Kömürlü termik santrallerin 2,5 yıl daha havayı kirletmelerine izin veren yasal düzenlemeye yönelik tepkiler sürerken, Türkiye'nin sahip olduğu enerji kurulu gücünün ihtiyacının iki katına yakın olduğu kaydedildi. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından yapılan açıklamada 2009’dan beri kurulu güç ve üretim arasındaki makasın giderek açıldığına vurgu yapılarak, "TEİAŞ’ın verilerine göre, 2017 yılında en yüksek talep olan dönemde bile 80.343,3 MW değerindeki kurulu gücün yalnızca 47.660 MW’ı yani yüzde 59,3’ü kullanılmıştır. İhtiyaçtan fazla santral kurulduğu için talepten çok daha yüksek bir arz bulunuyor. Dolayısıyla zaten sürekli çalışmayan santrallerin gerekli düzenlemelerin yapılması için geçici süreliğine sırayla durdurulması sorun teşkil etmemektedir" ifadelerine yer verildi.

TERMİK SANTRALLERDE GEREKLİ DÜZENLEME 6 YILDIR YAPILMIYOR

Kömürle çalışan termik santrallere 2,5 yıl daha havayı kirletme izni veren yasal düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yürürlüğe girdi. Sayıları 15'i bulan kömürlü termik santrallerde 2013 yılından bu yana gerekli düzenlemeler yapılmadığı için, insan ve çevre sağlığı son derece olumsuz etkilediğine dikkat çekilen WWF-Türkiye'nin açıklamasında, "Başta Kahramanmaraş ve Manisa olmak üzere bu tesislerin faaliyet gösterdikleri illerde kanser nedeni ile yaşamlarını yitirenlerin sayısı artmaktadır" denildi.

BAZI SANTRALLER YILDA SADECE 65-70 GÜN ÇALIŞIYOR

Kömürle çalışan termik santrallerin bacalarına filtre takılması ve çevreyle ilgili diğer düzenlemelerin yapılması zorunluluğunun 2013’ten bu yana 4 kez ertelendiği anımsatılan açıklamada yapılan son yapılan yasal düzenlemenin bu süreci iki buçuk yıl daha uzattığı kaydedilerek, "Filtresiz olarak çalışan bu tesisler hem teknolojik kısıtlamalar hem de karlılık oranlarının zayıf olması nedeniyle her gün işletilmemekte, bazıları ise yılda sadece 65-70 gün civarında çalışmaktadır. Filtre takmak için durdurulmalarının Türkiye’de bir elektrik sıkıntısı yaratması mümkün değildir; kaldı ki bu tesislerin hepsinin aynı anda durdurulması gerekmemektedir" görüşüne yer verildi.

ARZ TALEBİ GEÇTİ, 2017'DE KURULU GÜCÜN YÜZDE 59'U KULLANILDI

Hava kirliliği nedeni ile ülke olarak ağır bir bedel ödendiği vurgulanan açıklamada, Türkiye'nin ihtiyacından fazla santral kurulduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: "2009’dan beri kurulu güç ve üretim arasındaki makas giderek açılmaktadır. TEİAŞ’ın verilerine göre, 2017 yılında en yüksek talep olan dönemde bile 80.343,3 MW değerindeki kurulu gücün yalnızca 47.660 MW’ı yani yüzde 59,3’ü kullanılmıştır. İhtiyaçtan fazla santral kurulduğu için talepten çok daha yüksek bir arz bulunuyor. Dolayısıyla zaten sürekli çalışmayan santrallerin gerekli düzenlemelerin yapılması için geçici süreliğine sırayla durdurulması sorun teşkil etmemektedir."

HAVASI EN KÖTÜ İLDE YENİ TERMİK SANTRAL PLANLARI

Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hava kirliliği ölçümleri ve ölüm istatistikleri kullanılarak yapılan analize göre, Türkiye’de 2017 yılında hava kirliliğinin trafik kazalarından 7 kat fazla can aldığı kaydedilen WWF-Türkiye'nin konuyla ilgili açıklamasında ayrıca şu bilgilere yer verildi:

"2018 yılında hava kalitesi, ulusal sınır değerlerine göre değerlendirildiğinde; 81 ilin yarısından fazlası (yüzde 56) kirli hava solumuştur. 2018 yılında hava kalitesi en kötü il, Afşin-Elbistan ilçesinde iki kömürlü termik santrali ve yeni santral planları ile gündeme gelen Kahramanmaraş olmuştur.

"KİRLİLİĞİ ÖNLEYECEK YATIRIMLAR ERTELENMEDEN YAPILMALI"

Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı ‘Kara Rapor’a göre 2017 yılında Türkiye’deki hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kılavuz değerlere indirilmiş olsaydı ülkemizde yaşanan ölümlerin yaklaşık yüzde 13’u önlenebilirdi. Aynı rapora göre; kirli havanın düşük yapmak, çocuklarda doğum ağırlığı, otizm, diyabet (Tip 1), ani bebek ölümü sendromu, astım, KOAH, bronşiolit ve bronşit gibi solunum hastalıkları, zatürree ve zekâ geriliği gibi sağlık sorunları ile ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. Söz konusu tesislerde çevre ve hava kirliliğini engellemeye yönelik yatırımların ertelenmeden, derhal yapılması çevre ve halk sağlığı açısından mutlak bir zorunluluktur." (Odatv)

Editör: TE Bilişim