Erdoğan "Öyle bir Cumhurbaşkanınız var ki, savaşım faizledir. En büyük düşmanım faizdir. Faizi 12'ye kadar düşürdük. Yeter mi, yetmez. Bunun daha da inmesi lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu akşam Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşeceğini söyledi ve "Bu akşam Putin'le görüşmemiz olacak. Sıkıntıları değerlendirme fırsatım olacak. Fevkalade bir durum olmazsa kışı dünyanın birçok ülkesine göre sıkıntısız geçireceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Ülkemizin 81 vilayetinden gelen esnaf ve sanatkar odalarımızın temsilcileriyle federasyon yöneticilerine çalışmalarında başarılar diliyorum. TESK 2 milyonu aşan üye sayısıyla beşeri ve iktisadi hayatımızın temel direklerinden biridir. Esnaf ve sanatkar, sokağımızın başında çayımızı yudumladığımız ocaktır. Bir tas çorbasını içtiğimiz bereketli dükkandır, sıcacık ekmeğimizi aldığımız fırındır, alışveriş yaptığımız manav, bakkal, kasaptır. Esnaf ve sanatkar dar günümüzde kapımızı çalan dostumuzdur.
FETÖ'cu alçakların şehit ettiği insanlarımız arasında daha 15 yaşındaki körpe delikanlıların, kadınlarımızın, askerlerimizin yanı sıra pek çok esnaf ve sanatkarımız da bulunuyordu. Birileri ATM'lere akın ederken, birileriyle darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarken benim su tesisatçısı, kunduracı, mobilyacı kardeşim gece boyunca tanklara, uçaklara meydan okudu.
Ahiliğin terbiyesini, ruhunu, adabını yaşatan esnaf ve sanatkarlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Ahilik kültürüyle yetişmiş esnaf ve sanatkarlarımızın yokluğunu bizlere hissettirmesin diyorum. Bizler tarih boyunca pek çok badire atlatmış milletin mensuplarıyız. Bugünlere birilerinin ihsanıyla değil, akrebin kıskacında yoğurularak geldik. Bedel ödedik, çile çektik. Gerektiğinde şehitler verdik. Her defasında karşılaştığımız sıkıntıların üstesinden alnımızın akıyla gelmeyi başardık. Onca saldırı ve kalleşliğe rağmen başımız dik şekilde yaşıyorsa bunun sebebi milletimizin birliğine sahip çıkmasıdır.
Ülkemizin ekonomik ve sosyal krizleri diğer devletlere göre en az zararla savuşturmasında ahiliğin büyük önemi vardır. Zimem defteri gibi kültürümüzde zaten var olan hasletleri yeniden ortaya çıkararak kimsenin açta açıkta kalmasına izin vermedik. Devletimiz bu salgın döneminde vatandaşını çaresiz bırakmadı. Küresel ticaretin durma noktasına geldiği zor günlerde muhalefetin abuk subuk çağrılarına rağmen milletimize bedel ödetecek kararlar almadık. Hiçbir vatandaşımıza nerede bu devlet dedirtmediğimiz gibi devlet olarak elimizi taşın altına koyduk. İş dünyamıza, ticaret erbabımıza sunduğumuz imkanlarla onların yükünü hafiflettik. Gelir kaybı ve kira desteğinin yanında 3-5 bin lira hibe desteklerimiz esnaf ve sanatkarlarımızın nakit akışlarının korunmasına katkı sağladı. 4 ay süreyle verdiğimiz desteklerle piyasaya aktardığımız kaynak 4,6 milyar lira dolayındadır. 3-5 bin liralık hibelerle 4,3 milyar lira ödeme yaptık. Esnaf ve sanatkarların hane gelirlerini koruma amacıyla Halkbank'tan kullandıkları kredi geri ödemelerinin 2020-2021 yıllarına ait 14 milyar liralık taksit tutarını öteledik.
Kredi ve kefalete olan borçlarını yapılandırmalarını sağladık. Ticaret erbabımızın kamuya olan borçları için de yapılandırma getirdik. Basit usulde vergilendirilen esnafın üstündeki gelir vergisi yükünü tümüyle kaldırdık.
Sizleri elektronik ticaretin risklerinden korurken faydalarından istifade etmenizi temin edecek adımlar attık. En son düzenlemelerle esnaf kesiminin bu pazardan aldığı pay da artıyor. Teklif Meclis'e geldiğinde methiyeler düzen muhalefet, kanun çıktıktan sonra iptali için düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini sizlerin takdirine bırakıyorum.
Dostlarınızı iyi tanıyın. Sizinle bu yolda yürüyen kardeşlerinizi iyi tanıyın. Hükümetin esnaf ve sanatkarlara sunduğu hizmetler sadece salgın dönemiyle sınırlı değildir. Sizin meselelerinizi kendi meselemiz olarak gördük.
Geçtiğimiz 20 yılda esnaf ve sanatkarlar lehine yapılan düzenlemeler burada saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Faydalarını bizzat görüyorsunuz. Ancak burada hafıza tazeleme bahabından birkaçını paylaşmak istiyorum. Finansmana erişim sıkıntısı vardı. Sermaye yetersizliği, teminat eksikliği nedeniyle esnaflar kredilerden yeterince faydalanamıyordu. Bankalarla cebelleşerek finansmana erişimdeki engelleri biz kaldırdık.
Az önce Palandöken bu kredinin 500 bine kadar çıkarılmasından bahsediyor. Şu anda Halkbank Genel Müdürüm burada. Bunlar aşılamayacak şeyler değil. Ama bir şeyi iyi kavramak lazım. Öyle bir Cumhurbaşkanınız var ki, savaşım faizledir. En büyük düşmanım faizdir. Faizi 12'ye kadar düşürdük. Yeter mi, yetmez. Bunun daha da inmesi lazım. Şu anda Halkbank müdürü karşımda. Merkez bankamızla bunları konuştuk. Önümüzdeki PPK toplantılarında bunun daha da inmesinin gereğini telkin ediyorum. Tabi aramızda faiz politikasını yüksek faizi savunanlar yok mu? Var. Buna başta muhalefet olmak üzere onlar da bunu savunuyor. Ama Cumhurbaşkanınız yüksek faizi savunmuyor, düşük faizi savunan politika güdüyor. İnşallah yılbaşından sonra enflasyonun düşük faizle ineceğine inanıyorum ve bunu savunuyorum.
Yatırım kredilerinde de ben diyorum ki, siz kamu bankalarının kapısını aşındırın. Özel sektör bankaları ne yapar ne eder bilmem. Kamu bankalarına talimatım var, yatırımcıyı darda bırakmayacaksınız, destek vereceksiniz.
Palandöken gaz vermeye alışmıştır. Devamlı gaz verir. Kamu bankalarına sesleniyorum, kolaylaştırıcı olacaksınız, zorlaştırıcı olmayacaksınız. Böyle bir kredi için başvuran esnaf olduğu zaman onlara da imkanlarınız neye el veriyorsa bu desteği inşallah kredi konusunda sağlayacaksınız. Herhalde Ziraat, Vakıf bu dediklerimi duymuştur.
Yatırım kredilerinde iş yeri ve taşıt alımlarında üst limiti 1 milyona çıkarmıştık. Yüzde 40 faiz oranıyla Halkbank'tan finansmana erişen esnaf enflasyona rağmen yüzde 9,5 seviyesinde bir oranla buna ulaşabiliyor. Esnaf ve sanatkarlara sunduğumuz imkanlar arasında sıfır faizli krediler de yer alıyor. Esnaflarımıza Halkbank'tan 234 milyar lira kaynak sağladık. Halkbank daha önce devletin ve finans sektörünün kaynakları sadece belli sermaye çevrelerine akarken biz bu imkanları esnaf ve sanatkarlara sunduk.
Türkiye küresel ekonomiyle tamamıyla bütünleşmiş bir ülkedir. Dünyada yaşanan krizlerin Türkiye'yi es geçmesi elbette düşünülemez. Küresel fırtınadan ister istemez biz de etkileniyoruz. Üretimdeki aksamaların yansımalarını şimdi çok daha net görebiliyoruz. Tüm dünya son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmektedir. İngiltere'de Sterlin patladı. Nereden nereye geldi. Övünüyorlardı... Ama şimdi bugün aldığımız haberlerle patladılar. Bu sorunlara bir de Rusya Ukrayna arasındaki savaş eklendi. Enerji fiyatları astronomik fiyatlara çıkmış, gıda krizi ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.
Avrupa kış mevsimini en az hasarla atlatmanın peşinde. AB ülkeleri bunun düşüncesi içinde. Türkiye'nin böyle bir sorunu var mı? Yok. Enerji tasarrufu çağrılarını sizler de yakından takip ediyorsunuz. Parlamentoda yorgan, battaniye dağıtıyorlar. Öyleyse gereğini de sizler en güzel şekilde yapacaksınız.
Karadeniz ve Doğu Akdeniz'deki sondaj ve arama faaliyetleriyle bu sancılı döneme rahat giriyoruz. Bu akşam Putin'le görüşmemiz olacak. Sıkıntıları değerlendirme fırsatım olacak. Fevkalade bir durum olmazsa kışı dünyanın birçok ülkesine göre sıkıntısız geçireceğiz. Üretimi, istihdamı, ihracatı ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomi modelimizin müspet etkilerini görüyoruz. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolarlık ihracat vardı, şimdi 250 milyar doları aşan 300 milyar dolara giden ihracata eriştik.
Yollarımız ve otobanlarımız, TIR'lar otomobiller kamyonlar nasıl çalışıyor. Araç kullanırken zorlandığınızın farkındasınız. Bu bir şeyi gösteriyor. Demek Türkiye öyle anlatıldığı gibi bir ülke değil.
İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen yolcu ve kargo noktasında trafikte rekor kırıyor. İş gücüne katılım oranımız artmasına rağmen istihdamda 31 milyon sınırına dayandık. En büyük sıkıntımız olan hayat pahalılığı sorununu çözmek için gayretle çalışıyoruz. Tarımda açıkladığımız yüksek alım fiyatlarından ücretli çalışanların maaş zamlarına kadar pek çok tedbirle toplumumuzun tüm kesimlerine sahip çıkıyoruz. Bir gerçek var. Paradan para kazanmaya alışmışların ve mandacı iktisatçıların hiçbir geçerliliği kalmamış, eski modellere ait ezberlere müsaade etmiyoruz.
Dün Etlik Şehir Hastanesi'ni açtık. Adeta bir devlet. 4050 oda ve yatak kapasiteli bir hastanemizi açtık. Ya rab bizlere bu günleri gösterdi. Sağlıkta bu adımı atmanın mutluluğu içindeyiz. 20'nci şehir hastanesini açtık.
Muhalefet diğer projelerimiz gibi İlk Evim İlk İş Yerim kampanyamıza kara çalsa da vatandaşlarımız ilgi gösteriyor 5 milyona varan başvuru var.
Şu anda buralarda zaten arsa tahsisi noktasında dün TV programında da açıkladım. Arsa tahsisiyle altyapısı yapılmış olarak vatandaş orada konut mu yapar, kendine ait evini mi yapar ayrıca bir de projede iş yerlerimiz var. Bu projeyi de hayata geçireceğiz. İş yerlerini de uygun ödeme şartlarıyla genç girişimcilerimize sunacağız.
İş yeri demek istihdam demektir, üretim, daha fazla büyüme demektir. Birlikte büyümek suretiyle makro ekonomik hedeflere ulaşmak en büyük arzumuzdur. Devletimize güvenmenizi istiyorum. Varsın, birileri millete hizmet diye musluk açmaya devam etsin. Musluk açmaktan başka hüneri yok. Temel atma ya da atmama törenleriyle milletin karşısına çıksın, komik durumlara düşsün. Takoz olmayı siyaset yapmak zannetsin. Ülkemiz için çalışmaya üretmeye taş üstüne taş koymaya devam edeceğiz.
Şu an itibarıyla sadece KYK olarak 850 bin yatak kapasiteye ulaştık. Kim için gençler için. Herhangi bir sıkıntımız yok. Sizlerin duası ve desteği yanımızda olduğu sürece tüm engelleri yıkıp geçeceğimizden şüphe duymuyorum. HÜRRİYET