Sagun, “TBMM’nin açılmasıyla komisyonların şehit aileleri ve gazilerin taleplerini gündeme almalarının zamanın geldi. Şehitlik çok önemli bir kavram. Şehit dediğimiz, baş tacı etmemiz gereken kişi. Kendi ülkesi için, bizler için ve bizlerin huzur içinde yaşaması için, bayrağı için, vatanı için canını feda eden kişidir." diye konuştu.

Şehitlik mertebesinin, inanç ve kültürde son derece önemli bir yeri bulunduğunu vurgulayan İbrahim Sagun, Şöyle devam etti: "Soru şu? Sayısızca vermiş olduğumuz taleplerin karşılığında, Bu kadar değerli ve bu kadar önemli olduğunu düşündüğümüz ve hemen hemen her ortamda dile getirdiğimiz, şiirler yazdığımız şehitlerimiz için, şehitlerimizin aileleri için acaba siyaset kurumu olarak görevlerinizi tam yaptınız mı? Samimi düşüncemi ifade edeyim, bana göre yapılmadı. Bunun yapılması lazım. Şehidimiz elbette ki baş tacımızdır. Elbette ki onu uğurluyoruz. Devlet töreni ile uğurluyoruz ama geride bir aile kalıyor. Geride evlatlar kalıyor. Acaba aileye, şehit gazi evlatlarına, ailelerine gerekli özeni gösteriyor muyuz? O önemi veriyor muyuz? Bu konuda başarılı değiliz. Sorun, siyaset kurumunun olayları biraz sıcaklık geçtikten sonra zamana terk etmesidir. Çok sayıda şehit Ailemiz var. Şehitlerimizin evlatları var, zaman zaman yasalar çıkarılıyor. Siyaset kurumu ve bürokrasi hiçbir şey yapamıyor, taleplerimize doğru destek verilmiyor. Zaman zaman siyaset kurumu belli yasalar çıkarıyor ama bu yasalar gerçekten aileleri tatmin ediyor mu? Ailelerin sorunlarına çözüm üretiyor mu? Gazilerimiz var yine aynı şekilde. Şehitlerimiz hayatlarını veriyorlar. Bu ülke için, bu vatan için. Gazilerimiz de bedenlerinden bir parça veriyorlar. Yaşıyorlar ama bedenlerinden bir parça veriyorlar. Kimisi elini, ayağını, gözünü, kolunu veren, vücudunda mermiyle hala gezen Gazilerimiz de var. Acaba onların haklarını, onların hukuklarını gerçekten teslim ediyor mu?" diye konuştu.

Sagun, bir başka acı tablonun ise şehitler ve gaziler arasında ayrımcılık yapılması olduğunu söyledi. Şehit ve gazi arasında ayrımcılık olamayacağına vurgu yapan Sagun, "Şehit, şehittir, gazi gazidir. Ayrımcılık olmaz. Bütün bunların tamamının belli bir çerçeve içinde ele alınıp sorunun çözülmesi lazım. Eğer biz bunu yapabilirsek, sivil toplum kurumu olarak görevinizi yerine getirmiş oluruz. Bürokrasi de, şehit ve gazi yakınlarının kamu kurum ve kuruluşlarda, bazı sendikalarda Şehit yakınlarının pozisyonlarının verilmemesi hususunda mobbing uygulamaktadırlar” dedi.

Ankara'da oturup kanun teklifi vermekle bu sorunun çözülemeyeceğinin, öncelikle sorunu yaşayanın dinlenmesi gerektiğinin altını çizen Sagun, bunun yapılması durumunda sağlıklı çözümler üretileceğini vurguladı. Sagun, "Bugüne kadar pek çok kanun çıktı. Ama söylediğim yöntem izlenmediği için her seferinde çıkan kanunda bir eksiklik oldu, bir yanlışlık oldu. Her çıkan kanun bir grubun işini çözerken ya da sorununu çözerken diğer grupları mağdur etti. Bunun kolektif olarak ele alınması ve çözülmesi lazım." dedi.

Sagun, bu konuda Şehit Gazi Aileleri Koruma ve Kalkındırma Derneği Olarak kendilerinin de çaba harcadığını, hazırladıkları teklifleri 20 Ağustos 2022’de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Manisa mitinginde elden verilerek eksikliklerinin giderilmesi için bütün derneklere gönderdiklerini anlattı.

İlçede zabıta denetime çıktı! İlçede zabıta denetime çıktı!

Bu konuda verdikleri talepleri, tekliflerinin kabul edilmediğini dile getiren Sagun, şöyle konuştu: "Ama bunun arkasını da bırakmış değiliz. Bu eşitliğin sağlanması lazım. Huzurun sağlanması lazım. Yakınmaların sonlandırılması lazım. Şehit aileleri biliyorum yakınıyor, Gaziler biliyorum yakınıyor. 'Ya biz niye ikinci sınıfız. Benim evladım da, Babam da, Kardeşim de Şehit onun evladı da Şehit ama ona sağlanan imkanla bana sağlanan imkan arasında dünya kadar fark var. Neden bu ayrıcalık.' Haklı mı haklı? Dolayısıyla bunların giderilmesi lazım. Şimdi size 32 maddeden oluşan bir çözüm paketi Sayın Cumhurbaşkanımıza, Aile sosyal Bakanlığına, Milli savunma Bakanlığına, Grup Başkan vekillerine, siyasi parti Başkanlarına, kamuoyuna, sunduk. Bakın, eksiğimiz varsa söyleyin tamamlayalım. Yanlışımız varsa yine söyleyin, yanlışını düzeltelim. Çünkü olayı yaşayan şehit gazi aileleridir, bizleriz. Tamam, bizler de üzülüyoruz ama asıl gözyaşını döken şehit gazi aileleridir. Bedeninden bir parça bırakıp normal hayatta herkes gibi mücadele edemeyenler bizleriz. Dolayısıyla şehit gazi ailelerinin görüşü bizim açımızdan son derece değerlidir."

Çözüm önerilerini sıralayan Sagun, yaptığı bütün toplantılarda şehit yakınlarına, "Bizim devlette bir muhatabımız yok." dediğini aktardı. Sagun, şöyle konuştu: "Bir yere gidiyoruz Sosyal Güvenlik Kurumu. Bir yere gidiyoruz Çalışma Bakanlığı, bir yere gidiyoruz efendim falan Bakanlık diye, bizim bir merkezimiz olması lazım. Bunun için Şehit Yakınları ve Gaziler Yüksek Kurulu'nun kurulması lazım. Böyle bir kurulun olması lazım. Biz kapı kapı dolaşmamamız gerekir. Devlet bizi kapı kapı dolaştırmaz. Biz bu devletin bekası için mücadele etmiş insanlarsınız. Birinci nokta önce Devletin içinde Bağımsız, sağlıklı çalışan bir kurumun oluşturulmasıdır. Bu kurum olduğu takdirde Biz de rahat edeceğiz, siyasetçi de rahat edecek. İkincisi şu, şehit yakınları ve gaziler arasında ayrımcılık var. Bu ayrımcılığın kalkması lazım. Ayrımcılık olmaz. Ayrımcılık yaparsanız toplumu bölersiniz, ayrıştırır, kutuplaştırırsınız. Dolayısıyla ayrımcılığa son veren bir kanun teklifinin verilmesi lazım, Gaziler ve Şehit Yakınları arasında. Dedik ki, 'Gazi Gazidir Şehidimiz de Şehidimizdir. Eğer bir kanun çıkacaksa hiçbir ayrım yapmadan bütün Şehit Aileleri ve Yakınları için aynı avantajları sağlayan bir kanun çıkaralım. Biz bunu TBMM sinde görüşülerek tartışılmalı, red edilmeyecek bir şekilde olabilir. Ama inşallah, benim Devletim bunun üstesinden gelir. Ben bu konuyu her zaman dile getireceğim tekliflerimizi he zaman yapacağız. Şehit yakınları ve Gaziler arasında hiçbir ayrım olmayacak. Herkesin hakkı hukuku teslim edileceğinden hiç bir şüphem yoktur."

Gaziler ve Şehit Aileleri arasında çok düşük aylık alanların bulunduğunu, bunu zaman zaman dile getirdiğini aktaran Sagun, "Şehit yakınları ve gazilere bağlanan aylıkların en düşük memur aylığının altında olmaması Gerekir. Bunun kural olarak konması lazım. O zaman bir eşitlik sağlanmış olur. Anneye, Babaya belli bir aylık verilmiş olur." dedi.

Başkan Sagun, 18 yaşından büyük ve öğrenci olmayan şehit yakınlarına devletin sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Niye bir iki kişi, evlatlar arasında niye ayrım yapıyorsunuz? Milyonlarca çalışan var Devlette. Beş kişi, şehit yakını, gazinin evladı olmasın Allah aşkına devlete yükü ne olabilir? Bunun da kalkması lazım. Şehidimiz, Gazimiz, evlatları varsa 18 yaşını aşmışsa herhangi bir işi yoksa kaç kişi olursa hepsini alıp devletin istihdam etmesi lazım." diye konuştu.

Eğitim konusuna da değinen Sagun, 18 yaşından küçük çocuk okuyorsa, eğitimin bütün süreçlerinde, şehit yakınlarının ve gazilerin çocuklarının bütün eğitim masraflarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini kaydetti. Bir Gazinin protezini değiştirmek istediği zaman "40 dereden su getirildiğini" söyleyen Sagun, "Bir devlet bu kadar çaresiz olamaz. Bu da yanlıştır. En iyi sağlık imkanları kime sağlanıyor milletvekillerine, aynı imkanın şehit yakını ve gaziler için sağlanması gerekir." ifadesini kullandı.

Malul sayılmayan gaziler bulunduğuna da değinen Sagun, bunun da objektif bir kuralının konması gerektiğini söyledi. Başkan Sagun, kutuplaşmanın, kavga etmenin hiçbir faydasının olmadığını ifade etti.

Sagun, "Cennet gibi bir ülkemiz var. Bu güzel Ülkede hepimiz barış, huzur içinde Yaşayabiliriz. Elbette ki coğrafyanın ciddi ağırlıkları var ama bu coğrafyada hepimiz Barışı, huzuru sağlamak için ortak mücadele verebiliriz. Kimsenin inancını, kimliğini siyasete malzeme yapmadan bunu gerçekleştirebiliriz. Biz bu sorunları beraber çözmek zorundayız." dedi.

Kaynak: Özkan ÇELİK