Düğünlerde gelin ve damada takılan altın, para ve diğer ziynetlerin hukuki statüsü uzun yıllardır tartışma konusu. Avukat Tevfik İmamoğlu, özellikle kadına takılan ziynetlerin kişisel mal olarak kabul edildiğini belirterek, bu takıların evlilik içinde harcanması hâlinde sonradan iade talep edilebileceğini söyledi. Sizler için bu önemli uyarıyı haberleştirdik!
Düğünde Takılan Ziynet Eşyaları Kimin Sayılır?
Avukat Tevfik İmamoğlu, Yargıtay içtihatlarındaki son değişikliklere dikkat çekerek, düğünde takılan takıların hukuki niteliğini şöyle özetledi:
Düğün sırasında kadına takılan altın ve ziynetler doğrudan kadına ait sayılıyor. Cinsiyete özgü takılar ise (örneğin damada takılan kol saati gibi) erkeğin kişisel malı olarak değerlendiriliyor.
İmamoğlu, nakit para, Cumhuriyet altını gibi cinsiyete özgü olmayan takılarda ise ortak mülkiyet durumunun gündeme gelebildiğini belirtiyor.
Altınların Harcanması Sonradan Sorun Olabilir
İmamoğlu’na göre, gelinin ziynet eşyaları bozdurularak ev, araba, eşya veya farklı ortak ihtiyaçlar için harcama yapıldıysa, kadın bu harcamaların bedelini geri isteyebiliyor.
Bu durumun özellikle boşanma sürecinde sıklıkla ortaya çıktığını belirten avukat, şu ifadeleri kullandı:
“Altın kime aitse, o altınla yapılan harcama da onun kişisel malı sayılıyor. Kadına ait altınlar bozdurulup ortak ihtiyaçlar karşılandıysa, kadın bunların karşılığını talep edebilir.”
Yargıtay İçtihatları Ne Diyor?
Yargıtay’ın uzun yıllardır benimsediği görüşü hatırlatan İmamoğlu, son içtihatlarda bazı noktaların netleştiğini kaydetti:
Kadına takılan tüm ziynetler kadının kişisel malı.
Cinsiyete özgü eşyalar sahibine ait.
Parasal değer taşıyan altın ve nakit, bazı durumlarda ortak mal varlığı sayılabilir.
Ancak yine de genel kural değişmiyor:
Kadına takılan ziynet eşyaları, kadının malıdır.
“Harcamalarda Dikkatli Olun” Uyarısı
İmamoğlu, vatandaşlara önemli bir hatırlatma yaparak, evlilik içinde yapılan harcamalarda düğün takılarının hukuki niteliğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı:
“Düğünde takılan ziynetlerin harcanması ileride maddi uyuşmazlıklara yol açabiliyor. Evlilik birliği içinde harcama yapılırken bu husus göz önünde bulundurulmalı.”





