Spil Dağı’nın Turgutlu-Manisa kara yoluna bakan yamacında, zeytinliklerin arasında gizlenen bir taş parçası…
İlk bakışta sıradan görünen bu kaya bloğu, içine girildiğinde ziyaretçisini tarihle yüz yüze getiriyor. Burası halk arasında ‘Karalamos’un Mezarı’ olarak bilinen Akpınar Kaya Mezarı. Spil Dağı’nın eteklerine gizlenmiş bu antik yapı, hala gizemini koruyor!
Hadi gelin sizlere Karalamos’un Mezarı’nı sizlere gelin anlatalım…
Kayaya oyulmuş bir anıt
Spil Dağı’nın Turgutlu-Manisa kara yoluna bakan yamacında yer alan kaya mezarı, ana kayaya oyularak büyük bir ustalıkla inşa edilmiş. Mezar girişine ulaşmak için beş uzun ve iki kısa basamak kullanılıyor. Bu detaylar dönemin taş işçiliği konusundaki ustalığını gözler önüne seriyor.
İki odalı mimari!
Mezarın iç yapısı iki farklı odadan oluşuyor. Genişçe bir ön oda ve onun devamında yer alan, muhtemelen esas gömü odası olarak kullanılan küçük bir alan bulunuyor. Tonoz biçimli mimari detaylar ve kaya içi oyma tekniği, bu yapıyı daha da değerli kılıyor.
Zarar görmüş ama ayakta
Yıllar içinde ne yazık ki zarar da görmüş. Bir dönem dinamit deposu olarak kullanılmış. Zeminde bu izleri görmek mümkün. Ama girişe güvenlik için demir kapı takılmış, en azından artık daha iyi korunuyor. Yan ve arka duvarlara bakınca, mezarın nasıl da dikkatlice oyulduğu hemen anlaşılıyor.
Kim yattı… Hâlâ bilinmiyor
Yapı hakkında net bir bilgi yok. Ancak bazı iddialar, buranın Bizans İmparatoru III. Ioannes Vatatzes’e ait olabileceğini öne sürüyor.
Arkeologlar ise bu mezarın M.Ö. 7. yüzyıldan kalma olduğunu ve Phryg ya da Lydia dönemine ait olabileceğini düşünüyor. Mezar bu yönüyle hem arkeolojik hem de kültürel olarak önemli bir nokta.
Akpınar Kaya Mezarı, ilk bakışta sıradan gibi görünen ama içine girdikçe insanı etkileyen bir yapıya sahip. Manisa’nın tarihine sessizce tanıklık eden bu alan, hem meraklı gezginler hem de kültürel mirasla ilgilenenler için görülmeye değer bir durak. Eğer yolunuz düşerse, Spil Dağı’nın eteklerinde bu taşın içinde saklı tarihi mutlaka keşfedin.