Özdağ, ilk olarak mezarına saldırı yapılan HDP’li Aysel Tuğluk’un annesiyle ilgili konuştu. Özdağ bu konuda, “Dinimiz hem ölüye hem diriye saygıyı emreder. PKK’ya karşıyım ama o gün Aysel Tuğluk’un annesine yapılanları kabul etmeme mümkün değildi. Bu ülkede 40-50 yıldır PKK ile mücadele ediyoruz. Ama duygusal kopuş yaşamamak önemli. PKK Türk ve kürdün kavga etmesini istedi. Biz bu tuzağa düşmedik. Ne Mersin’de, ne Manisa’da, ne de Diyarbakır’da oldu. Ben olsaydım, yönetici olsaydım o insanları ikna eder o hanımefendinin Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Nazım Hikmet’in naşını Türkiye’ye getirmek istiyoruz.” dedi.

EĞİTİM SİSTEMİ

Küçükkaya, Özdağ’a daha sonra eğitim sistemiyle ilgili sorular yöneltti.

Özdağ şu açıklamalarda bulundu:

“Öğrencilerin yarışa dayalı yetişmemeleri gerekiyor. 4+4+4 sistemini getirirken mesleki yatkınlığa göre sınıflanmasını amaçlamıştık. Meslek liseleri bizim için önemliydi. Ara elemanlarımızı kaybettik. Yaklaşık 100 bin kişi çalışıyor.

Nasıl ki geçmişte imam hatiplere karşı çıkmak yanlışsa, bugün de her yere imam hatip okulu yapmak yanlış. Anne ve babalar ne talep ediyorsa biz onu açalım imam hatipse imam hatip, endüstri meslekse endüstri meslek.

Manisa’da bir mahallede imam hatip vardı, 50 kişi başvurmuş. Ama okulun kapasitesi 600 kişi. Geri kalan kısmının endüstri meslek lisesi olmasını talep ettim. Sanayiye eleman lazım. işsizliğin önlenmesi lazım. Suriyeliler mi çalışsın?”

KUZEY IRAK’TAKİ REFERANDUM

Özdağ, eğitim sisteminin ardından Kuzey Irak’taki referandumu değerlendirdi.

“Siyaset esneklik ister, dış politika daha da esneklik ister. Dış politikada duruma göre yön tayin edersiniz.

Osmanlı’dan sonra Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. O dönemde bir anlaşma imzalandı. Kimine göre başarı, kimine göre hezimettir ama Lozan bana göre o günkü şartlar içinde en iyi anlaşmadır.

Bir deha olan Atatürk Hatay’ı aldı, ömrünün vefa etmesi durumunda Musul ve Kerkük’ü de alacağını söylüyordu.

Dış politikada elbette hatalar ve yanlışlar yapılır. Biz istedik ki Barzani orada hür bir şekilde yaşasın. Ama egemen güçler Kuzey Irak’ta birilerini tahrik ediyor. Zayıf ve birliği bozulan bir Irak isteniyor. Yapılmak istenen hep aynı. Irk ve mezhep kökenli kavgalar çıkarmak.

Biz etnisitedve mezhepçilikten uzak duracağız. İmparatorluk bakiyesinin çocuklarıyız. Mücadele PKK’yla, DAEŞ’le, ırkçılıkla olacak. Sağcı solcu, alevi Sünni, Kürt Türk bir olacağız.  

FETÖ İLE MÜCADELE

Demokrasiden taviz vermeyeceğiz. Farklı fikirler bir arada yaşayacak. Demokrasiden vazgeçersek felakete sürükleriz. Parti, cemaat, etnisite devleti olmayacağız. Zaman zaman sıkıntılar yaşayabiliriz. Bunlar bizi olgunlaştırıyor. Dünyanın en büyük örgütüyle mücadele ediyoruz. FETÖ dünyanın en büyük terör örgütü. Bu mücadeleyi beraber vermeliyiz.

Gazeteciler tutuksuz yargılanmalı. Gazetecileri tutuklamak batının eline koz vermektir. Hukuksuzluğun ne demek olduğunu iyi bilirim. Yargı mensupları hiçbir şeyden etkilenmemeli. İyiyle kötü ayırt edilmeli. Kolluk kuvvetleri ve yargıya büyük görev düşüyor. Bu yapının bir görünen bir de görünmeyen kısmı var.

Ben de dış görünüşlerini takdir etti. Olimpiyatlarını alkışladım. Ama bir yerde şüpheler oluştu. 2011’den sonra özellikle. Bu seçimde çok çalıştılar bize. Ama bir liste getirdiler ve Manisa’nın bürokratlarını değiştirmek istediler.”

Editör: TE Bilişim