SELÇUKLU ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu'da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenme olan Ahilik, Hacı Bektaş Veli'nin tavsiyesiyle Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Kendi içerisinde kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf ve sanatkar odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik bir düzendir. Bu konu üzerindenManisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı Hasan Geriter ile Ahilik kültürü ve bilinci üzerine bir söyleşi düzenledik.

Röportaj: Eren EKİNCİ

Merhaba Hasan Bey. Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bildiğiniz gibi Ahilik haftasına giriyoruz. Bizi Ahilik kültürü hakkında biraz bilgilendirebilir misiniz?


Ahilik esnaf ve sanatkarların olmazsa olmazlarındandır. Ahilik, 600 yıl önceden ilkeleri belirlenmiş, o günkü şartlara göre uyarlanıp düzenlenmiş bir felsefenin hala da devam eden bir gelenektir. Ahilik kültürü bütün esnaf ve sanatkarın içinde özümsediği, benimsediği ve 600 yıl öncesinden bugüne kadar belirli kurallar çerçevesinde günümüze ulaştırabilen temel olgulardan bir tanesidir. Ahilik deyince akla hemen esnaf ve sanatkarlar gelir. Zamanın esnaf ver sanatkarlarının o günkü şartlarda çalışma sistemlerini belirleyen, loca sistemi adı altında belirli kurallar koyan ve bugünkü mevzuat ve kanun dediğimiz sistemleri içinde barındıran bir ilkedir.

Ahiliğin kuralları olduğu söyleniyor nedir bu kurallar?
Ahi olmak ve peştemal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Ahilik kültüründe olmazsa olmaz ilkelerimiz vardır. Bunlara değinecek olursak, esnaf ve sanatkar temelde bir direktir. Ülkenin bir çimentosudur. Bugün her sabah işyerini açan bir esnafın besmele ile işyerini açtığını ve akşamdan Allah bereket versin diye kepengini kapattığını görüyoruz. Ahilik kültüründen gelen bir gelenektir bu. Tabi bu gelenekler arasında herkesin ilke olarak kabul etmesi gereken belirli esaslar da vardır. Yani bizde 3 tane olmaz vardır. Eline, beline, diline sahip olma meselesidir bu. Bu esaslar ahilik kültüründe çok önemlidir. Bunların yanı sıra harama bakma, haram yeme, haram içme kuralları çok doğru ve derin anlamlar taşıdığı gibi günümüzde de sürdürülmesi gerekmektedir. Doğru olmak, sabırlı olmak, dayanıklı olmak ve yalan söylememek de ahilik kültürünün kuralları arasında önemli bir yer tutar. Büyüklerinden önce söze başlamama, kimseyi kandırmama, kanaatkar olmak, dünya malına tamah etmemek ve kendi iş hayatımızda yanlış ölçme dediğimiz ve hile anlamına gelen düşünceleri aklımızdan geçirmememiz gerektiğini de bu kurallar arasında sayabilir. Tabi bazen güçlü kuvvetli olabilirsin. Bu kuvvet fiziksel güç değil de, ekonomik, fikirsel ve düşünce yönlerinden bir dönem güçlü ve kuvvetli olabilirsiniz. Bu vaziyetteyken affetmesini bileceksin. Eğer affetme nezaketin yoksa yarın başına ne geleceğini bilemezsin. Hiddetli iken yumuşak davranmasını bilmek zorundasın. Başkaları muhtaç iken eğer sen de fazlası ile varsa bunu onlarla paylaşmayı bilmelisin. Bu ilkeler içerisinde, işyerlerimizde biri siftah ettiği zaman diğer dükkanlarda öğlene kadar siftah etmeyen varsa siftah eden dükkan sahibi gelen müşterisini ?Git şu dükkandan al, o daha siftah etmedi' diyebilecek kadar incelik sahibi olmalıdır.

Peki 600 yıllık bir geçmişe sahip Ahilik bilinci ve kültürü günümüzde hala devam ediyor mu? Sizce devam etmeli midir?
Bizim amacımız 600 yıl öncesine ait Ahilik değerlerini, kurallarını ve ilkelerini aynen muhafaza ederek günümüzün şartlarına uyarlamaktır. Gelişen dünya ile birlikte takdir edersiniz ki bu mümkün değildir. 600 yıl öncesi gelenek ve ilkeleri günümüze aynen yansıtamayız. Dünün kalaycısı, nalbantı, demircisi hep bir meslektir. Bu meslekler günümüz teknolojisinde farklı bir şekilde uyarlanmakta. Az önce saydığımız meslekler geçmişte hep ön sıralarda iken teknolojinin gelişmesi ile at arabalarının yerine motorlu araçların gelmesiyle beraber bazı mesleklere rağbet azalmıştır, yani dünün nalbant dediğimiz atlara nal çakanların şimdilerde otomobilleri tamir edenler olarak düşünebiliriz. Meslek sahiplerimizi teknolojik arayış içerisine girmişler. İşte bunların günümüz teknolojisine uyarlanarak yapılması hem esnaf için hem ülke için çok yararlı bir harekettir.

Selçuklular ve Osmanlı Döneminde filizlenen Ahilik olgusu günümüzde sadece Türkiye'de mi devam ettirilmekte? Yoksa dünyada da ahiliğin izlerine rastlayabilir miyiz?
Dünya ve özellikle Avrupa devletlerinde ahiliğin izleri görülmektedir. Bu ülkeler ahilik ilke ve prensiplerini kendi esnaf ve sanatkarları üzerinde uyarlayarak günümüzde iyi bir şekilde idare etmektedirler. Bizden aldıkları ahilik ilkeleri ile gerçekten büyük gelişmeler kaydeden bu ülkeler, ne yazık ki bizden daha fazla bu konuda aktifler. Bizler elimizde bulunan ya da nesilden nesile aktarılan gerekli tarihsel bilgi ve dokümanlarla ahilik olgusunu daha fevkalade bir şekilde icra etmeliyiz. Önce Avrupa standartlarına uymalı daha sonra onları geçmek zorundayız.

Son olarak Ahilik Haftası ve çok ciddi bir seçim olan Yılın Ahisi seçimleri hakkında bizi biraz aydınlatabilir misiniz?
Ahilik kültür haftamız, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından her yıl Eylül ve Ekim aylarının 2. Haftası kutlanıyordu. Bu yıl ise tarihte bir değişiklik yapılarak 11-16 Mayıs tarihleri arasında tüm Türkiye genelinde kutlanacak. Eylül ve Ekim aylarında özellikle okulların kapalı olması sebebiyle tarihte bir değişikliğe gidildi. Çünkü Ahilik, meslek okullarını da yakından ilgilendiren bir konudur. Manisa'mızda da bugün etkinliklerimiz olacak. Sadece merkezde değil Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Sarıgöl, Kula gibi ilçelerimizde de bu kültürü daha iyi tanıtabilme ve anlatabilme adına etkinlikler yapacağız. Nasip olursa 16 Mayıs Cumartesi günü ise Ahi Evran'ın kendi türbesinin bulunduğu Kırşehir'deki bölgede toplanıp finalimizi yapmayı planladık. Bu buluşmada devlet büyüklerimizden cumhurbaşkanımız olsun başbakanımız olsun her yıl üst düzey katılımcılar katılıp Türkiye'nin her ilinden seçilen ahiler arasında bir karar verip yılın ahisinin beratını ve şevk kuşatmasının da törenini gerçekleştirmektedir.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası bünyesindeki 81 il birliği kendi illerinden önce 3 aday belirliyor. Belirli şartları oluşturan bu adayların uzun süre bu işi yapmış olması, yaşı, ahlakı, kabiliyetleri bu adayın seçilme kriteri oluyor. Seçilen bu 3 ismi valiliğe bildiriyoruz. Valilik de bizim önerdiğimiz isimler üzerinden tekrar kendi kriterlerine göre bir değerlendirme yapıyor ve tek isimi aday olarak belirliyor. Onu da bakanlığa bildiriyor. Bu prosedürü bütün iller gerçekleştiriyor. Daha sonra bakanlık 81 ilin ahisini kendi kurduğu komisyonda 10 taneye indiriyor. Bu 10 taneyi de yeni kurulan ve aralarında üst düzey yetkililerin bulunduğu bir komitede tekrar değerlendiriliyor ve yılın ahisi seçiliyor.

Başkanım son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ahilik kültürü, esnaf ve sanatkarı birinci dereceden ilgilendiren bir konudur. Ama her zaman olduğu gibi esnafımız bu tür olaylara nedense sıcak bakmıyor. Yani etkinliklere katılımın arzu ettiğimiz seviyede olmadığını görüyoruz. Buradan esnafımıza seslenmek istiyorum; yeni bir şeyler öğrenip bu öğrendiklerimizi sonraki nesillere aktarabilmek veya geleneğin sürdürülmesi adına esnaf arkadaşlarımızın bu konuya daha duyarlı olmalarını diliyorum. Bu söylediklerimi genel bir davet olarak düşünsünler. Herkese protokol gibi davet gönderememiş olabiliriz, hatamız varsa affola, ama düğün bizim düğünümüz, bayram bizim bayramımızdır. Tüm Manisalı dostlarımızı bayramımıza davet ediyoruz.
Editör: TE Bilişim