Manisalılar, günlük hayatta bu tür ifadeleri sıkça kullanırken, bu ağzın eşsizliği ve renkliliği de şehrin sosyal dokusunu oluşturan önemli unsurlardan biridir. Bu ifadeler, Manisa'nın sıcakkanlı ve neşeli atmosferini yansıtırken, aynı zamanda şehir halkının birbirleriyle kurduğu samimi iletişimi güçlendirir.
Manisa Ağzını Biliyor Musunuz?
Manisa ağzına ait bazı kelimeler ve onların ilginç anlamları arasında, birçoğu gülümsemeye sebep olan komik ifadeler bulunmaktadır. Örneğin, "alcımak", sıradan bir sinirlenme durumunu ifade ederken, "apartmak" sadece alıp götürmek anlamına gelmez, aynı zamanda bir eylemi hızlıca yapmak için kullanılan bir ifadedir. “Böğürtmek”, az haşlamak için kullanılır. "Balkımak" ise şimşek çakmak anlamına gelirken, "başa" kelimesi ağabey anlamına gelir.
İşte Manisa Ağzına Özel Eşsiz İfadeler ve Anlamları
- Alaklamak: Acele etmek
- Alcımak: Sinirlenmek
- Apartmak: Alıp götürmek
- Aydeş: Cılız çocuk
- Aynaşmak: Alay etmek
- Balkımak: Şimşek çakmak
- Başa: Ağabey
- Batar: Sancı
- Baylanmak: Nazlanmak
- Belen: Tepe
- Belgildemek: Birden korkmak
- Böğürtmek: Az haşlamak
- Bulla: Abla
- Bükre: Kambur
- Calgazan: Geveze
- Cımık: Azıcık
- Cıngıl: Ufak üzüm salkımı
- Cıvmak: Fırlamak
- Cice: Yenge
- Ciciklen: Isırgan otu
- Çaynaşmak: Dolaşmak
- Çıbıl: Fakir
- Çilçik: Şımarık
- Çivmek: Birden uzamak
- Çiyin: Omuz
- Çovaş: Güneş
- Çönmek: Çömelmek
- Dabalanmak: Acemice iş yapmak
- Dabırmak: Gürültü etmek
- Dadaş: Küçük çocuk
- Dansak: Lüzumsuz
- Deşmek: Yaramaz
- Denzirmek: İmalı konuşmak
- Dernek: Çarşamba
- Düzge: Süs
- Efe: Büyük kardeş
- Emtülü: Öncelikle
- Enki: İşte, şu
- Eşik: Balkon
- Galak: Boynuz
- Galan: Kız
- Gamga: Çelik
- Gari: Artık
- Gelek: Göçmen
- Gireği: Pazar günü
- Göde: Şişman
- Göğnek: Gömlek
- Göllüklü: Zengin
- Gönenmek: Mutlu olmak
- Gücürgenmek: Gücenmek
- Güre: Kuvvetli, dinç
- Ha dendi: Haydi
- Hıkkıcık: Hıçkırık
- Hışır: Nemli toprak
- Horansa: Pırasa
- Horsa: Öfke
- Hotra: İnat
- Hönkürü: Orada
- Huncacık: Birazcık, şu kadarcık
- Ildız: Yıldız
- İlistir: Süzgeç
- Kaktırıver: İttirmek
- Kalan: Artık yeter
- Kavşırmak: Kucaklamak
- Kavzamak: Muhafaza etmek
- Kenderek: Düğün
- Kompir: Patates
- Manıt: Sersem
- Metlemek: Zıplamak
- Mısmıtıl: Tıpkı
- Negıda: Ne kadar
- Sangadal: Aniden
- Sekemek: Basamak
- Vere: Ha bire, Devamlı
- Yalım: Galiba
- Yunmak: Yıkanmak
- Zere: Demek ki, Onun için