Ülke genelinde büyük yankı uyandıran Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olayın ilk duruşması Manisa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşmada sanıklar tek tek savunma verdi; havuzun projede yer almadığı, tesisata sonradan müdahale edildiği, kaçak akım rölesinin söküldüğü ve denetim süreçlerinde ciddi boşluklar olduğu iddiaları mahkeme salonunda tartışma yarattı.
Bazı sanıklar yıllardır projeye uğramadıklarını savunurken, bazıları havuzu hiç görmediğini, hatta kamufle edildiğini ileri sürdü.

“Kaçak Akım Rölesi Vardı Ama Sökülmüş, Gerçek Sorumlular Ortada Yok”
Sanıklardan N.B., 31 yıllık elektrik teknisyeni olduğunu belirterek havuzdaki tüm mekanik sistemi 5 yıl önce kendi yaptığını söyledi. N.B, teslimden sonra sisteme birçok kişinin müdahalede bulunduğunu iddia ederek, "“Ben 31 yıldır elektrik teknisyeniyim 22 yıldır havuz mekaniği yapmaktayım. Yapmış olduğum havuzu 5 sene önce yaptım. İddianamede belgem olmadığı söyleniyor, size mezuniyetimi sundum. C raporu olmadığı söyleniyor, belgelerimi sundum. Ferdi beyin işini 5 sene önce yaptım. 2019 yılında müteahhitlerle birlikte kullanılacak malzemeleri seçtik anlaştık 2020’nin Haziran ayında ben Ferdi başkanın havuzunu su dolu şekilde teslim ettim. Ben havuzun sadece mekatronik işini yaptım. Önünüzdeki yapı denetim raporunda işime onay verildiği de görülmektedir. Sanki dün yapıldı bugün böyle bir olay oldu gibi bir algı var, ben burayı 5 sene önce yaptım. Benden sonra yapılan bir sürü işlem görünüyor. Benim taktıklarım sökülmüş, ekler yapılmış. Ben bu işi 5 sene önce yaptım, teslim ettikten sonraki 10-15 gün içinde 1-2 defa uğradım, onun dışında 5 yıllık zarfta hiç uğramadım. Benim taktığım motor C belgesi ve su sızdırmazlık belgesi olan bir motor. Nurcan hanımın, Nehir hanımın ifadesinde de benden sonra işlem yapıldığı söyleniyor. Ben 22 senede 2000’e yakın havuz yaptım. Ben ruhsatını bilemem, havuz ruhsata dahil mi bilemem, bunu sorgulamak benim işim değil. Bana çizilmiş kağıtta havuzun ölçülerini yazdılar. Ben bunun izinlerinin alınmış olduğunu kabul ederim. Bilirkişi raporunda yazıyor, bu kaçak akım rölesi olsaydı bu kaza yaşanmazdı. Benden sonra defalarca insan girmiş, ben kaçak akım rölesi takmıştım, bunu söken kimse ortada yok. Asıl bulunması gereken insanlar bunlarken ben 6 aydır buradayım. 22 yıllık kariyerim zedelendi, aileye başınız sağolsun diyorum, Ferdi başkanı çok severdik. Gerçek sorumluların yakalanmasını istiyorum” dedi.

Sanık H.İ: “Ferdi Bey’in Evine Hiç Gitmedim”
6 aydır tutuklu bulunan H.İ., suçlamaları reddetti. H.İ, mahkemede, “6 aydan beri tutukluyum, Ferdi beyin evine girmedim, bir çivi bile çakmadım. Bir kişinin olayı yanlış anlamasından dolayı 6 aydır cezaevindeyim. “G… bobinajla çalıştın mı” dediler, çalıştım dedim. Ben oradan 2022 yılı Haziran ayında işten ayrıldım. Ferdi beyin evinde tadilat yapmadım. Bir tane delil, HTS kaydı yok. Ben O.Ö’in evine gittim, o siteye gittim ama başka bir villaya gittim. Ben Ferdi beyin evinde bir cıvata dahi sıkmadım, Ferdi beyin evinin o sitede olduğunu internetten öğrendim. Vicdanım çok rahat, evinde bir cıvata dahi sıkmadım, 6 aydır içerideyim. Benim oraya gittiğim kanıtlansın, herkesin cezasını kabul edeceğim. Ferdi beyle göz göze gelmemiş biriyim. Biz ona oy vermiş insanlarız, böyle katil gibi anılmak… Siz büyüklerimin vicdanına bırakıyorum.” dedi.
Mahkemede Çelişkili İfadeler
Adli kontrolle yargılanan H.A., söz konusu motorun 2022’de atölyelerine ulaştığını söyledi.
H.A., önce motoru Ferdi Zeyrek’in getirdiğini ifade etti ancak avukatın sorusu üzerine bu ifadesini düzeltti. Motorun kendi atölyelerine getirildiğini, kimin getirdiğini bilmediğini söyledi.
H.A, mahkemede, “Söz konusu motor 2022 yılında bize gelmiş. O zaman başkan değildi, bizim sanayiden tanıdığımız biri. Çocuklardan biri kaydını almış işini yapmış. Bizim işyerimiz kaçak akım röleleriyle çalışır. Suyun içinde çalışan sadece dalgıç motordur, ona da su girmez. 38 aydır düzgün çalışan bir motorun yanlış bağlandığı ifade ediliyor. Rahmetli başkanın 220 voltla çalışıyormuş motoru, biz 2500 volt ile test ediyoruz. Rahmetli başkan motoru kendi sökmüş getirmiş yapmışız sonra kendi takmış. Hiçbir elektrik motoru suyun karşısında kendini koruyamaz, tesisat korur. Bir motor yanlış sarılırsa çalışamaz.” dedi.
Ferdi Zeyrek’in avukatı Necibe Karaoğlan’ın, “Müvekkillerim Nurcan ve Nehir Zeyrek kesinlikle Ferdi Zeyrek’in motoru sökmediğini ifade ediyor” ifadesine karşın sanık H.A ise, “Ben sanırım yanlış anlattım, kendisinin getirip getirmediğini bilmiyorum, havuz motoru bize getirildi, kendisinin getirdiğini görmedim” şeklinde yanıt verdi.
Yapı Denetim Cephesinde Dikkat Çeken Beyanlar
Bir başka sanık H.Ş, projede havuz bulunmadığını, kendilerine yapılan başvurunun yalnızca “süs havuzu” olduğunu söyledi. H.Ş, “Bu havuz süs havuzu olarak onaylandı. Bizler projesini onayladığımız yapının denetimini yaparız. Ben havuzun varlığını belediyeden süs havuzu ruhsatı aldıklarında öğrendim. Bizim onayladığımız projede havuz yoktu. Onaylanan projelerde olmayan, mal sahibinin istediği ekler ek ruhsatlarla yapılabilir. Son kontrole gittiğimde havuzun üstü kamufle edilmişti, motor dairesi yoktu. Ben o havuzu görseydim iş bitirme tutanağını imzalamazdım.” şeklinde konuştu.
Diğer sanık avukatlarından gelen, “Yapı biteli 1 yıl geçmiş, o havuzu nasıl görmediniz?” sorusuna cevap veren H.Ş, “Kamufle edilmişti, görmedim” dedi.
“Elektrik Tesisatında Sorun Yoktu, Havuz Görmedim”
Elektrik denetiminden sorumlu M.Ç., iş bitirme tutanağı imzalandığında herhangi bir teknik sorun olmadığını belirtti. Sanık M.Ç’nin de ifadelerinde çelişki görüldü. M.Ç, “Ben bu işin elektrik tesisatıyla ilgili denetimler yaptım. Son gittiğimde toprak birikintisi gördüm, havuz görmedim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum. İş bitirme tutanağı imzalandığında elektrikle ilgili bir sorun yoktu.” dedi.
Hakimin, önceki ifadelerde benzer çalışmalar gördüğünü beyan ettiğini hatırlatması üzerine konuşan sanık M.Ç., “Ben toprak birikintisi gördüm.” şeklinde yanıt verdi.
“Çimle Kaplanmıştı, Havuz Olduğunu Anlamak Mümkün Değildi”
İnşaat mühendisi olan R.A., süs havuzunun yüzme havuzuna dönüştürülmesinin sorumluluğunu kabul etmedi. R. A., “Süs havuzunun yüzme havuzuna dönüştürüldüğüne dair raporlar var, ben bunun sorumlusu değilim. Ben imza attığımda fotoğraflarda da görülüyor ki orada bir havuz yok, çimle kaplanmıştı. Ben inşaat mühendisiyim, inşaatın iskeletine, kullanılan beton gibi alanlara bakarız. Son onay merci belediyelerdir, biz nasıl asli kusurlu oluruz? Orası çimle örtülmüş, kimsenin aklına orada havuz olup olmadığı gelmedi. Keşke bu yola gidilmeden projelendirilip oturum ruhsatı alınsaydı, keşke bunlar yaşanmasaydı.” şeklinde beyan verdi.
Müteahhit: “Havuzun Üstünü Kapattık, Proje Taslak Olarak Çizilmiş Olabilir”
Olayın en kritik isimlerinden olan müteahhit M.G., yıllardır süren dostluk ilişkisini aktararak projeyi birlikte geliştirdiklerini ifade etti. M. G. açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Ferdi Zeyrek ile ortaokuldan beri arkadaşız, 30-35 yıllık dostluğumuz var. Arkadaşlar arasında hep hayalimizdi ortak arsa alalım birlikte yaşayalım diye. Bir gün telefon geldi, Ferdi Zeyrek’in dükkanında olduklarını bir arsa bulduklarını söylediler. O dönem yer 2 milyon TL’ydi, bu yüksek bir rakamdı, 3 kişi yapamazdık 6 kişi düşündük. O zaman tüketici kredisi en yüksek 50.000 TL’ydi ama ticari olunca durum farklıydı, benim şirketim üzerinden çektik ve arsayı ipotek gösterdik. Arsayı da firmam üzerine almak durumunda kaldık. 1 yıl bekledik, krediyi azalttık. Projeyi belirledik, Ferdi Zeyrek mimar olduğu için ona da soruyorduk, beraber belirledik, içimizde teknik insanlar vardı. İnşaat devam ederken hangi villa kimin olacak diye konuştuk, kimsenin hakkı kimseye geçmesin kura çekelim dedik. İnşaat bittiğinde peyderpey geçildi. Benim tek sorumluluğum o gün benim şirketimin kredibilitesi vardı ve kredi çektik, ben elimi taşın altına koydum. Bir diğer şirketim de inşaat şirketiydi, başka kişilere bedel ödemeyelim senin şirketinden yapalım denildi. Biz en başta havuz yapmayı tabii ki düşündük, sonrasında Naim beyle anlaştık. Biz bunu arkadaşlarımızla birlikte yaptık, benim şirketimden kredi çekildiği için müteahhit görünüyorum. Biz hepimiz arkadaş olarak iyi niyetle bir yola çıktık, ölünceye kadar birlikte yaşayalım dedik, başımıza gelen bu”
M.G., yapı denetimin havuzu görmediği sorulduğunda ise, “Olabilir, evet üstünü kapatmıştık” dedi. M.G. ayrıca projeyi kimin çizdiği ile ilgili gelen bir soruya, “Ben böyle bir çizim gördüm ama bu proje olarak değil taslak olarak çizildi diye biliyorum. Kimin çizdiğini bilmiyorum ama ya Ferdi ya da Tolga çizmiştir” diye yanıt verdi.





