninin kuzeybatı kolunda Turgutlu ile Manisa batısındaki Muradiye arasında yer alıyor. Şenhisar, fayın eğim açısının 65 derece olduğunu ve yüzey kırığının Manisa Ovasına ulaşamayacağını ifade etti. Bu nedenle fayın üzerinde yapıların bulunması, tek başına bilimsel ve mühendislik temelli bir güvenlik göstergesi olamaz.

Manisa'da Binalar Depreme Dayanıklı Mı?

Uzman, yapıların fay üzerinde olmasının tek başına güvenlik anlamına gelmediğini vurguladı. Yanlış deprem tehlike değerlendirmelerinin, riskin hatalı belirlenmesine ve ciddi ekonomik kayıplara yol açabileceğini söyledi. Şenhisar, yapıların ekonomik ömrü boyunca büyük bir depremle karşılaşma olasılığının belirlenmesi için fayın yıllık kayma hızı, deprem tekrarlanma aralığı, en son deprem tarihi ve maksimum büyüklük gibi parametrelerin bilinmesi gerektiğini belirtti.

Fatih Şenhisar, doğru deprem risk analizi için şu soruların yanıtlanmasının şart olduğunu söyledi:

Fayın yıllık kayma hızı nedir? Deprem tekrarlanma aralığı ne kadardır? En son hangi tarihte deprem üretilmiştir? Son depremde maksimum büyüklük ne olmuştur? Yüzey kırığı oluşmuş mudur ve maksimum yer değiştirme miktarı nedir? Fayın eğim açısına göre kırığın ana faydan ne kadar uzakta çıkacağı nedir? Bu soruların yanıtlanması, hem mühendislik hem de bilimsel açıdan yapıların güvenliği ve deprem riskinin doğru belirlenmesi için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.

Tarihi Depremler ve 1845 Olayı

Şenhisar, tarihi depremlere bakıldığında 1845 yılında meydana gelen depremin Manisa Fayı segmentlerini kırmış olabileceğini ve iki segmentin birlikte kırıldığını gösteren kanıtlar bulunduğunu söyledi. Bu olay, fayın son yüzey kırılması olarak literatürde sıkça referans gösteriliyor ve günümüzdeki risk analizleri için önemli bir veri kaynağı olarak kabul ediliyor.

Asıl Tehlike: Dayanıksız Yapılar

Uzman, depremlerin faylar tarafından üretildiğini ancak yıkımların esas nedeninin dayanıksız yapılar, kötü malzeme kullanımı ve denetimsizlik olduğunu vurguladı. “Bir depremde can kaybına yol açan asıl faktör, fayın kırılması değil; depreme dayanıksız binalardır” diyen Şenhisar, yapı güvenliğinin sağlanmasının öncelikli hedef olması gerektiğini söyledi.

Muhabir: Özkan Çelik