Türk takımlarının Avrupa macerası Şubat ayı sonunda son buldu. Bir sezon daha Mart ayında Avrupa kupası maçı oynamadan sezonu bitireceğiz.  Bu tablo Türk futbolunun vahim tablosunu ortaya koyuyor. Bırakın Şampiyonlar Ligi’ni, Avrupa Ligi’nde bile son 16’a kalamadık. Şimdi herkes Galatasaray ve Fenerbahçe’yi eleştiriyor. Haklılar. Ama unutulmasın ki Başakşehir ve Beşiktaş’ın da bu sene ki Avrupa performansı rezalet. Zaten Başakşehir hep Avrupa’yı ikinci plana atıyor. Varsa yok lig şampiyonluğunu hedefliyor. Başakşehir gibi diğer takımlarımızda yerel başarılar ile avunacak durumdalar. Gerçekten Türk futbola harcanan paralara yazık. Artık tüm takımlarımız annemizin liginde mücadele edeceğiz. Pazartesi Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi ile kendi çöplüğümüzde ötmeye başlarız. Kendi kendimizi yiyip küçük başarılar ile büyük destanlar yazarız. Açık konuşmak gerekirse. Süper Lig şuan ki görüntüsü ile çoğunlukla vasat ve vasatın üstündeki yabancı futbolcuların dünyanın başka bir yerinde kazanamayacağı astronomik paraları ülkesine götürdüğü, gençleri donanımlı biçimde yetiştirmek için çaba sarf edilmeyen, gençlerine yatırım yapılmayan bir ligdir. Ozan Kabak, Cengiz Ünder gibi örnekler vardır ama bunlar planlı bir çalışmanın ürünü değildir. UEFA Ligi'nde ilk 16'da tek takımı olmayan bir ülke olarak seneye yine turnuva başlangıçlarında ‘Kupa neden olmasın?’ demeçleri ile hayal satacağız. Türkiye Ligi’nin ne kadar kaliteli olduğunu kendi kendimize söylediğimiz yalanlar ile birbirimizi inandıracağız. Sonuç olarak biz paraları yabancı oyunculara saçarken bizden düşük bütçeli Ajax gibi takımlar her sene bir genç oyuncusunu dünya devlerine satmaya devam edecek. Biz ise kendi kendimizi aşağıya nasıl çekeriz onun hesabını yapmaya devam edeceğiz.