Ülkemizde ilk sulama kooperatifini Manisa’nın Akhisar ilçesine bağlı Beyoba’da kuran, bugün bünyesinde 2500 adet sulama kooperatifi, 27 Bölge Birliği ve 1,5 milyon ortağı bulunan, Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı Halis Uysal, iklim değişikliği ve kuraklık ile ilgili açıklamada bulundu.

RADİKAL ÖNLEMLER ALINMALI

Uysal, “Türkiye'de yıllık ortalama yağış yaklaşık 643 mm olup, yılda ortalama 501 milyar m3 suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274 milyar m3 toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaşmalar yoluyla atmosfere geri dönmekte, 69 milyar m3 lük kısmı yeraltı suyunu beslemekte, 158 milyar m3 lük kısmı ise akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır. Yeraltı suyunu besleyen 69 milyar m3 lük suyun 28 milyar m3 ü pınarlar vasıtasıyla yerüstü suyuna tekrar katılmaktadır. Ayrıca, komşu ülkelerden ülkemize gelen yılda ortalama 7 milyar m3 su bulunmaktadır. Böylece ülkemizin brüt yerüstü suyu potansiyeli 193 milyar m3 olmaktadır. Yeraltı suyunu besleyen 41 (69-28) milyar m3 de dikkate alındığında, ülkemizin toplam yenilenebilir su potansiyeli brüt 234 (193441) milyar m3 olarak hesaplanmıştır. Ancak, günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli amaçlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar m3, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar m3 olmak üzere yılda ortalama toplam 93 milyar m3 tür. 14 milyar m3 olarak belirlenen yeraltı suyu potansiyeli ile birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar m3 olmaktadır. Ancak biz bu suyun 42 milyar m3’ünü kullanabilmekteyiz. Bilindiği gibi Türkiye bugün küresel ısınmanın risk gurubu ülkelerin başında gelmektedir. Diğer yandan çevre kirliliğinde de 40 ülke arasında yapılan araştırmada yüzde 69,2’lik oranla birinci sırada bulunmaktadır. Kuraklık geçici değil kalıcıdır. Bu yüzden radikal önlemler alınmalıdır” dedi.

SU İLE İLGİLİ ALTYAPI OLUŞTURULMALI

Durumun önemine binaen acilen alınması gerekli önlemlerden bahseden Uysal, “Acilen Milli Su Konseyi kurulmalıdır. Bugün Türkiye’de 42 milyar metreküp su kullanılmaktadır. Bunun yüzde 11’i sanayi de, yüzde 14'ü içme ve kullanma suyu geriye kalan yüzde 75'lük miktar ise tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Her şeyden önce tarımsal sulamada acil önlemler alınmalı vahşi sulamayı terk edip, su kaybı minimum olan kapalı devre basınçlı damlama ve yağmurlama sulama sistemlerine geçilmeli ve bunun sağlanması için de devlet tam destek vermelidir. Kuraklık geçici değil kalıcıdır, bunun için geçici tedbirler yerine kalıcı tedbirler alınmalı, su gereğinden fazla kullanılmamalıdır. En ucuz su tasarruf edilen sudur.  Kışın yağan yağmurları ve denizlere akıp giden nehirleri depolayıp, yazın tarıma verilecek bir alt yapıya daha ehemmiyet verilmelidir. Gölet ve baraj yapımına hız verilmelidir. En ucuz su tasarruf edilen sudur. Su; ekonomik değere sahip, sınırlı bir doğal kaynak olup, kamu malıdır. Su kaynaklarının mülkiyeti kamuya ait olmalı ve Ulusal Su Kaynakları Politikası belirlenmelidir. Bu amaçla ilgili birimler bir araya gelerek Milli Su Konseyini oluşturmalıdır. Toprak ve su, kullanılması zorunlu, suni olarak üretilemeyen ve hayati öneme sahip dünyadaki kıt kaynaklardandır. Kentsel ve tarımsal su tüketimi, Türkiye'nin dikkatle planlaması gereken bir kaynak kullanım alanını oluşturmaktadır. Su potansiyeli ile kullanılabilir su varlığı arasındaki dengesizlikler olan ve yağış rejimi yetersiz-düzensiz bir ülke olarak, Türkiye, Dünya'da 26 ülke de 1,3 milyar insanın susuzluk çektiği bir ortamda, su politikaları alanında dün olduğundan çok daha dikkatli olmak ve doğru kararlar alıp uygulamak zorundadır. Türkiye Sulama Kooperatif Merkez Birliği olarak; Kırsal kesimde kent olanaklarının yaratılması, kente göçün sağlıklı bir biçimde gelişmesinin sağlanması, Su ve toprak kaynaklarının kirlenmesini ve yok olmasını engelleyici önlemlerin bir an önce alınması. Tarımsal Sulama işletmeciliğinde çiftçilerin söz sahibi olması ve kooperatifçiliğin ve birliklerin desteklenmesi, Tarımsal amaçlı sulama için kullanılan elektrik ücretleri artış oranının çok yüksek olmaması, Tarımsal elektriklerden KDV’nin kaldırılması. Kaçak enerji bedellerinin tarımsal elektriklerden çıkarılması ve diğer ülkelerde olduğu gibi tarımsal elektrikler devlet tarafından desteklenmelidir. Ülkemize bakıldığında o kadar da göründüğü gibi su zengini bir ülke olmadığımız gerçektir. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına 10.000 m3 ve daha fazla tatlı su düşmesi gerekmektedir. Türkiye ise 1870 m3 lük bu miktar su ile dünya sıralamasında 19. sırada yer almaktadır. Dünyadaki nüfusun hızla gelişimi ve buna paralel olarak artan tarımsal, içme, kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçları nedeni ile tatlı suya olan talep giderek artmaktadır. Halen dünyada su sıkıntısı çeken 26 ülkenin sayısının 50 yıl sonra 66’ya çıkacağı ve dünya nüfusunun 2/3 ünün çeşitli su sorunları yaşayacağı tahmin edilmektedir. Dünyada artan nüfus karşısında su paylaşımı gelecekte ülkeler arası çatışmalara da neden olacaktır. Ülkemiz de ise su durumu şöyledir. Potansiyel su miktarı yılda 230 milyar m3 iken kullanılabilir miktarı 110 milyar m3 tür Su potansiyelimizi en verimli şekilde kullanabilmemiz için baraj yapımına önem verilemesi gerekmektedir. Suları yağışlı havalarda depolayarak kurak mevsimlerde kullanabilmemiz için bir altyapı kurmak zorundayız. Denize akıp giden bir damla su Milli servettir. Gelişmiş ülkelerde tarım sektörü su tüketiminde “Yüzde 50 oranında bir yer tutarken ülkemizde bu oran  yüzde 75’i bulmaktadır. Tarım sektörünün su kullanımında ki ağırlığının azaltılabilmesi için su tasarrufu sağlayan kapalı devre damla ve yağmurlama gibi modem sulama yöntemlerine geçilmesi sağlanmalıdır. Devlet Su işleri Genel Müdürlüğünün son verilerine göre Türkiye deki içme ve tarımsal sulamada kullanılan barajlarımızın doluluk oranları yüzde 50’nin altında çoğunluğunda 1/3 oranındadır. Sonuç olarak şunu belirtmek gerekirse ekonomik sorunlar çözülebilir siyasi iktidarsızlıklar giderilebilir hatta ve hatta Suriye savaşı da bitebilir fakat duyarsız kalınan çevre zamanla insanlığın sonunu hazırlayacaktır. Su gibi düğümsüz olun” diye konuştu. 

Editör: Onur Yılmaz