"Zengin bir yürek olmadan, zenginlik çirkin bir dilencidir."
Ne güzel demiş Emerson...
Her birimiz, sadece ebeveyn olarak değil, insan olarak da kendimize şunu sormalıyız:"Hayatım ben öldükten sonra ne ifade edecek?"

Düşüncelerimizi dizginleyen ve faaliyetlerimizi sınırlayan zincirlerden kurtulmalıyız ve ideal benliğimizin neye benzediğini görme cesaretini göstermeliyiz. Bunu yapmak ise gerçekten yaşamak demektir.

Birçok insan yarım hayatlar yaşamaktadır. Yaşadığımız bu yeni dünyada, son sınavımızı vermiş olsak da öğrenmenin asla sonu yoktur. Öğrenme, son nefesimizi verdiğimiz zaman biter. Birçok insan hayatının en güzel yıllarını, onları ideal yaşantılarına götürmeyecek faaliyetlerle tüketir. Çok fazla televizyon seyreder, hayatlarında neyin doğru olduğunu düşünmek yerine sürekli neyin yanlış olduğunu düşünür, telefonda dedikodu yapar ve çocuklarını, ailelerini eleştirirler. Çocuklar büyüyüp okula gittiklerinde daha fazla eğleneceğimizi düşünürüz. Emekli olduğumuz zaman yıldızları seyredeceğimizi ya da tutkularımızın peşinden gideceğimize inanırız. Fakat bu "Hayatın Büyük Yalanı"dır. Mutluluk, belirli şeyleri başarmakla gelmez, belirli şeyleri düşünmekle gelir. Ve ‘an'larda saklıdır.O anlarda mutluysanız gerçekten yaşıyorsunuzdur.

Garip bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın diğer ucuna nokta atışıyla füze gönderebiliyoruz ama hala sokağın karşısına yeni taşınmış komşularla tanışmaya çekiniyoruz. Çocuklarımızla birlikte geçirdiğimizden daha fazla zamanı televizyon karşısında harcıyoruz. Dünyayı değiştirmek istediğimizi söylüyoruz fakat kendimizi değiştirmeye yanaşmıyoruz. Oysa ki; hayat bir değişim...

Pek çoğumuz, hayatımız boyunca gerçek benliğimizi saklayan sosyal maskeler takarız. Gerçek karakterimizi göstermek yerine, toplumun olmamızı istediği kişi imajını oluşturmak için durmadan çalışırız. Diğer insanların söylememizi istediği şeyleri söyler, giymemizi istediği şeyleri giyer ve yapmamızı istediği şeyleri yaparız. Kaderimizde olanı yaşamak yerine, hayatımızın sonuna kadar diğer insanların hayatını yaşarız.
Oysa ki; kaderimizi yaşamaktan korkmamalıyız !
Bunu yaparken, yavaş yavaş ölürüz. Kâşif A. Simon'ın dediği gibi,
"Ölüm, ölmenin pek çok yolundan sadece biridir."
Peki gerçekten yaşıyor muyuz ?


***

Dünya genelinde bir numaralı ölüm nedeni olan kalp damar hastalıklarına dikkati çekmek, kalp hastalıkları riskini azaltacak önlemler konusunda toplumları bilgilendirmek amacıyla, Dünya Kalp Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iş birliğiyle her yıl 29 Eylül "Dünya Kalp Günü" olarak kabul ediliyor.
Hem şimdi hem ileriki yaşlarda hayatın tadını layıkıyla çıkarmak istiyorsak, Sağlığımızı ve formumuzu korumak için yapacağımız en doğru işlerden biri, kalbimize iyi bakmak…
Kalbimize iyi bakmak için tüyolar;
Kolesterol vücudumuzdaki her hücrede bulunan bir yağ çeşididir. Yağların sindiriminde, hücre zarında yapıtaşı olarak ve bazı hormonların yapımında görevleri vardır. Ancak kanda yüksek miktarda bulunan kolesterol yıllar içinde damarların duvarlarında birikir. Bu birikim damarlarda daralma, tıkanmaya yol açar (ateroskleroz). Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tıkanma ve daralma sonucu göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi durumlara neden olabilir.
Kolesterol seviyesinin yükselmesinin en önemli nedenleri; sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve sigara kullanımıdır.
Kolesterol seviyesini dengede tutmak için;
– Öğün atlamayın. Bir öğünde çok fazla yemek yerine az az ve sık sık yemeği tercih edin.
– Bitkisel besinleri, haşlanmış, ızgara yemekleri tercih edin
– Kızartmalardan kaçının.
– Kırmızı et yerine beyaz et tüketin. Tavuğun derisini çıkartın ve etin üzerindeki yağları ayırın.
– Yemeklerinizi buharda ve yanmaz tavada pişirin.
– Hazır gıdalardan ve hayvansal gıdalardan mümkün olduğunca uzak durun.
– Doymuş yağ oranı yüksek olan yiyecekler yerine nişastalı ve lifli besinler tercih edin.
– Sakatatlardan uzak durun (karaciğer, dalak vb.)
– Tam pirinç, kuru fasulye gibi kompleks karbonhidrat yiyin.
– Süt ve ürünlerinin yağsız olmasına dikkat edin.
– Krema ve tereyağ yemeyin.
– Sigarayı bırakın.
– Düzenli egzersiz yapın.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Rifat Eralp Ulusoy, kalp sağlığının korunması için önemli noktaları 6 başlıkta özetlemiş:
1- "Hayata karşı iyimser olun"
2- "Aileniz ve çevrenizle kaliteli zaman geçirin"
3- "Düzenli sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin"
4- "Hazır gıdalar yerine taze besinleri tercih edin"
5- "Şekerinizi ve uyku düzeninizi kontrol altında tutun"
6- "Kan değerlerinize dikkat edin"

Ve bence; kalbinizi açabildiğiniz,yüzünüzü güldüren insanları bırakmayın ki; yıllara aşkla,sağlıklı bir kalple birlikte dokunun...

***
Bayramlar annen baban varsa daha bir kalabalıkmış, yoklarsa ıssızlaşıyormuş yüreğin, yaşadıkça anlıyor insan.

Anneniz babanız yaşıyorsa, eviniz kalabalıksa, neşelenin.
Asıl bayram onlarla güzel çünkü… Geçen her yıla dokundukça onlar yanınızdaysa daha güçlüsünüz.

Yoklarsa çocukluktaki yıllara dokunup güzel anlara gülümsemek kalıyor geriye…
Her gününüzün bayram tadında geçmesini diliyor ve bugünden bayramınızı kutluyorum.


Sevgi ile kalın...


Nuray ÇEVİRMECİ ile HAYATA DAİR
[email protected]