Yaklaşık 1,5 ay süren adli tatil sona erdi ve 2017-2018 Adli Yılı açılışı için tören düzenlendi. Manisa’ya yeni atanan Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli’nin de katıldığı törende konuşan Manisa Barosu Başkanı Avukat Ali Arslan, Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarının 15 Temmuz’a kadar kayrılması nedeniyle böyle bir sürece girildiğine vurgu yaptı. Arslan konuşmasının devamında “Savunma hakkının eksik olduğu bir ülkede adaletten söz edilemez. Yargı siyasi erkin etkisinde olmamalıdır. Bağımsızlığını korumalıdır.” şeklinde konuştu.

Manisa'da 2017-2018 Adli Yılı, Manisa Adalet Saray bahçesinde düzenlenen törenle açıldı. Törene Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli,  Manisa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mehmet Güzgülü,1. Piyade Er Tugay Komutanı Albay Güven Dere, Adalet Komisyonu Başkanı Şahap Mutlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Can, İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, Manisa Barosu Başkanı Av, Ali Arslan, daire müdürleri, avukatlar ve adliye çalışanları katıldı.

Törende ilk olarak Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli ve Baro Başkanı Ali Arslan anıta çelenk sundu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan konuşma yaptı. Arslan, 2017-2018 adli yılın sorunların olmadığı bir adli yıl olmasını temenni etti. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana zaman zaman büyük tehlikelerle karşı karşıya kaldığını aktaran Arslan, “Bu tehditlerden en büyüğü 15 Temmuz 2016 gecesi yaşandı. Fethullahcı Terör örgütünün darbe girişimi milletimizin, Atatürkçü subaylarımızın, siyasi partilerimizin, sivil toplum örgütlerimizin kararlı ve kahraman direnişi ile başarısız kılındı. Hain, emperyalist güçlerle işbirliği içindeki FETÖ 50 yıllık örgütlenme sürecinde devletin tüm kritik noktalarını ele geçirdiğini, Silahlı Kuvvetlerin, Yargının, Bürokrasinin elin de olduğunu, önünde engel bir güç kalmadığını düşünerek darbeye kalkışmıştır ancak Türk milletini hesaba katmadılar.  Darbe kalkışmasından sonraki süreçte FETÖ’nün örgütlenmesinin çökertilmesi, finans kaynaklarının kurutulması, kamu kurumlarından dışlanması için büyük bir çalışma başlatılmıştır. Bu çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmeli ve amacı doğrultusun da yapılmalıdır. Hal’le elde edilen yetkiler başka amaçlarla kullanılmamalıdır" diye konuştu.

FETÖ’YE VERİLEN TAVİZLER BİZİ BU GÜNLERE GETİRDİ

Her adli yıl başlangıcında sorunsuz bir yıl temenni ettiklerini, ancak bunun bir türlü gerçekleşmediğini aktaran Arslan, “Adli yılın başlangıcı, hepimizin meselesi olan ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesini konuşmamız, uyarılarımızı yapmamız, çözümleri birlikte oluşturmamız için çok değerli sembolik bir gündür. 15 Temmuz süreci bu ülkeye bir günde gelmedi. Bir süreç yaşandı ve bu süreç içerisinde birçok yanlışlar yapıldı. Liyakat ilkesi terk edildi. Layık olanın layık olduğu yere gelmesi yerine ‘adam kayırmacılık’ ve  ‘sadakatçilik’ geçerli kılındı. FETÖ mensupları hep kayrıldı. ‘Bizdendir’ diye yolları hep açıldı. Hak edenlerin ise yolları hep kapatıldı. Neticede; ordumuz, polisimiz, dışişlerimiz, istihbaratımız, eğitimimiz az kalsın tamamen ele geçiriliyordu. Şimdi yapılanın başka tarikatların önünü açmak olduğunu görüyoruz. Liyakat değil, sadakat olduğunu görüyoruz. Çözüm; her vatandaşımızın kanun önünde eşitliğini güvence altına alacak hukukun üstünlüğü ilkesini hayata geçirmektir. Hukuka olan güveni sağlamaktır" diye konuştu.

YENİ YILDAN BEKLENTİLERİNİ AÇIKLADI

Yeni adli yılda da beklentilerinin olduğunu dile getiren Arslan, “Öncelikli beklentimiz adaletin vicdanları rahatlatarak, ‘adalet yerine buldu’  duygusunu uyandırarak en hızlı şekilde gerçekleşmesidir. Geride bıraktığımız adli yılda yargı içerisindeki FETÖ terör örgütünün yapılanmasının sona erdirme çalışmaları hızlı bir şekilde yürütülmüştür. Bu arada doğan boşluğu ortadan kaldırmak için bir çok Hakim ve Savcı alımı yapılmıştır. Sık sık yer değiştirme ve tayinler gerçekleşmiştir. Yaşanan bu süreç davaların uzamasına ve haklı olarak vatandaşın yakınmalarına neden olmuştur. Yargıdaki personel eksikliği hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır. Personel eksikliğinden kaynaklı sorunlar yaşanmamalıdır. Yargı siyasallaştırılmamalıdır. Yeteri kadar zedelenen hukuk sistemimizin daha çok zedelenmesine izin verilmemelidir.  15 Temmuzdan bu güne geçen sürede şu net olarak görülmüştür. Demokrasinin, özgür yaşamanın, Cumhuriyetimizin güvencesi Atatürk ilke ve devrimleridir. Bu sıkıntılı süreçte yargı camiası olarak Hukukun evrensel kurallarına uygun davranmamız yargıya olan güveni arttıracağı gibi ilerleyen zamanda Uluslararası camiada verilen kararların tartışılmasını engelleyecektir. Bu anlamda yargının üç ayağını temsil eden Hakim, Savcı ve Avukata büyük görev düşmektedir." ifadelerini kullandı.

“HAKKI, SAHİBİNE GECİKTİRMEDEN VERELİM”

Törende bir konuşma yapan Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli de, “Kişi hak ve özgürlüklerin temel güvencesi olan bağımsız ve tarafsız yargı yoksa hukuk devletinin varlığından söz edilemez. Hakkı sahibine geciktirmeden teslim edebilmenin verdiği huzur, biz adalet mensuplarının tek hedefi ve yegane gayesi olmalıdır. Adaletin tesisi toplumda yalnızca düzen ve dirliği sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin kalbine yaşama sevinci ve geleceğe dair en güçlü umutları da yerleştirir. Adaletten yoksun olan toplumları sadece haklarını kaybetmezler. Hak kavramları yanında iyiye ve güzele olan inançlarını ve geleceğe olan tüm umutlarını da kaybederler. İşte bizler kişi ve zamana göre değil her zaman ve herkes için adaleti gözeterek, bağımsızlık, tarafsızlık ve objektifliği tüm çalışmalarda benimseyen, görünüşte değil esasta şeffaf bir yargı anlayışı içinde adalet görevini yerine getirmeye çalışmalıyız" diye konuştu.

Tören düzenlenen kokteylle son buldu.

Editör: TE Bilişim