Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yaşayan 42 yaşındaki kadın girişimci Müşerref Üründü, 40 yaşında başladığı üniversite eğitimini birincilikle tamamladıktan sonra eşiyle birlikte kendi bağında kalıntısız ve aktifsiz üzüm üretmeyi başardı.
Eşi Mete Üründü ile birlikte 20 dönümlük bağda dünyaca ünlü Sultaniye üzümü yetiştiren çift, yaklaşık 40 tonluk sağlıklı ve kaliteli ürün elde etti. Ürünlerde herhangi bir zirai kalıntı ya da aktif madde bulunmadığı laboratuvar analizleriyle de belgelendi.
“Okulda Öğrendiklerimizi Bağımıza Uyguladık”
İki yıl önce üniversite sınavına girerek Celal Bayar Üniversitesi Alaşehir Meslek Yüksekokulu Bağcılık Bölümünü kazanan Müşerref Üründü, bölümünü bu yıl birincilikle bitirdi. Eşi Mete Üründü ise Kooperatifçilik Bölümünü başarıyla tamamladı. Eğitim sırasında edindikleri bilgi ve teknikleri kendi arazilerine uygulayan çift, kimyasal ilaç kullanmadan üretim gerçekleştirdi.
Müşerref Üründü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Zirai danışmanımızla iş birliği yaparak, insan sağlığına zarar vermeyen, aktifsiz üzüm yetiştirdik. İki yıl önce eşimle birlikte üniversite sınavına girdik, ben Bağcılık, eşim Kooperatifçilik bölümünü kazandı. Mezun olduktan sonra öğrendiklerimizi bilinçli bir üretici olarak bağımızda uyguladık ve güzel sonuçlar aldık.”
“Babamın Vasiyetini Yerine Getiriyoruz”
Mete Üründü ise süreci şu sözlerle anlattı:
“2021 yılında babam Turgut Üründü’nün vefatıyla çiftçiliğe yöneldik. Babam bize her zaman insan sağlığını önceleyen üretim yapmamızı öğütlerdi. Biz de eşimle birlikte daha iyisini yapmak için üniversiteye girdik. Şimdi birlikte üretime devam ediyoruz.”
Laboratuvar Analizleri: “Aktif Madde Yok”
Üründü çifti, bağlarından elde ettikleri üzümleri laboratuvar testine göndererek, aktif madde içermediğini resmi raporla belgeledi.
Ziraat Odası’ndan Yerinde İnceleme
Alaşehir Ziraat Odası danışmanı Ziraat Mühendisi Dündar Yalçın, Üründü çiftinin bağını ziyaret ederek örnek uygulamaları yerinde inceledi. Yalçın yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Bu arazide yüksek maliyetli ama sağlıklı, biyolojik ve bakteriyel ürünlerin kullanıldığını gördük. Avrupa pazarı için hedeflenen üretim bu şekilde yapılmalı. Üründü ailesi gibi üreticilerin çoğalması çok değerli. Kalıntı oranı sıfır çıkan üreticilerin teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz.”
