Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde araştırma görevlisiyken resim yaptığı sırada elindeki fırça ile pet şişelere vurarak ritim tutan Zafer Baykal, bu ritmi damaca üzerinde denedi. Çıkardığı ses uyumunun ardından vurmalı çalgı enstrümanlarına karşı ilgi duymaya başlayan Baykal, önce Hindistan'da bulunan 'tablo ritim' enstrümanını daha sonra ise Nijerya'daki İgbo kabilesinde bulunan pişmiş topraktan yapılmış 'udu' enstrümanı üzerinde araştırmalar yaptı. Udu enstrümanından etkilenen Baykal, resim iş öğretmenliği üzerine olan yüksek lisans tezini, müzik enstrümanları olarak değiştirdi. 3 yıl boyunca enstrümanlar üzerine araştırma yapan Baykal, 'udu' enstrümanından esinlenip, her biri farklı ses çıkaran 32 enstrüman yaptı. Ürettiği 'zafudu' adını verdiği enstrümanlar ile kendine özgür ritimler oluşturan Baykal, yurt içi ve dışı konserler vermeye başladı.

AFRİKADA KEŞFETTİ ANADOLU'DA MODELLERİNİ OLUŞTURDU

Üniversitede ressam olarak hayatını devam ettirirken bir anda ritim enstrümanlarına karşı ilgisinin oluştuğunu belirten Baykal, başka bir kıtada keşfettiği ritim enstrümanlarını Anadolu'da yeniden sentezleyip yeni modellerini oluşturduğunu söyledi. Baykal, "Atölyemde resim yaparken sürekli müzik dinlerim. Müzik dinlerken ritim yapma ihtiyacı duydum. Ritim yaparken de gözüme kestirdiğim 2 tane 5 litrelik pet şişeyi alıp onları fırçalarla çalarak başladım. Daha sonra benim 'Su Ruhu' adını verdiğim damacana enstrümanına geçiş yaptım. Öğrenme açlığı hastalığına yakalanınca soru sorarak bu enstrümanları keşfettim. Afrika Kıtası'ndaki İgbo kabilesinin pişmiş topraktan ürettiği 'udu' enstrümanından esinlendim ve bir anda kendimi Nevşehir'in Avanos ilçesinde buldum. Bu enstrümanları üretmeye başladım. Sonra bir gece de yüksek lisans tezimi resim iş öğretmenliğinden, bu müzik aletleri üzerine yaparken buldum. 15 yıldır da böyle devam ediyor" diye konuştu.

'İCAT ETTİĞİM ENSTRÜMANLAR BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI'

Ürettiği enstrümanlar üzerine Manisa Celal Bayar Üniversitesi TEKNOKENT, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Yaşar Üniversite ve Anadolu Üniversitesi'nde farklı çalışmalar yaptığını kaydeden Baykal, yaptığı enstrümanların Ar-Ge inovasyon çalışmalarını fabrikada seri üretime geçecek şekilde tamamladığını dile getirdi. İcat ettiği tüm enstrümanların her biri farklı görüntüde, farklı ses çıkardığını ifade eden Baykal, "Akademik çalışmalarımın tümünü müzik aletleri üzerine yaptım. Bugüne kadar 32 enstrüman yaptım. Bu 32 enstrümanın 13 modelini ürettim. Fabrika kuracak duruma geldik. Ege Üniversitesi çalgı yapım bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi seramik bölümü ve aynı zamanda maden cevher hazırlama bölümü, Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Makine Mühendisliği ve en sonunda Anadolu Üniversitesi'nde Malzeme Mühendisliği Bölümü ile üzerinden çalışmalarımız devam ediyor. Yazmış olduğum son çalışmayla birlikte artık fabrikayı kuracak duruma geldik. Manisa Celal Bayar Üniversitesi TEKNOKENT'e kabul edildim.13 model şu an seri üretime geçecek durumda hazır. Kökeni Afrika olmasına rağmen ben bunların üzerine yeni 32 farklı model ürettim. Ürettiğim yerli model ve tasarımları perküsyon serisi olarak bütün dünyaya duyurduk. Enstrümanlarımın yüzde 97'si bilimsel anlamda yazmış olduğum birçok kitapta ya da beni anlatan kitaplarda müzik aleti olduğunu da ispatlamış bulunuyoruz" dedi.

'DESTEK BEKLİYORUM'

Baykal, son olarak şöyle konuştu:

"Şu an eksiğim olan tek şey destek görmek ve seri üretime geçerek, hem istihdam sağlamak hem de dünyaya bu müzik aletlerimizi, kendi özgün türkülerimiz üzerinden kültür elçiliği yapmak. Bunun için yurt içi ve dışı konserler veriyorum. Aynı zamanda Manisa'ya aşık bir insan olarak bunları uygun olduğu takdirde coğrafi işaretli ürün olarak da buraya tescillemek isterim. Fakat bu anlamda destek istiyorum."

Editör: TE Bilişim