Zeytinlik alanların madencilik, jeotermal enerji, turizm ve konut projeleri bahanesiyle talan edilmesine yönelik kamuoyunda yükselen tepkilere Manisa’dan güçlü bir ses daha eklendi. Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği Başkanı Ali Suat Ertosun, “Zeytine dokunma, geleceğimizi öldürme” diyerek sert bir çıkış yaptı.
“Zeytin başta olmak üzere hiçbir ürünümüzü kimseye heba ettirmeyiz”
Zeytin başta olmak üzere hiçbir ürünü kimseye heba ettirmeyeceklerini belirten Dernek Başkanı Ertosun, “İşlem görmeden doğrudan tüketilebilen tek yağ olan zeytinyağı, aslında bir meyve suyudur. Değeri herkes tarafından bilinen ancak üzerinde en çok hile ve siyaset yapılan bir gıdadır. Öyle ki yıllarca memleketin öz evladı olan zeytin, üvey evlat muamelesi görmüş, hatta zamanında ‘bitkisel katı yağ’ satan ülkeler, bize türkü yaktırıp, “Zeytinyağlı yiyemem, basma fistan giyemem” diyerek türkü yaptırıp, zeytinyağını ve onun yanında milli kuruluşumuz Sümerbank tarafından üretilen basmayı da küçümsetmişlerdir. Zeytin ve zeytinyağının önemi tüm dünyada her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. İçerdiği vitamin ve antioksidanlar sayesinde, gıdanın yanı sıra asırlardır ilaç olarak da kullanılmaktadır. Artan dünya nüfusu ve ekonomik refah zeytinyağına olan talebi sürekli arttırmaktadır.” dedi.
Başkan Ertosun sözlerine şöyle devam etti: “Uygun iklimde dağlarımızda ve ovalarımızda rahatlıkla yetişen bu kutsal meyve, 37.000.000 ha. olan tarım topraklarımızın 750.000 ha.’lık bölümünde yetişmektedir. Bunun en büyük nedeni iklim seçiciliğidir. Zeytin -8 derecenin altındaki sıcaklıklarda donmaktadır. Bu nedenle ülkemiz topraklarının çok büyük kısmı zeytin yetiştirmeye uygun değildir.”
“Zeytinlikler tehdit altında”
Zeytinliklerin koruma altında olduğunu hatırlatan Ertosun, yasal düzenlemelere rağmen zeytinliklerin sürekli tehlike altında tutulduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “1939 yılında genç Cumhuriyetimiz tarafından 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması” hakkında Kanunla koruma altına alınan tek bitki olan zeytin alanları, günümüzde madencilerin, jeotermal santrallerinin, turizm ve konut için arsa rantçılarının tehdidi altındadır. Zeytin ağacı bu kadar önemli ve değerli iken 1939 yılında çıkarılan bu kanun 23 yıllık AK Parti iktidarında 11 kez delinmeye çalışılmıştır.”
“Zeytin, geçmişin ve geleceğin bitkisidir”
Türkiye genelinde yaklaşık 200 milyon zeytin ağacının bulunduğunu, bunların 23 milyonunun Manisa’da yetiştiğini söyleyen Ertosun, “Zeytin, geçmişin ve geleceğin bitkisidir. Zeytin üretimi yapılabilecek alanlar, Türkiye’de ve dünyada son derece sınırlıdır. Bu alanların ve üreticinin korunması başta devletimiz olmak üzere herkesin, gelecek nesillere karşı, ‘ama, ancak’ demeden, mazeret ve neden üretmeden birinci derecede asli görevidir.” dedi.
Meclis’te yeniden gündeme getirilen “zeytinliklerin taşınarak maden sahalarına açılması” teklifine sert çıkarak tüm vekillere ve halka çağrıda bulunan Ertosun sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kamu yani halkın 1. önceliği ve yararı beslenmedir. Kamu yararı kisvesi altında, iklimiyle değerli tarım topraklarının ve zeytinliklerin ranta kurban edilmesi, bu millete ve gelecek nesillere karşı işlenmiş suçtur. Bu suça ortak olmayın. Gıda egemenliği olmayan bir ülkenin geleceği olamaz. Bu arada yeniden TBMM Genel Kurul gündemine alınan ve görüşülen İklim Kanunu Tasarı’sının da, eksiklikleri tamamlanmak üzere, tekrar geri Çevre Komisyonu’na gönderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Halkımıza çağrımız ise “Seyirci kalmayın ve geleceğinizi karartmayın.”