Sosyal medya akımları, özellikle çocuk ve gençlerin hayatını tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Son olarak sosyal medya platformu TikTok’ta yayılan ‘kolonya yakma’ akımı 10 yaşındaki Mert’in hayatına mal oldu.

Üstüne kolonya döküp kendini ateşe veren çocuk ağır yaralanırken tedavi gördüğü hastanede 16 günlük yaşam mücadelesini kaybetti. 10 yaşındaki çocuğun korkunç ölümünün ardından sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkisi ve ailelerin bilinçlendirilmesi gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. Yetgin konuya ilişkin ebeveynlere önemli uyarılarda bulundu.

Sosyal medya, günümüzde her yaştan bireyin yaşamının bir parçası haline geldi. Ancak, bu platformların küçük yaştaki çocuklar için içerdiği riskler giderek daha fazla endişe yaratıyor. Psikolojik Danışman Selda Yetgin, sosyal medya kullanımının küçük yaş gruplarındaki çocuklar için ciddi tehlikeler barındırdığını ve bu riskleri önlemenin ailelerin bilinçlenmesiyle mümkün olabileceğini vurguladı.

Çocukların sosyal medya platformlarında güvenliğinin sağlanmasının oldukça zor olduğunu belirten Psikolojik Danışman Selda Yetgin, “Bu durumu çocukların kendi denetimine bırakmak, güvenliği sağlamayı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Özellikle küçük yaş gruplarında ebeveynlerin ve öğretmenlerin denetimi şart” dedi.

Yetgin sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal medya akımı yüzünden hayatını kaybeden çocuk açısında da öyle. 10 yaşındaki bir çocuğun eline sosyal medya verildiğinde, onların ‘ben de varım’ kavramıyla bu güvenliği sağlamak çok zor oluyor. Eğitim içeriklerinde de bu konulara yer verilse de daha çok ailelerin eğitilmesi gerekiyor.”

“EĞİTİM ÇOCUKLARA DEĞİL AİLELERE VERİLMELİ”

Müfredatta Türkçe veya sosyal bilgiler derslerinde, “İnternet kullanımı nasıl olmalı?”, “İnternet nasıl kullanılabilir?”, “İnternette güvenlik nasıl sağlanabilir?” gibi konuların yer aldığını söyleyen Yetgin, eğitimi çocuklardan önce ailelere verilmesi gerektiğini savunarak şunları söyledi: “Eğitimi çocuklardan ziyade ailelere vermek gerekli. Ebeveyn okulu ya da aile okulu gibi programlar olmalı. Bununla ilgili herhangi bir eğitim veya bilinçlendirme yok. Ülkemizde bu tür bilinçlendirme çalışmaları kısıtlı kalıyor. Çocukların eğitimi kadar ailelerin de dijital okuryazarlık konusunda farkındalık kazanması gerekiyor.”

Çocukların sosyal medyada güvenli bir şekilde zaman geçirmesi için ailelerin bilinçlenmesinin kritik önem taşıdığını vurgulayan Yetgin, ailelere önerilerde bulundu. Yetgin, “Ebeveyn denetleme programları kullanılabilir. Örneğin, YouTube Kids gibi platformlar tercih ediliyor. Ancak bunlar ne yazık ki yeterli gelmiyor.” dedi.

“AİLELERİN YAPMASI GEREKEN EN TEMEL ŞEY ÇOCUKLARI SOSYAL MEDYADAN UZAK TUTMAK”

Yetgin, yaşadığı bir durumu paylaşarak “Bir çocukla karşılaşıyorum. Korku diyor. Ne izlediğini soruyorum. “YouTube Kids” izlediğini söylüyor. Orada reklam aralarında bile çocuklara uygun olmayan içerikler olabiliyor. Eskiden ‘Mavi Balina’ gibi oyunlar çocukları büyük tehlikelere sürükledi. Birçok çocuk bu oyundan dolayı intihar etti. Ailelerin yapması gereken en temel şey çocukları sosyal medyadan tamamen uzak tutmak.” diye konuştu.

“2 YAŞINDAKİ ÇOCUK BİLE TIKTOK’U BİLİYOR”

Yetgin, bu gibi örneklerle sosyal medya kullanımının tamamen sınırlandırılması gerektiğini savunarak, “Örneğin, 13 yaş altı çocukların TikTok’a girmemesi gerekiyor. Ancak aileler telefonlarını çocuklarına vererek bu sınırlamayı aşmalarına izin veriyor. 2 yaşındaki çocuklar bile TikTok’u bilir hale geliyor.” dedi.

Yetgin, sadece sosyal medyanın değil dijital oyunların da çocuklar üzerinde ciddi etkileri olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Okul sürecinde çalışırken de gözlemlediğim bir şeydi. Hafta içi televizyon, tablet, bilgisayar kullanımı neredeyse yasak. Araya hafta sonu giriyor. Çocuk pazartesi geldiğinde arkadaşlarına vurmaya çalışıyor. Diyoruz ki anlamsız, bu çocuk bunu yapabilecek bir çocuk da değil. Hafta sonun nasıl geçti? diye soruyorum. Öğretmenim şu oyunu oynadım, bu oyunu oynadım. Hep savaş oyunları. Yetişkinler mesela bazı davranışlarını bastırmak için savaş oyunlarını ya da diğer oyunlarını kullanabiliyorlar. Ama çocuklar da öyle değil. Çocuklarda daha çok öğrenilmiş davranışlarla karşılaşıyoruz. Algıları açık olduğu için her şeyi öğrenip ertesi gün uygulayabiliyorlar” dedi.

Any Conv.com Tiktok1

Çocukların öğrenilmiş davranışlarla büyüdüğünü ve bu nedenle ailelerin kendi alışkanlıklarına dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Yetgin, “Ebeveynler, ‘Çocuğum kitap okumuyor’ diyor. Ama akşamları kendileri televizyon izliyor ya da telefonla vakit geçiriyor. Çocuklar, gördüklerini yaparlar. Bu nedenle önce anne ve babanın doğru alışkanlıklar edinip çocuklarına örnek olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

“SOSYAL MEDYA EĞİTİMİ AİLEDE BAŞLAMALI”

Sosyal medya eğitiminin okullardan ziyade ailede başlaması gerektiğini vurgulayan Yetgin, “Öğrenilmiş davranışların gösterilerek yapılması gerektiği için önce temelde anne ve babanın çocuğuna kazandırmak istediği davranışları kendisinin yapması gerekiyor. Anne ve baba, çocuklarına güzel vakit geçirmenin alternatif yollarını sunmalı. Çocuklarla oyun oynanabilir, birlikte etkinlik yapılabilir. Ya da ebeveynler akşam telefonla ilgilense bile çocuğuna bunu düzgün şekilde aktarmalı. Okullardan ziyada en temel şeyde hep “Eğitim ailede başlar” dediğimiz için sosyal medya eğitiminin de ailede başlaması gerekiyor.” dedi.

Annesi Eylem Tok ile ABD’ye kaçmıştı… Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iadesine karar verildi! Annesi Eylem Tok ile ABD’ye kaçmıştı… Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iadesine karar verildi!

“GETİRİLEN YAŞ KISITLAMALARI UYGULANMIYOR”

Sosyal medyada zaten bir kısıtlama olduğunu belirten Yetgin, “13 yaş altına sosyal medya yasak olması gündemde. Hatta bunu yapan ülkelerde var. Kanada, Güney Kore, gece yarısından itibaren sabah 06:00’ya kadar sosyal medya yasak. Bizim ülkemize aynı durumu adapte etmeye çalıştığımızda belli saatler arasında olmuyor. Ya da getirilen yaş kısıtlamaları, uygulanmıyor. TikTok zaten 14 yaş altına yasak fakat İzmir’de yaşanan olayda çocuk 10 yaşındaydı. O zaman neden biz bu çocuğu kaybettik?” dedi.

“ÇOCUKLAR DİJİTAL OYUNLARI OYNAMASA BİLE, OYUNLARIN VİDEOLARINI İZLİYOR”

Sosyal medyada yapılan şaka akımları yüzünden çocukların yaralandığını ifade eden Yetgin, “TikTok’a görülüp de yapılan akımlara nasıl bir yasa getirebiliriz? TikTok’a yaş sınırlamasının altında olan çocuklarla biz bu akım videolarının yapıldığını görüyoruz. Dijital oyunlar, Roblox’un yasaklanması, Discord’un yasaklanması, insanlara çok cazip geliyor çünkü yasak da olsa bir şekilde ulaşabiliyorlar. Okuldaki yasaklarda böyledir çocuk için o yüzden bu denetimleri yapmak çok zor. Birçok ülke bu yüzden geri kalmış durumda, birçok çocuk sosyal medyada yaşını büyük gösteriyor biz bunu yasalarla nasıl denetleyebiliriz? Önemli olan nokta bu. Bunun için aynı zamanda bir teknolojimizin de olması gerekiyor. Fakat 2 yaşındaki çocuğun eline telefonu veren anne babayken, biz 2 yaşındaki çocuğun biyometrik özelliklerini alsak ne fark ediyor? Çünkü anne baba bir şekilde TikTok’a girdirmez, YouTube Kids uygulamasını açar, ama yine orada da bir şeylerle karşılaşıyoruz. Orada da çocuk dijital oyunları oynamasa bile, oynanan oyunların videosunu izliyor. Bir şekilde çocuklar bunu yine yapacaklar. Çocuklardan ziyade ailelerin bilinçli olması gerekiyor. Ebeveyn okulları tarzı bir okul açılması, ailelere eğitim verilmesi daha önemli. Yasal düzenlemeler için bu tarz uygulamaların hayata geçmesi gerekiyor. Ebeveynlere medya okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı, bilinçli teknoloji kullanımı, konusunda bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Çocuklar yasak olsa bir şekilde girmek istedikleri uygulamalara rahatça girebiliyorlar. Uzantılardan ulaşabiliyorlar.” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLAR KURALLARLA KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSEDERLER”

Çocukların kuralları sevdiğini belirten Yetgin, “Çocuklar kuralları çok severler çünkü kendilerini güvende hissedeler. Kurallar ile ilgili çocuklarla çalıştığımızda aile pes etmediği sürece, çocuklar değişiyor. Çocukların asıl ihtiyacı olan şey, ebeveynleri ile birlikte vakit geçirmek, oyun oynamak. O yüzden yasal sınırlamalar kısmı sınırlama olarak değil, ebeveynlere ve çocuğa eğitim olarak verilmelidir. Çocukları yönetmek doğru adımlar ile ilerlediğiniz sürece kolaydır. Çocuklar ebeveynlerinin tahammül sınırlarını bildikleri için, davranışlarını ona göre kontrol ediyorlar. Ailelerin “ben çocuk bakmayı biliyorum” demeleri yerine, biraz okumaları ve kendilerini bu konuda bilinçlendirmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

 “İNTERNETİN YAYGIN KULLANIMINDA 6-10 YAŞ, 10-15 YAŞI GEÇMİŞ DURUMDA”

Çocuklara dijital okuryazarlık eğitiminin doğru verilmesi için önce eğiticilerin eğitim almasını belirten Yetgin, “Müfredat olarak ilkokul 2’nci sınıftan itibaren, Türkçe ya da Sosyal Bilgiler derslerinde Dijital Okuryazarlık dersi veriliyor. Ama bu kısımda önemli olan bu konunun okullarda ne kadar doğru veriliyor, kısmı önemli. Anne babaya verilen eğitim gibi çocuğa dijital okuryazarlık eğitimini vermek zordur. Müfredatta olan teorik, pratik kısım doğru anlatılmalıdır. Çocukların doğru şekilde bilinçlendirilmesi, gerekiyor. Dijital okuryazarlık derslerinde etraftan gördüğüm, duyduğum şekilde medya okuryazarlığı adı geçmiyor. Sadece gov uzantılı, edu uzantılı, siteler geçiyor.” şeklinde konuştu.

Dijital okuryazarlığın pratiğe geçmediği sürece yeterli olmayacağını dile getiren Yetgin, “Müfredat içerisinde internet kullanımı hakkında bilgiler var, ama bunlar pratiğe geçmeden teorikte anlatılıyor. Çocuklar teoride anlatılan bilgilere ne kadar hâkim olabilirler? TÜİK’in internet sitesinde, internetin yaygın kullanımı hakkında yayımlamış olduğu istatistiklere göre 6-10 yaş grubu, 10-15 yaş grubunu neredeyse geçmiş durumda. 6 yaşındaki çocuk interneti ne kadar bilinçli kullanıyor? Anasınıfından itibaren çocuklara teorik eğitimlerden ziyade pratik eğitimler verilmelidir ki çocuklarda bu konuda bilinçli olabilsin. Dijital okuryazarlık kısmı okullarda ders olarak veriliyor ama ne yazık ki pratiğe geçmediği sürece yeterli olmayacaktır. Çocukların medya okuryazarlık kısmını doğru öğrenebilmeleri için önce eğiticilere eğitim verilmelidir.” dedi.

Kaynak: Manisa Kulis Haber